Ordu Valisi Sn. Orhan Düzgün

Misafir Kalem unyetv@unyetv.net

Yerel Gazeteciler Adına Teşekkürlerimizle

Gazetecilik mesleği kadar saat, vakti, yeri belirsiz olan başka bir meslek var mıdır acaba? Cevabını da ben vereyim, zannetmiyorum, yoktur.

Gazetecilik çok hareketli bir o kadar da çok hararetli bir meslek.

Gazeteci olmak hem çok kolay hem çok zordur. Bu meslekte ulusal ve dünya çapında adını duyuranlar da gerçekten çok başarılı insanlardır. Bir çok meşakkatli yollardan geçerek isimlerini duyurmuşlardır fakat yazdıkları yazamadıklarının da ancak yüzde biridir.

Tarih boyunca gerçeklerin yazılması sorun olmuştur. Gerçekler de bir çok bakış açısına göre çeşitli renklere bürünmüştür. İşte cümbüş ortasında nerede ve nasıl duracağına kısmen kendisi kısmen de şartların izin verdiği ölçüde mesleğini icra edenler bu mesleğin nehrini oluşturmuştur.

Bu haber ve gerçek nehrinde boğulanlar, yarışı tamamlayanlar ve hatta yıldızı gün be gün parlayanlar olmuştur. Onların çoğunu bilirsiniz de bir de bu işin mutfağını oluşturan haber ekipleri, teknik ekipler vardır ki onları genellikle tanımayız.

Gazete, tv, radyoların haber toplayan ekipleri günümüz de internet sayesinde işlerini dijital ortamda görüyor olsalar da yinede zor şartlarda çok az ücretlere çalışmaktadırlar.

İşte bu gazetecileri çalışma şartlarını kolaylaştırmak amacı ile çıkartılan 212 sayılı yasa 10 Ocak 1961 tarihli oluğu için bugün “çalışan Gazeteciler günü” ilan edilmiştir.

Gazeteciler, halkın “haber alma” özgürlüklerine hizmet ederken bir yandan yine halkın “özel hayatın korunması hakkına” saygı çerçevesi ve daha birçok engelleyici nedenler ile çalışmalarını yürütmeye çalışıyorlar.

Yıllar içerisinde değişen şartlar da, gazetecilik mesleğinin koşullarını belirlemektedir. Osmanlı Devleti zamanında açılan ilk gazeteler “sansür” sorunu ile boğuşurken “demokrasi” adına yayınlarında, yazılarında cesur davranan gazeteciler kadar yazarlar da “fikirlerini” açıkça yazmaları durumunda hep var olan yönetimlerin hışmına uğramışlardır. Tevfik Fikret kendi öneminde yaşanan bu durumları ”Sis” isimli çalışmasında manzum halde dile getirmiş, bu haklı durum karşısında dönemin hükümdarı Abdülhamit Han’da “Sis” isimli bir yağlı boya tabloyu bu değerli edebiyatçı ve düşünür adamına hediye ederek sanatsal bir cevap vermiştir

Demokratik bir ortamda çok sesli bir basın da halkın en güçlü iletişim kaynağıdır da çok zordur basının görevi. Basında çalışanlar da tüm zorluklarına rağmen bir tutku halinde çalışmalarını yürütürler. Bir takım düzenlemelerle iyileştirilen şartlarla bu güne gelen Türk Basının, Atatürk’ün önderliğinde kurulan, İrade-i Milliye Gazetesi, milli mücadelenin rotasının çizilmesi ve halka gerçeklerin aktarılmasında önemli görev üstlenmiştir. Daha sonra kurulan Hakimiyet-i milliye Gazetesi ise Kurtuluş Savaşı ve sonrası dönemlerde dünyaya Türk milletinin yaptığı çalışmaları aktarırken, TBMM ile hakimiyetin yüce millette olduğunu duyurmuştur.

Yine Atatürk’ün öncülüğünde kurulan Anadolu Ajansı ile de tek kaynaktan, doğru bilgileri dünyaya duyurmuştur. Türkiye’nin en ünlü gazetecileri ile başlayan çalışmalar ile günümüzde de Anadolu’nun en büyük haber kaynaklarından olan bu ajanslardan ve gazetelerden oluşan “Yerel Basın”da yıllar öncesine göre hak ettiği önemi giderek kazanmıştır.

İşte tam bu duruma örnek, “Çalışan Gazeteciler Günü” nedeni ile Sn. Valimizin verdiği yemektir. Tabiî ki yemek bahane, önemli olan Valimizi kendilerinin çalışmalarını her koşulda izleyen “Yerel Basın” çalışanlarını hatırlayarak onlar ile hiç de aceleye getirilmeyen bir şekilde vakit geçirmesi, her grup ile masalarında, samimi, bir şekilde sohbet etmesidir.

Çok şık hediyesi içinde ayrıca teşekkür ederken, bu davet karşısında “Çalışan Gazetecilerin” ne kadar memnun olduklarını bir kez de ben belirtmek isterim.

Sn .Valimiz, Ünye grubunun masasına geldiğinde ise genellikle “turizm” ağırlıklı bir sohbet gelişti.Karadeniz Turizmi konusuna oldukça ilgili olan Sn .Valimiz bu çerçeve içerisinde turizmi Ünye’den başlatıyor. Bu arada “Doğu Karadeniz Turizmi” bir bütün olarak ele alındı, bizlerde bu çerçevede “Kabakdağ Köyü” için yapılan çalışmaları bir kez daha hatırlatmak istedik ki Sn. Düzgün, bu çalışmadan da haberdar ve de “Ekolojik Tarım yapılıyor orada” diyerek önemsediğini belirtti. Gazeteci arkadaşlar tarafından yoğun şekilde “kış aylarında yakılan kömür etkisi ile ortaya çıkan duman ve kirli hava” dile getirildi.

Sn. Düzgün bu konuda çok duyarlı olduklarını ve fakirlere dağıtılan kömürlerin ölçümlerinin yapıldığını, olması gereken limitlere uymayan kömürleri geri yolladıklarını ve fakirlere dağıtılan kömürlerin, halkın kullandığı kömürün sadece yüzde beşini teşkil ettiğini bildirdi.

Bu arada Söz döndü dolaştı ”Ünye Fatsa Belgeseli”ne geldi. Ve Sn.Vali belgeselde, İstanbul’da bir banka şubesinde karşılaşan Ünyeli banka memuru ve Fatsa’yı muudi arasında ki (Fatsa’lı Güreda Çamaş’ın anlattığı) diyaloğun, belgeselin başlığına uyduğunu belirtti.

Masamıza geldiklerinde, Vali Bey ile yan yana oturabilmek şansına bu kadar yaklaşmış olmak tüm masadakileri heyecanlandırdı, hatta bu yönde kendimizce tedbirler aldık ancak bu şansıda Ünye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İbrahim Coşkun’a bıraktık.

Sn.Valimizin her kes üzerinde ki izlenimi oldukça iyi, sevilen, sayılan, makamına yakışan, güzel yürekli bir devlet temsilcisi.

Ben 1998 den bu yana yazıp çiziyor, TV Programı yapıyorum ve ilk kez bir “Çalışan Gazeteciler Günü “ davetine katıldım. Önemli bir ayrıntı değil mi?

.

.