son haberler

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

Yayınlanma Tarihi: 29 Mart 2024 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

 

 

Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi…

Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi gibi illa ben de okula gideceğim diye tutturan biri değildim. Daha doğrusu benim dışımda başkalarının yaptığı iş beni hiç ilgilendirmiyordu.

Beklenen vakit geldi. Okul açıldı. Okullar demiyorum bir tane okulumuz vardı. Okul dedimse evden bozma bir şey. Metruk bir bina içine yerleşmiş beş sınıf. Öğretmenimiz bizi sınıf sınıfayırdı. Aynı oda içinde farklı sınıflarda bir öğretmen ile ders görmeye başladık.

Öğretmenimizin kıyafetleri hiç kırışık olmazdı. Çocukluk muhayyilem ile bunu anlayamıyordum. Ütü denilen şeyden habersiz olduğumuz için bazı kıyafetlerin kırışık olmamasına bir anlam veremiyordum.

Öğretmen birinci sınıflarla ilgilenirken bazı sınıflar resim yapıyor, bazıları yazı yazıyor, bazıları da önlerindeki kitaba sessizce bakıyordu. Daha doğrusu ben öyle sanıyordum. Meğer sessiz sessiz kitaba bakanlar gözleriyle kitabı okuyormuş. Bunu çok sonra öğrendik. Çünkü öğretmenimiz bize de sessiz okumayı öğretti.

Okulumuzun daha doğrusu ortak olarak kullandığımız sınıfımızın bir duvarında “Mevsimler Şeridi” diğer tarafında da “Çağları” gösteren uzunca bir kâğıt vardı. Biz okumayı öğrendiğimiz halde mevsim şeridi denilen şeyin ne işe yaradığını bilmiyorduk.

Eylül, ekim, kasım derken birinci dönem sona erdi. Belli aradan sonra okula tekrar başladık. Her gün daha hızlı okuyor, üstelik çok heceli kelimeleri bile okuyabiliyorduk. Gün geçtikçe okumamız düzeliyor, hatta okuduğumuzu anlıyorduk.

Ve takvimler mart ayının birini gösterdiği vakit öğretenimiz sınıfa daha doğrusu bütün sınıflara hitaben; “Bugün mart ayının ilk günü. Yani ilkbahar mevsiminin başlangıcı” dedikten sonra duvarda asılı mevsimler şeridini elindeki “Gösterme çubuğu” ile göstererek; “Bakın mart, nisan mayıs” bahar aylarıdır. Ağaçlar çiçek açmış, her yer yeşermiş, güneş daha parlak” gibi kısa bir nutuk irad ettikten sonra bize ilkbahar mevsimin geldiğini söyledi.

Ben hemen sararmış yerdeki; eylül, ekim, kasım aylarının sonbahar mevsimine ait olduğunu; kartopu oynayan çocukları bulunduğu yerde; aralık, ocak ve şubat ayları olduğunu gördük. Bu aylar da kış mevsimine aitmiş.

Daha güneşli olan ve denizde yüzenlerin olduğu aylar ise; haziran, temmuz ve ağustostu. Bu ayların tamamının yaz mevsimini temsil ettiğini öğretmen izahatta bulunmadan muhakeme yoluyla anlamıştık. O zamanda telefon, televizyon gibi düşünmeyi dumura uğratan cihazlar olmadığından, muhakeme yapmak daha kolay oluyordu.

Yine mart ayı geldi…

Bazı ağaçlar yaprak, bazı ağaçlar çiçek açtı.

Bölgelere göre sıcaklık hissedilir derece arttı.

Baha gönle gelirse bahardır. Yoksa Recaizade Mahmut Ekrem’in “Geldi amma neyleyim, sensiz baharın şevki yok” mısraı aklıma geldi.

Bahar gönle gelirse bahardır. Yoksa insanda şevk mi bırakır…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku