son haberler

Ünye Kazası’nda Âyânlığın Gelişimi – III

Yayınlanma Tarihi: 12 Şubat 2016 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Devlet, vilâyete ait önemli meselelerde, başı daraldığında “âyân ve eşrafa” başvurmaktaydı. Şehirde pek çok hususta âyân ve eşrafın rolü önemli idi. Asker temininde, vergi toplanmasında, hazinenin uğradığı şehir ve yolların korunmasında, eşkıya tedibinde âyânlara sık sık başvuruluyordu.2

Ordu kazası yerel tarihine ait şecerelerde geçen ve âyânlık dönemine ve birbirleriyle mücadelelerine ait en eski anlatı Şeyhoğulları ile Kadıoğulları arasındaki mücadele ve bu mücadele karşısında merkezî otoritenin aldığı tavırla ilgidir.1

Merkezî hükûmetin kuvvet ve kudretinden çok şeyler kaybetmesi sebebiyle ülkedeki âyânlık mücadeleleri zaman zaman kanlı çatışmalara dönüşüp yaygınlaşınca Babıâli, 1786’da âyânlığa son verdi ve yerine şehir kethüdalığını getirdi. Ancak şehir kethüdaları âyânlar kadar güçlü, muteber ve iş görür kimseler olmadıklarından Babıâli’nin emirlerini gereği gibi uygulayamadılar ve devlet işlerini yerine getirirken bazen de âyânların muhalefeti sebebiyle görevlerinde tam anlamıyla başarılı olamadılar.

Durumun düzeltilmesi için, 1790’da çıkarılan bir hükümle her kazanın önceki düzen üzere halk tarafından seçilmiş âyânlarının görevlerine tâyin edilmeleri kararlaştırıldı. Âyânlığın resen ihdasıyla Anadolu ve Rumeli’de âyânlık mücadeleleri yeniden alevlendiği gibi merkeze karşı âyânların giderek güçlendiği görüldü.5

Fatsalı Ahmed Ağa’nın büyük oğlu olan Süleyman Bey, babasıyla beraber Ankara’ya sürgün edilmiş, babasının affedilmesi üzerine birlikte Canik’e geri dönmüştür. Babası Canik Muhassılı iken Süleyman Bey de Ünye Mütesellimi bulunuyordu. Babasının ölümünden sonra, Canik Muhassıllığı Süleyman Bey ve kardeşi Ali Bey’e verildi. 02 Aralık 1752 tarihinde Süleyman ve Ali Bey’ler halen “ber vech-i malikâne iştiraken Canik muhassılları” görünmektedirler.7

Sahildeki kentlerin, vergi birimlerinin muhassıllıklarını alabilmek, iltizamları kontrol etmek, kentleşmeyle artan ticarî faaliyetler ve denizcilikten pay almak konusunda âyânların yoğun faaliyet içerisinde bulundukları görülmektedir. Ordu’nun, sosyal ve ekonomik süreci çevresindeki büyük merkezlere oranla biraz daha arkadan takip ettiği söylenebilir. Bu durum Ordu’daki âyânlık dönemini ve âyânları görece daha küçük, ikincil konumdaki âyânlar durumuna düşürmektedir. Haznedarzâdelerin Ordu’daki uzantısı ya da kökenlerinin Aybastı’ya kadar uzanmış olması bu gerçeği değiştirmemektedir. Bu hanedan önce Batı’ya doğru Ordu kazası toprakları dışında Canik Muhassıllığı üzerinde nüfuz kurmuş sonra Trabzon Valiliği’ne uzanmıştır. Bir anlamda Ordu geliştikçe, şehirleştikçe – ekonomik faaliyetler ve gelirler de artmakta ve merkezleşmektedir. Âyânların ticarîleşen, dışa açılan bir yerel ekonomide merkezleşen gelir ve vergi toplama işini ele geçirmek üzere birbirleriyle ve belki bazen merkezî otoriteyle çatışmalarının artması da bu sürece bağlı bir gelişmedir.1

Haznedarzâde Süleyman Paşa Ünye’de zamanının en büyük saraylarından birini yaptırmıştı. Bugün sadece birkaç taş merdiven ve duvar kalıntısı bulunan bu sarayın inşâsına, valiliğinden önce Canik muhassıllığı yıllarında başlanmıştı. Bıjışkyan’ın “muhteşem bir binadır” (Bıjışkyan 1969:36) diyerek hayranlık belirttiği paşanın konağından William J. Hamilton da gezi notlarında bahsetmiştir. “Antik surlar üzerine inşâ edilmiş görünmekte ve denizle konak arasında sahil boyunca oldukça dar bir yol bulunmaktadır. Kuzeye bakan arka tarafı denize sıfır olan saray, 8 – 10 metre yüksekliğinde bir set üzerine inşâ edilmiştir(Hamilton 1842:273). Resimlerinden anlaşıldığı kadarıyla iki veya üç katlı olan sarayın uzaktan görüntüsü hilâl şeklindeydi. Saray, Ünye’ye, Ünye koyu ve limanına tepeden bakan ve denize hâkim bir noktada inşâ edilmişti.8

Denizle ve denizcilikle olan ilişkinin / içiçeliğin sembolü olarak görülebilecek olan saray için Avusturyalı Seyyah Franz von Verner ise “Ünye o yıllarda çok sakin ve huzurlu bir kasaba idi. Paşa, Trabzon’da devlet işlerinden sıkıldığında yalnız başına Ünye’ye gelir burada denizin, dalgaların sesi ile dinlenirdi(Karagöz 2009:140) diye yazmaktadır. Âyân kökenli bir paşanın yalnızca ticarî ve askerî değil, deniz karşısındaki psikolojik duruşuna dair de ipuçları veren bu konak, bir zamanlar âyânlar ile deniz arasındaki irtibatın nesnelleşmiş sembolik bir örneği olarak görülebilir. Konak, denizin bitiminde, koyun hâkim bir noktasındaki bu haliyle yalnızca karadakiler için değil denizden gelenler için de karasal bir güç, otorite ve ihtişam sembolü gibi durmaktaydı.8

Ordu Kazası’nda, uzantıları olmakla beraber (Canikli, Haznedar, Tuzcuoğulları gibi) büyük hanedanlar görülmemektedir. Daha ziyâde bu büyük âyân ailelerinin uzantıları, müttefiki, akrabası, konumunda hiyerarşik olarak ikinci ve üçüncü sırada yer alan âyânlar / ağalar söz konusudur. Belgelerde Ordu âyânlarından ciddî bir biçimde söz edilmesine Caniklizadelerin ortaya çıkışı ve nüfuz mücadeleleriyle (Caniklizade – Çapanoğulları), III. Selim dönemi merkezî otoriteyi yeniden sağlama adına âyânlar üzerine yürütülen politikalarla başlanmaktadır. Karadeniz’de büyük âyânların rekabeti ve mücadele süreci, Haznedarzadelerle Tuzcuoğulları arasında yaşanan rekabet sonucunda Tuzcuoğulları isyanının bastırılmasıyla devam etmiştir. On sekizinci yüzyılın son çeyreği Caniklizadelerin Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yükselişlerine ve sonra da düşüşlerine tanık oldu.1

Karadeniz’de âyânlık mevkiini ele geçiren ailelerin tamamına yakını eşkıya ve mütegallibe kökenlidir. Bunlardan birisi, eşkıyalık ve mütegallibelikle meşhur Canikli Genç Mustafa Ağa’dır. Kendisi Canikli Ali Paşa’nın sahip çıkmasıyla Ünye Âyânı olmuştu. Yine Ünye Âyânlığı yapmış olanlardan Çalıkoğulları da eşkıyalık ve mütegallibelikten gelmişlerdi. Canikli hanedanı mallarının müsaderesi söz konusu olduğunda yakın adamlarından biri olan Ünye Âyânı Genç Mustafa Ağa’nın mallarının müsaderesine karar verilmiş ancak büyük ihtimalle yeniden isyan edeceği ve müsadere edilecek malların azlığı sebebiyle bundan vazgeçilmiş, affedilerek itaat altına alınma yoluna gidilmişti. Nitekim 1797’de Ordu – Giresun yöresindeki âyânların üzerine giden devlet, Şeyhoğlu Abdullah ve Gedikalioğlu gibi derebeylerine karşı isyanı bastırmak üzere Ünye Âyânı Genç Mustafa Ağa’yı da görevlendirmişti. İsyan esnasında yaptığı hizmetlerden dolayı da kendisine kapıcıbaşılık rütbesi verilmişti.7

Ünye Âyânlığı yapanlardan olan Çalıkoğulları da eşkıyalık ve mütegallibelikten herhangi bir paşanın güvenini ve himayesini kazanarak kapu halklığına geçmişlerdir.7

1806 yılında yeniden Canik Muhassılı olarak gözüken Hazinedârzâde Süleyman Ağa “Ünye Kasabası vücûhundan Ünye ve Fatsa mütesellimleri” olan Çalıkoğulları Ömer ve İsmail Beyler’in mallarının müsaderesi için görevlendirilmiştir. (BOA, Cevdet Maliye, nr. 10946)7 Tayyar Mahmud Paşa’nın öldürülmesinden sonra gerek düzenin sağlanması gerekse mallarının müsaderesinde aktif görevler yerine getirmiştir. (BOA, MAD, 9755, s. 152, 374)7 1808 ve 1809 tarihlerinde halen Canik Muhassılı görünen Süleyman Ağa’nın Samsun’da imar faaliyetlerinde de bulunduğu anlaşılmaktadır. (SŞS, 1755/1, s. 65)7

Canik Muhassılı ve Trabzon Mütesellimi Hazinedârzâde Süleyman’a Faş’ın kurtarılması emri de verilmiştir. (BOA, Mühimmey-i Asakir, 20, s. 216 – 217)7 Süleyman Ağa verilen bu göreve karşılık kendi ekibini kurma şartı koşarak İskefser Âyânı Numan Ağa, Perşembe Âyânı Ömer Ağa, Karahisar Âyânı Çeçenzâde Hasan Ağa, Köprü Âyânı Çıplak Hacı Ali Ağa oğlu Ahmed Ağa, Ünye Âyânı Çalıkoğlu Ömer ve Kaza-i Erbaa Âyânı Mustafa Ağa’nın da kendisiyle birlikte seferde yer almasını istemiştir. (BOA, HH, nr. 41650/D)7

Devam edecek

KAYNAKÇA :

1 EKİNCİ, Doç. Dr. İlhan – Büyük Âyânların Gölgesinde Ordu Kazası’nda Âyânlığın Gelişimi, History Studies, Special Issue on Lausanne, Volume 5, Issue 4, July 2013, p. 151 – 176.

2 ÖZKAYA, Yücel – Merkezî Devlet Yapısının Zayıflaması Sonuçları : Âyânlık Sistemi ve Büyük Hanedanlar, Osmanlı, Cilt 6, Ankara, 1999, sh. 165 – 168.

5 MERT, Özcan – Osmanlı Devleti Tarihinde Âyânlık Dönemi, Osmanlı, Cilt 6, Ankara, 1999, sh. 177.

7 BAY, Abdullah – Trabzon Eyâleti’nde Mütegallibe Hareketleri ve Âyânlık (1750 – 1850), Doktora Tezi, 440 sayfa, Erzurum, 2007, sh. 86, 195 – 198, 300. BOA, TAD, c. 2, s. 60 – 61, h. 1.

8 EKİNCİ, Doç. Dr. İlhan – Karadeniz’de Âyânlar ve Denizcilik, Karadeniz Arşt., Bahar 2013, Sayı : 37, sh. 15 – 49.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku