son haberler

Tersâne-İ Âmire ve Ünye

Yayınlanma Tarihi: 18 Ağustos 2015 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

İmparatorluğun son dönemlerine kadar gemi inşâ sanayiini kendi imkânları ile yürütmeyi başaran Osmanlılar’ın, çağdaşı devletlerin hiçbirinde görülmeyen bu üstünlüğü henüz yeterince incelenmemiştir. İmparatorluk topraklarının denizle iç içe olması sebebiyle ihtiyaç halinde hemen her yerde gemi inşâsına teşebbüs ediliyordu.3

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul fethinin (1453) ardından Karadeniz’e yöneldi. Sadrazam Mahmud Paşa’nın yönetimindeki Osmanlı donanması, Karadeniz’in Anadolu kıyılarını kendi topraklarına katmak amacıyla 1459’da Amasra’yı Cenevizliler’den, 1461’de Sinop ve civarını Candaroğulları’ndan aldı. Aynı yıl karadan ve denizden kuşatılan Trabzon – Rum Devleti Osmanlı hâkimiyetine girdi. Fatih ve II. Bayezid devri donanmaları, Ceneviz’in Karadeniz’deki kolonilerini bölgeden uzaklaştırdı.3

Büyük hazırlıkların yapıldığı harp senelerinde, gemi inşâ faaliyetlerinin üssü olan Tersâne-i Âmire ve diğer tersâneler haricindeki gemi inşâ tezgâhlarında da ihtiyaç olan gemilerin inşâsına çalışılmaktaydı. H. 1115 (M. 1703) senesinde Karadeniz’in muhafazası için sadece Karadeniz sahillerinde 40’ı Anadolu, 40’ı Rumeli tarafında olmak üzere 80 FİRKATE inşâ edildiğini görmekteyiz. XVIII. Yüzyıl’ın başlarına kadar Karadeniz sahillerinde 44 gemi tezgâhı bulunduğunu tespit etmekteyiz. Meselâ, Karadeniz sahillerindeki gemi inşâ tezgâhlarından H. 1115 (M. 1703)’de ÜNYE’de iki FİRKATE inşâ edilmişti.1

Firkate; Osmanlı donanmasında, ince donanmanın ağır gemilerinden, kürekle yol alan, çektiri türünden, hızlı bir savaş gemisidir. Gemi inşâsında asıl hizmeti geçen ve kalabalık bir şekilde çalışanlar Marangoz ve Burgucular idi. Bilhassa sefer senelerindeki ihtiyaç üzerinde civar bölgelerden de Tersâne-i Âmire’de gemi inşâatında çalıştırılmak için san’atkâr tedârik edilmesi cihetine gidiliyordu. Karadeniz’in sahil bölgesindeki Samsun, ÜNYE, Trabzon ve Sürmene gibi kadılıklardan marangoz ve burgucu gönderilmesi emrediliyordu.1

Kenevir sapından çıkarılan lif’ demek olan kendirin, gemilerin gerek inşâsı gerekse donatılmasında kullanılacak halat ve bezlerin hammaddesi olması bakımından Tersâne-i Âmire için teminine büyük ölçüde ihtiyaç vardı. Kendir temin edilen bölgelerin başında Canik Sancağı gelmektedir. Evliyâ Çelebi’nin.. bütün dünyaya yetecek kadar bol kendir bezi üretildiğini zikrettiği bu havâlide, Canik Sancağı’na bağlı Erim (Çarşamba), Terme, ÜNYE, Hisarcık, Ayvacık, Ökse, Fenârî, İfrâz-ı Fenârî ve Akçay Kazâları’ndan müteşekkil dokuz kazâ Tersâne-i Âmire’ye kendir veren OCAKLIK’lardı.1

