son haberler

Post – Bizans Dönemi’nde Ünye – I

Yayınlanma Tarihi: 26 Şubat 2016 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

İstanbul’un fethinden sonra Yunanistan’ın doğu kilisesi sanatı, Post – Bizans Dönemi sanatı olarak adlandırılmıştır. Osmanlı döneminde Rumlar, 1839 yılına kadar yeni bina inşâ ettiklerinde kubbe yapamadılar, mermer sütun kullanamadılar, görkemli bina inşâ edemediler. Dolayısıyla bazilikal plâna geri döndüler, ahşap çatı ve sütunlar kullandılar, ahşap sütunların üzerini alçı ile sıvayarak mermer gibi boyadılar. Bu döneme Post Bizans Dönemi adı verildi. 1839’da haklar eşitlenince kubbeli, mermer sütunlu, ama üslûpsuz binalar yaptılar. Bu yapılar Bizans, Osmanlı, Gotik, Barok etkili oldu. Bu yoruma Neo Bizans dendi.1

Bu döneme ait Pontos âbidelerini araştıran Anthony BRYER ve arkadaşları “The Post-Byzantine Monuments of Pontos2 adlı 310 sayfalık eseri yayımladılar. Makalemizin konusunu da eserde yer alan bu dönemdeki ÜNYE bahsi oluşturmaktadır. İki bölümde paylaşacağımız makalenin aslını graduate student Cafer SARIKAYA hemşehrimiz bana ulaştırmış, İngilizce’den Türkçe’ye başarılı tercümesini de mesai arkadaşım Ziraat Yüksek Mühendisi Oğuz ERDOĞAN yapmıştır. Her ikisine de müteşekkirim.

  1. Oinaion (Ünye) (Resim 75-6) (sh. 243)

Ünye, Chalybian demir atölyesi ile Ortaçağ Pontos limanlarının önde gelenlerinden biriydi. XIX. Yüzyıl’a kadar Neocaesareia (Niksar) iç güzergâh yolu Amisos (Samsun) – Amaseia (Amasya) yolu ile rekabet halinde bulunmaktaydı. Selçukluların Karadeniz’de Ünye’yi çıkış olarak kullanmak için sürekli bir amaçları vardı. Ünye’yi 1157 – 1175 tarihlerinde fethederek hâkimiyetlerinde tuttular. Ünye, Gabras tarafından yeniden ele geçirildi. Hemen sonra gelecekte imparator olacak olan Andronikos Komnenos hükümdarlığının başkenti oldu. O Ünye, şımarık Andronikos’un ünlü metresini getirdiği yerdi.

Kudüslü Baldwin III’ün dul eşi Theodora Komnene (1142 – 1163) ki Beyrut ve Acre’yi birlikte yönetmişlerdi.. Damascus (Şam), Harran ve Bağdat’ta sürgün olarak yaşadı ve Koloneia (Şebinkarahisar) yakınlarında bir kaleyi Saltuch (Saltuk) adındaki bir Türk Beyi için zaptetti.

Andronikos, 1182’de Bizans tahtını ele geçirmek için Ünye’den hareket etti. Torunlarından Alexios ve David, Trabzon İmparatorluğu’nun kurulması akabinde Ünye limanını ele geçirdi ama kısa zaman sonra 1220’de yine Türkler’e yenik düşmekten kurtulamadı.

Michael, Büyük Komnenos saltanatının ilk sekiz gününden sonra 07 Ağustos 1341 tarihinde oraya sürgün edildi, ancak daha sonra Limnia’ya (Çarşamba’daki Taşlıköy olduğu tahmin edilmektedir) hapsedildi.

1347 yılında Türkmenler muhtemelen kısa bir süreliğine Ünye’yi istilâ etttiler ancak 1380 – 7 yılında Limnia’nın kaybedilmesiyle Ünye, Trabzon İmparatorluğu’nun (Trabzon Rum Devleti demek daha doğrudur. M.U.M.) en batıdaki önemli karakolu oldu; Cholkokondyles 1390’da bu gerçeği teyit etmektedir. Kaçınılmaz olarak Ünye’nin savunması güçlendirildi.

1404 yılında Clavijo, bir banliyö yerleşim alanındaki yaklaşık 300 Türk’den (muhtemelen 1347 yılından beri kalan Çepniler; XIX. Yüzyıl seyyahları da köy olarak bahsetmektedir) gayri nüfus çoğunluğunun Rumlar olduğunu kaydetmiştir. Daha sonra, hem Ünye’ye komşu tepenin zirvesindeki eski iç kale Orgias (Çaleoğlu Kalesi) hem de limandaki başka bir kale, zapteden Melissenos Ailesi’nin bir hükümdarı tarafından yönetildi.

Ortaçağ peri masalları zamanında ve yerinde bir ifadeyle batıda efsaneden güncelliğe olağanüstü bir aktarımla Orgias, ünlü «Atmaca Kalesi» için en belirgin adaydır; Pontos türkülerinde onun son olarak bir prenses tarafından Türklere karşı savunulduğu dile getirilmiştir. (Bkz. Plate 75)

Ama daha da ehemmiyetli olanı aslında en geç XII. Yüzyıl’dan itibaren orada bir çeşit kalenin var olduğuna dair bilgiler Ünye’nin geçmiş dönemlerine ait tarihî verilerden teyit edilmesi gerekse de Clavijo’nun bulguları deniz kıyısındaki bir kalenin mevcudiyetine ait ilk kesin göstergedir.

