Yayınlanma Tarihi: 11 Mart 2016 — okunma
“1967 yılında bir kamyon üstünde düğün için Niksar’a gitmiştim” diyor Araştırmacı Yazar Sayın Hasan AKAR. Üç bölümlük makalesinde devamla “Tokat’a döndüğümüzde hepimiz de değirmende un öğütmüş insanlara dönmüştük. Daha sonraki yıllarda bu yola zamanın Başbakanı Süleyman DEMİREL’in Niksar’a geleceği zaman ilk defa asfalt dökülmüştü. Aradan yıllar geçti. Bu süreçte çok mu şey değişti diyeceksiniz. Maalesef hemen her yıl pansuman tedbirlerin ötesinde değişen hiçbir şey yok.” ifadeleri yer almakta.1
Niksar Danişment Gazetesi‘nde iyi bir haber; Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM’ın, Tokat, Niksar ve Ünyelilerle birlikte tüm Karadenizlileri mutlu eden “2010’da acilen Tokat – Niksar – Ünye Yolu bitirilecek” şeklinde yatırım sözleri…
Tarihî kaynaklara göre özellikle Boğazköy ve Maşathöyük tabletlerinden anlaşılan – Tokat ve civarı M.Ö. 2000’lerde Hititler döneminde hem Kaşkalar’ın hem de Hititler’in egemenliği altında iki gücün kıyasıya mücadele ettiği bir alan içinde kalmıştı.
Araştırmacılar Karadeniz sahili ile Tokat arasında bu iki milletin asker sevkıyatı için bu yolu kullandığında birleşmektedirler. İç Anadolu ve Karadeniz sahil kesimi arasında önemli bir geçit yeri olan Ünye – Niksar – Tokat hattı eski çağlardan beri ticarî ve askerî yolların kavşak noktasını oluşturmakta, Niksar (Neokaesareia) üzerinden Canik (Paryadres) Dağları’nı aşarak Ünye‘ye açılmaktaydı.
Bu yol mil taşları ile Niksar ve Zile yakınlarında bulunan antik yol kalıntıları ile de ispatlanmıştır. Roma İmparatorluğu ve sonrasında Pontos Krallığı zamanında deniz yoluyla gönderilen yiyecek, silâh ve asker Niksar’da Pontos Kralı Mithrydates tarafından konuşlandırılmış, 40 bin piyade ve 4 bin süvari savaşa hazır hale getirilmiştir.
Dolayısıyla Roma ve Bizans tarafından bu tarihî yol uzun süre kullanılmış, Niksar ve Ünye Kaleleri de aynı dönemlerde güvenlik açısından iyice onarılmıştır.
Ünye ve Niksar’dan geçen bu yol aynı zamanda tarihî İpek Yolu‘nun da önemli bir bölümünü oluşturmaktaydı. İpek Yolu, İlkçağ ve Ortaçağ’da Çin ile Ortadoğu ülkelerini birbirine bağlayan ana ticaret yoludur. İpek Yolu’nun bir kısmı denizden olmak üzere değişik güzergâhları vardır. Kafkasya’dan Trabzon Limanı’na gelen mallardan Karadeniz’e ve İç Anadolu’ya sevk edilmek istenilenler önce Ünye Limanı‘na ve pazarına getirilir oradan da Ünye – Niksar – Tokat – Sivas hattından Anadolu’nun diğer illerine dağıtılırdı.
Yazımızda bu yolun daha çok Türklerin 1071’de Anadolu’yu fethinden sonraki dönemleri üzerinde duracağız. Sultan ALPARSLAN’ın ekibinde bulunan Danişmend Gazi Danişmendli Türk Devleti‘ni kurmasıyla birlikte Karadeniz kıyılarına hâkim olmaya başlamıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin parçalanmasıyla kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, Danişmendlileri de hâkimiyeti altına almış; Tokat, Niksar, Ünye de bu yönetim içine dâhil olmuşlardır.
Türkler 1280 yılında Karadeniz sahil şeridinde Giresun’un batısında ve Ordu bölgesinde faaliyete başladıktan sonra 1347 yılında Ünye ve çevresini Niksar’a ulaşan dağ yolu ile beraber ele geçirmişlerdir. Böylelikle bu yol ve çevresi tamamen Türklerin eline geçmiş ve bu yol Kaşkalar, Hititler, İskitler, Kimmerler, Persler, Pontoslular, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Danişmendliler, Anadolu Selçukluları, Hacı Emiroğulları, Tacedddin Oğulları ve Osmanlılar tarafından askerî, siyasî ve ticarî amaçlı olarak kullanılmıştır.
Tokat – Niksar – Ünye yolu ile ilgili en ciddî çalışmalar XIX. Yüzyıl’ın ikinci yarısında başlar. 1864 yılında Niksar Kazası Ünye Sancağı‘na bağlanır. Ünye’nin sancak merkezi olmasıyla birlikte çok hızlı bir şekilde Ünye – Niksar Yolu’nun da ele alındığı imar hareketleri görülür. Zaten Ünye’nin sancak olduğu yıllarda yapılan en büyük çalışma Ünye – Niksar Yolu’nun tesviye edilerek genişletilip rahat bir şekilde ulaşıma açılması olmuştur. Bu yol yapımında Ünye Sancağı’na bağlı Niksar haricinde Erbaa, Karaguş (Akkuş) Kazaları da zor rastlanır bir fedakârlık örneği göstermişlerdir.2
Yolun açılmasıyla Erbaa – Niksar – Ünye hattı ile daha kolay ve kısa bir ulaşım sağlanıp Ünye Limanı daha işler hale getirilmiştir. Diğer bir açıdan bu yolun yapılmasıyla o dönemlerde şiddetle artarak devleti zor durumda bırakan, asker kaçaklarının, yerli, Rum, Ermeni ve Gürcü Çeteleri’nin de daha kolay yakalanıp halkın güvenliğinin sağlanması düşünülmüştür.
Ünye – Niksar Yolu’nun ilk kazma vuruşu, 01 Ağustos 1864 yılında büyük bir heyecanla gerçekleştirilmiş, düzenlenen törene mülkî ve mahallî erkânla birlikte, Müslüman ve gayrı Müslim din adamları, halk ve öğrenciler katılmışlardır. Yapılan programa göre aynı tarihlerde Niksar tarafından da yol çalışmalarına başlanacak, üç gün sonra Ünye’den birkaç görevli Niksar tarafına doğru giderek çalışmaları yerinde göreceklerdir.
Bu yolun açılması işlerini takip için de 1808 yılından itibaren Trabzon Vâlisi Hazinedârzâde Süleyman Paşa‘nın oğlu, babası gibi önceden Trabzon Vâliliği yapan Hazinedârzâde Osman Paşa‘nın damadı Süleyman Bey maaşsız olarak gönüllü görevlendirilecektir.
Yapılan yolla ilgili Müfettiş Paşa, Sadaret Müsteşarlığı’na gönderdiği 21 Ağustos 1864 tarihli yazıda, Ünye – Niksar arasındaki 18 saatlik yolun açılması için Niksar ve Ünye halkının büyük gayret sarf ettiğini, 70 – 80 yaşındaki insanların bile çalışmaktan muaf oldukları halde işe geldiklerini, emeği geçenlerin başta Ünye Kaymakamı Mustafa Bey olmak üzere takdirname ile ödüllendirilmesinin gerekli olduğunu ifade etmiştir.
Ünye Kaymakamı Mustafa Bey sık sık atına binerek maiyetiyle Niksar’a doğru hareket etmiş, durumu yakından görerek geri dönmüştür. Yapımda her kazaya üç saatlik mesafe yolun inşâsı görevi verilmiştir. Niksar tarafının – halkı teşvik ve ikna – takip işi Meclis Âzası’ndan İbrahim Beyzade Mustafa Bey (Beyler Sülâlesi’nden, Niksar Belediye Meclis Üyesi Müjdat ÖZBAY’ın dedesi) tarafından yapılmıştır. Yol yapımında yabancı yol mühendisleri de görev almışlardır. Bunlar; Mühendis Mösyö Seramoni ve Kondoktör Leyran‘dır.
Bu yolda günde ortalama 16.000 kişi hiçbir ücret almadan “Yollar ve Geçitler Nizamnamesi”ne göre çalışmışlardır.
01 Ağustos 1864 tarihinde başlayan çalışma 15 Eylül 1864’de sona ermiştir. 1,5 ay gibi kısa sürede tamamlanan yoldan ilk olarak Erbaa ve Niksar’dan hareket eden arabalar Ünye‘ye ulaşmıştır.
23 Eylül 1864 tarihinde Ünye Kaymakamı Mustafa Bey‘in imzasıyla Müfettiş Paşa’ya gönderilen yazıda bu yolun açılmasıyla Rebiülahir’in 21. Perşembe günü (22 Eylül 1864) Niksar’dan zahire yüklü, renkli boyalarla boyanmış, kumaşlarla süslenmiş iki arabanın yola çıktığı ve Ünye – Pirinçlik Mevkii’nde törenle karşılandığı, daha sonra da şehir içinde gezdirildiği bildirilmektedir.
Başbakanlık Devlet Arşivleri‘nde 1281 (H)21/Ca (1865) tarihli belgede Niksar Yolu’nun Tesviyesi, 22/Ca /1281 (1865) tarihli belgede Ünye – Niksar Yolu’nun tesviye ve inşâ olunduğu, 26/S/1301 (1884) tarihli belgede Tokat’tan Ünye İskelesi‘ne kadar yapılacak yolun Niksar Kasabası’na kadar olan kısmının resmî açılışı, 06/C/1281 tarihli dokümanda ise Niksar – Ünye arasındaki yol yapımında hizmetlerinden dolayı bazı kişilerin ödüllendirilmesine dair belgeler bulunmaktadır.
Ünye – Niksar Yolu’nun açılması örnek bir çalışma olması yönüyle o dönem basınında da geniş yankı bulmuştur. 23 Ekim 1864 tarihinde Takvim-i Vekayi Gazetesi‘nde yayımlanması için Maarif Nezareti’ne gönderilen yazıda “daha önce Tokat’tan Samsun’a 40 saatte gelinirken yeni açılan bu yolla 25 saatte gidilebilinecektir” denilmektedir.
Devam edecek
KAYNAKÇA :
1 AKAR, Hasan – Tokat – Niksar – Ünye Yolu Üzerine Değerlendirmeler – I, http://www.niksardanismend.com/yazar.asp?yaziID=92
2 AKAR, Hasan – Tokat – Niksar – Ünye Yolu Üzerine Değerlendirmeler – II, http://www.niksardanismend.com/yazar.asp?yaziID=106
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.