Ocaklık kendirin temini için civardaki bazı gelirlerin tahsis edildiği anlaşılmaktadır. Meselâ, H. 1043 (M. 1633/34) senesinde Canik’teki “müsellemân-ı mensûh” gelirlerinden 280.000 akçe, Samsun iskelesi mukataasından 100.000 akçe ve ÜNYE’nin mübâyaa akçesinden 60.000 akçe olmak üzere toplam 440.000 akçe bu işe ayrılmıştı. Nitekim, H. 1107 (M. 1695/96) senesinde Fatsa ve ÜNYE’den tedarik edilen 5.000 kantar kendir telinin râyiç fiyat üzerinden satın alınarak Tersâne-i Âmire’ye teslimi istenmişti ki satın alınan miktarın 3.000 kantarı, kantarına 5,5 kuruş ödenmek üzere Fatsa’dan, 1.242 kantarı ise kantarı beş kuruştan olmak üzere ÜNYE’den temin edilmiş ve bedeli olarak tamamına 22.710 kuruş ödenmişti. H. 1108 (M. 1697) ve H. 1110 (M. 1698) yıllarında da satın alınacak 8.000’er kantar kendir teli için 40.000’er kuruş tahsis edilmişti.

Tel yapmak için mazmanlara kantar başına 15 akçe, halat yapmak üzere de üstadlara 3 akçe ödenmekteydi. Canik Sancağı’ndan toplanan kendir, Samsun iskelesinden gemilerle Tersâne-i Âmire’ye naklediliyor, gemilerin nakliye ücreti ise Kendir Emini tarafından gemi sahiplerine ödeniyordu. Sinop, ÜNYE, Giresun ve diğer kadılara gönderilen Evâsıt-ı Cemâziyelevvel 1103 (M. 29 Ocak – 8 Şubat 1692) tarihli bir hükümde, Samsun’dan Tersâne-i Âmire’ye kendir nakledecek gemilere kira ücreti olarak kantar başına 20 akçe ödenmesi emrediliyordu.1

RESEN sözcüğü; ip, urgan ve halat manâlarına gelir. Bir kadırgada çarmıh, abli, yalkı kazı, üçürdek, bradone ve tartıla adı verilen HALATLAR bulunmaktaydı. Samsun ve ÜNYE Kadıları’na, kethûda yerlerine, halat toplamaya memur olan Ahmed Ağa’ya ve Yeniçeri serdarlarına hitaben yazılan bir emirde maktû olan 5.000 kantar halatın gönderilmesi isteniyordu.1

Karadeniz’deki 40 kalyonun bazı tasarruflarla 100’e çıkarılması düşünülmekteydi. Devlet, 1800’de ÜNYE TERSANESİ’nin yapımına başlamış, Ünye Tersanesi 1801’de 43.000 kuruşa tamamlanabilmişti.5 Osmanlı’nın gemilerini Sinop’ta yapma istekleri, buradaki donanma kalyonlarının inşâsı gecikebilir düşüncesiyle kabul edilmedi. Ali Paşa’ya bu gemileri, Sinop yerine Karadeniz’de gemi inşâsına uygun olan Giresun, ÜNYE ve diğer tersanelerde yapması tavsiye edildi.7

1809’da Tersâne-i Âmire’de hazırlanan altı KORVET, İngiliz donanmasıyla birlikte Malta taraflarına gönderildi. Bu sırada Osmanlı İmparatorluğu Rusya ile savaş halinde bulunuyordu. 1824’te korvetlere büyük ihtiyaç duyulmuş olmalı ki Karadeniz’in Anadolu ve Rumeli sahillerinde bulunan gemi inşâ tezgâhlarında pek çok korvet inşâ edilmiştir. Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa’nın bir takriri bu konuda bilgi vermektedir. Buna göre, 29 m (38,5 zirâ) uzunluğunda Bartın, Kemer, Gemlik, Akçaşehir ve Kidros’ta birer, Ünye’de iki, Samsun’da iki, Misivri’de bir, Çingene İskelesi’nde bir ve Midilli’de bir olmak üzere toplam on iki KORVET inşâ edildi. Korvet; üç direkli, yelkenli savaş gemisidir. Uzunluğu 25 – 32 m arasında değişen korvetlerin sadece en üst güvertesinde yirmi – otuz civarında top bulunuyordu.2 – 3

1821 – 1826 yılları arasında bağımsızlık iddiasıyla Akdeniz adalarındaki Rumlar’ın isyan etmesi sadece adalardaki Rumlar’ın değil, Karadeniz’in Rumeli ve Anadolu sahillerinde yaşayan gayr-ı Müslim tebeanın da Karadeniz’de yaptıkları ticaretin durmasına sebep oldu. Çünkü devlet, sahibi ve süvârisi reâyâdan olan gemilerin Karadeniz’de seyrüseferlerini ve ticaretlerini yasaklamıştı.4

Osmanlı deniz ticaretinde kullanılan gemiler oldukça çeşitli idi. Bunlar arasında şehtiye, şayka, çırnık, çekdirme, pergende, melekse, çekeleve, kırlangıç, volık, martiko, çamlıca, sakoleva, brik, pulaka ve golet sayılabilir.4

1830’lardan sonra adalara mensup reâyâ tüccara hemen hemen hiç denecek kadar az rastlanmakta, bunların yerini Karadeniz’in Rumeli ve Anadolu sahillerindeki Varna, Vasilikoz, Misivri, Ahyolu, Ahtabolu, Tirebolu, ÜNYE, Giresun ve Trabzon’a mensup reâyâ tüccar almaktaydı. Müslüman gemiciler ise İstanbul’da oturan ve Karadeniz’in Anadolu sahillerinde yaşayan bilhassa Trabzon, Rize, ÜNYE, Bartın, Tirebolu, Ereğli, Giresun ve civarına mensup olanlar idiler.4

İlk Deniz İnşâiye Mühendisi diye kabul edilen Hacı Emin Efendi de Ünyeli’dir. Kendisi mükemmel İngilizce bilen bir fen adamı imiş. Seksen sene evvel (tahminen 1872’de) Amerika’ya gitmiş. Amerikalılar, Türk deyince yatağanlı, şalvarlı bir insan aramışlar. Fes hariç olmak üzere kendileri gibi giyinen, dillerini bilen bir fen adamı ile karşılaşınca hayret etmişler.6

Tarihî coşku ve perspektiften, gönül limanlarına demir atmak dileğiyle.. esen kalınız.

16 Nisan 2010 / Ankara

KAYNAKÇA:
1 BOSTAN, İdris – Osmanlı Bahriye Teşkilâtı: XVII. Yüzyılda Tersâne-i Âmire, TTK Basımevi, VII. Dizi, Ankara, 1992, 314 sh.

2 BOSTAN, İdris – Kürekli ve Yelkenli Osmanlı Gemileri, Bilge Kitap Yayın No. 2, Nisan 2005, 461 sh.

3 BOSTAN, İdris – Osmanlılar ve Deniz, Deniz Politikaları, Teşkilât, Gemiler / Küre Yayınları, 45. Kitap, Deniz Tarihi Arş. 1, Ekim 2007, 241 sh.

4 BOSTAN, İdris – İzn-i Sefine Defterleri ve Karadeniz’de Rusya ile Ticaret Yapan Devlet-i Âliye Tüccarları 1780 – 1846, Türklük Araştırmaları Dergisi, Sayı: 6, Yıl: 1990, Sayfa: 21 – 43’den ayrı basımdır, 49 sh.

5 ÖZKAYA, Yücel – XVIII. Yüzyılda Osmanlı Kurumları ve Osmanlı Toplum Yaşantısı, 1985, 459 sayfa.

6 ŞEN, Yüksel – Ünye Tersaneleri, Vatan Gazetesi – Ordu İlâvesi, Vatan’ın Memleket Serisi No. 36, 20.08.1952, 4. sh.

7 KARAGÖZ, Rıza – Canikli Ali Paşa, 2003, 190 sayfa.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku