Yayınlanma Tarihi: 27 Nisan 2011 — okunma
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı “Çılgın Proje” gerçekten çok önemli. Çok beğendim. Daha önce duyduğum ileriye dönük bir proje.
Sayın Erdoğan’ın konuşmasının tamamını dinleyemedim. Sokollu Mehmet Paşa’nın adı geçti mi bilemiyorum. Proje, 450 yıl öncesinden ona ait.
Tüm tarihçiler bilir. Osmanlı Tarihinde üç hükümdara sadrazamlık yapan Sokollu Mehmet Paşa, (Kanuni’nin son dönemleri, II. Selim’in tüm dönemi, III. Murat’ın ilk yılları) çok başarılı bir sadrazam idi. Sonuçta, rasathane kurduruyor diye öldürüldüğünde hayata geçirmek istediği üç önemli projesi vardı.
Birincisi, Kızıldeniz ve Akdeniz’i birleştiren Süveyş Kanalı. İkincisi doğudaki Safevi sorununu çözmek için Asya’daki Türk topluluklarını destekleyerek, Rus Devleti’ne engel olmayı amaçlayan projeydi. Don ve Volga Irmakları’nın birbirine en çok yaklaştığı yerde bir kanal açarak, Karadeniz’i ve Hazar Deniz’ini birbirine bağlayacak olan proje.
Her iki proje, bu topraklar Osmanlı Devletinin elinden çıktıktan sonra neredeyse yüz yıl önce gerçekleşti.
Diğer üçüncü proje ise, Karadeniz ile Marmara’yı birbirine bağlayacak projeydi. İstanbul Boğazı’ndan geçen su yolu, daha da kısalacak ve boğazın yükü azalacaktı.
Ancak, bu proje hayata geçememişti. Yine bütün coğrafyacılar bilir ki, doğal yollarla oluşmuş, su geçitlerine “boğaz” insan eliyle açılmış su geçitlerine “kanal” denilir.
Her ikisi de deniz yolu ulaşımında olağanüstü kilit noktalardır ve bu noktaların sağladığı gelir, masraflarını kat ve kat çıkarmaktadır.
Bu proje ile dünyada bir ilk daha gerçekleşecek, kanal ve boğaz, ilk kez bu kadar yakın olacak.
Boğazlar konusu Lozan’da (24 Temmuz 1923) çözülmüş gibi görünse de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin istediği gibi değildi. Yani Misak-ı Milli’ye (Milli sınırlar) uymuyordu. Boğazları yönetmek hakkı, güçlü devletlerin üyelerinden oluşan bir komisyona verilmişti. Bir lütfen bu komisyon başkanı da T.B.M.M.’i üyesi olacaktı.
Atatürk’ün ileriyi gören dış politikası sonucu ve Almanya ile İtalya’nın II. Dünya Savaşı öncesi saldırgan tutumları nedeni ile “boğazlar sorununu” Milletler Cemiyeti’ne taşıdı.
Rusya’nın itirazına rağmen boğazların yönetimi T.B.M.M’ye bırakıldı.
Bugün Avrupa, Asya, Kafkaslar, Rusya hattında enerji koridorunun odak noktası olan boğazları, ticaret ve enerji yükünden kurtaracak olan bu proje ile İstanbul’da, bütün bu yüklerden kurtulmuş oluyor.
Sonuç olarak ülkemizin, üretim ve pazarlamaya yönelik projelere çok ihtiyacı var. Fakat bu projede Türkiye’nin kalbi olan İstanbul’u kurtaran bir “su çevre yolu” gibi. Çok çok önemli geleceği parlak ve hinterlandı da çok geniş.
Hayata geçemeyen bu projeyi öğrencilerime hep anlatırdım ve artık hiç gerçekleşemeyeceğini zannederdim.
Yiğidin hakkını vermeli. Diğer devletler için İstanbul ve boğazı bekleyen tehlikeler önemli olmayabilir. Fakat giderek artacak olan yük (ticaret, turizm, trafik, enerji) İstanbul’un geleceğini karartmakta idi.
Hayırlı olsun. Bölgeye, insanlığa, Türkiye’ye. Bence bu proje, Anadolu Yakası’ndan İzmit Körfezi’ne açılacak. Siliviri’de dilde. Silivri adı göstermelik de olabilir, gerçekte olabilir. Bilmek isterdim ama, bilemiyorum. Riva adını bundan sonra çok duyacağız.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.