1445 yılı baharında Karadeniz’de bir Burgonya «haçlı» seferi olur ve Geofroi de Thoisy ve küçük bir filo «tüm Karadeniz’de dolaşır ve Türkler’in olduğu söylenen birçok gemiye binerler ve yanıp tutuştukları Onyo adlı bir kaleye. Ve oradan Trabzon İmparatoru’nu görmeye giderler, …».

Burgonyalıların Ünye’deki kaleden atılması ve Büyük Komnenos John IV’ün sonraki ziyâretleri kasabanın bilâhare Türkler’in eline geçtiğini düşündürmektedir; her halûkârda ardından gelen şikâyetlerin ortaya koyduğu gibi Burgonyalılar hedeflerini belirlemede Yunanlılar, İtalyanlar ya da Türklere kıyasla son derece beceriksiz idiler. (sh. 244)

1640’da Evliya (Çelebi), kalenin sahilde, kare profilde taş bir yapı olduğunu yazmış ve kalenin Büyük Komnenos tarafından inşâ edildiğine dair bir tradisyonu kayıt düşmüştür.

Yaklaşık 1806 yılında kale, yörenin büyük toprak sahibi Trabzon ve Canik’in paşası Hazinedaroğlu Süleyman Zade’ye geçti ki kendisi sonradan kaleyi görkemli bir saray haline dönüştürdü (Muhtemelen Ünye Kalesi ile Paşabahçe surları içerisindeki Âyân Konağı birbirine karıştırılmış. M.U.M.). Yaklaşık otuz yıl sonra (sh. 245) seyyah Hell kale ve sarayın Ressam Jules Laurens imzalı ve günümüze dek ulaşan üç adet çizimine imkân sağlamıştır:

«Saraya gelince, devâsa salon ve köşkleri, yaldızlı yüksek şömineleri, geniş galerileriyle İstanbul Boğazı’ndakiler gibi resmi çizilmeye değecekler arasında olacak. Koridor ve avluları birçok hizmetçi doldurmakta. Harem, yapının arkasındaki bahçenin dip tarafına çıkıyor ve hanımlar bir odaya kapatıldıktan sonra oraya girebilmem nezaketi gösteriliyordu. Bağdat – Oda denilen ünlü mekânı ziyâret ediyorum ki orada serili bir halı üzerinde Süleyman, bazı oyunlar (tavla, satranç) oynuyor ve Hz. Muhammed’in yedinci kat göğe yükselmiş olduğu savını öne sürüyordu. Divanlarla çevrili sekizgen formundaki oda Avrupalı’nın zevkine hitap etmeyen dikkat çekici resimlerle donatılmıştı. Bilhassa çok hoş tasarımlanan çiçek ve meyvelerle bezeli kordonları gözlemliyorum. Konağın günümüzdeki (1846) zilyeti Süleyman’ın uzak bir akrabasındadır.»

Ama Ortaçağ kale duvarları üzerinde inşâ edilen saray, zaten çürümeye yüz tutmuştu ve en sonunda 1900 dolayında yanıp kül oldu. (Paşa Sarayı’nın ne zaman yandığı araştırmacılarca merak konusu olmuştur. Murad Efendi’nin konuya biraz açıklık getirdiği anılarındaki; «Bir kanadı yangınla yok olan konak Osmanlı stilini temsil ediyor. Ünye konağı belirttiğim gibi her ayrıntısıyla ulusal özgün tarzı temsil ediyor ve harap hali, yakında onun da bir zamanların şâşaalı dönemi gibi yitip gideceği izlenimini veriyor.» dediği tarih 1854’tür. Demek saray bu tarihten önce yandı. Ressam Jules Laurens, çizdiği saray resmine 14 Ağustos 1847 tarihini şerh düştüğüne göre Paşa Âyân Konağı 1847 – 1854 tarihleri arasında çıkan bir yangında yanmış olmalı. M.U.M.) Ünye’nin 1926 tarihli Türkçe rehberinde onun yeniden inşâ edildiği bilgisi vardır. Kale duvarları, Hamilton’un tanımladığı gibi «harika bir antik görünüm» olarak durmaktadır. Bunların, küçük kare bloklar şeklindeki yapısı, Kordyle’deki Alexios III’ün kalesi ve Rize (Rhizaion) surlarında olduğu gibi Büyük Komnenoi İmparatorluğu’nun başlıca diğer savunma yerlerindekine yakın bir benzerlik taşımaktadır. Onlar belki de Alexios III tarafından 1380’de inşâ edilmiş olabilir; daha da muhtemel olanı kuruluşlarının en azından, bu tarihten çok daha erken olabileceği ihtimalidir. Kale ki hiç araştırılmamıştır, en etkileyici Ortaçağ Pontos surlarından biriydi ve Hazinedaroğlu mekânı altında, XIX. Yüzyıl Pontus âbidelerinin en dikkat çekicilerinden biri olarak kaldı.

Burada Süleyman Paşa’nın haremi vardı, çok büyük olasılıkla aynı yerde Andronikos Komnenos, bir Kudüs Kraliçesi ile vakit geçirmişti. Kale, Ünye’nin doğu kesiminde evler arasında kamufle durumda olup denizden sadece birkaç metre geride Atlantik Oteli’nin tam batısındadır. (Resim 76’ya bakınız)

Devam edecek

KAYNAKÇA :

1 KAVRAKOĞLU, Füsun – Bizans İmparatorluğu 57 | Bizans’ta Mimari 7 Post Bizans, Neo Bizans, Bizans Bahçesi http://blog.kavrakoglu.com/tag/post-bizans-donemi/

2 BRYER, Anthony with David Winfield, Selina Ballance and Jane Isaac – The Post-Byzantine Monuments of the Pontos, Ashgate, 2002, 310 sh.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku