son haberler

YILMAZ İMANLIK’IN “BALLI YUMURTA”SINDA ÖYKÜ EVRENİ-2

Yayınlanma Tarihi: 19 Şubat 2016 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

8-Çiçekler ve Çocuklar:Çok derin bir öğretmen hissiyatıyla soruyor ya İmanlık “Öğrencilerimin elimdeki çiçekten ne farkı vardı?” diye, Halide Nusret Zorlutuna’nın “Benim Küçük Dostlarım”a içten bir nazire duyuruyor anılardan devşirdiği satırları.Daha önce de belirtmiştim bir kere İmanlık anıların günlük güneşlik sokaklarında ılık yağmur sonralarının gökkuşaklarını izlemeyi ve izletmeyi bir öykü nesnesine dönüştürüyor.Şimdi,size nasıl anlatsam ilk öğretmenler gününde bana çiçek getiren utangaç bir öğrencinin ellerindeki utangaç karanfilleri…

9-Elma Ağacım:Bazen hatırlar tersine akar,acıdır,kaderin güzelliklerine direnir.Geçmişin bakir ve temiz değerlerinin eriyip gitmesi,kimi istenmez durumlara yenik düşmesi “sivri bir ok gibi kalbine saplanır” insanın.Herkesin bir ağacı vardır onu iyileştiren ve bazen de rahatını kaçıran Melih Cevdet Anday’ın dediği gibi.Kendimiz gibi “hatıraların da beline nice kazmalar vurulur.” Cahit Külebi, her ne kadar “dön,geri bak” diye salık verse de geçmişe,geçmeyen ne derin izler vardır gözlerimizde.Herkesin şiirden bir elma ağacı olmalı akıp giden zamana ve yozlaşmaya inat…

 

10 -Gül Mevsimi:Gülüş,gülücük,gül,güleç,gülümse,gülsar,gülçün,gülistan,gülru,gülnaz,gülşen,

güldeste…Gül kokulu gülüş,gül kokulu şakalar,cıvıl cıvıl güller.”Onları en güzel şekilde

yetiştirmeli ve etrafa mis gibi kokular yaymasını sağlamalıydık.Bizim için en önemli bahçıvanlık görevi buydu.”İmanlık’ın her öyküsünde kanına işleyen öğretmen ve öğrenci ilişkisi mesleğim ilk yıllarında elime tutuşturulan bir şiiri hatırlattı bana.Bu şiiri sınıfta öğrencilerime okuduğumda ne heyecanlanmıştım:

 

“Ben bir gülüm, sen bahçıvan;

Çok açarsam eser senin,

Mis kokarsam hüner senin

Ama bir de soldurursan

                         Günah senin, günah senin öğretmenim…”(Hasan Bayhan)

 

    11-Hoşça Kal Öğretmenim:Kanımca, bir edebiyat öğretmenin en şanslı yanı “Kalbimize ilk şiir fidanını siz diktiniz.” iltifatıdır.Yılmaz İmanlık,anılarla öykülemeyi buluştururken öykünün ikiz kardeşi şiiri konu edinerek öğrencilerin ağzından seslenir bu kez.Yılmaz İmanlık kimdir?İmanlık,öğrencileriyle beraber “Merdiven”in basamaklarından çıkan bir şiir yürektir.Öğrencileri otuz beş yaşına gelmese de onlarla “Otuz Beş Yaş” olgunluğunu tadandır. Yüreklerinin sesiyle “İstanbul Dinliyorum”un akıntısına kapılandır.Hüzünlü bir aşk hikayesinin macerasında “Mona Roza”nın büyüsüne kapılandır.O da biliyor ki beden bir gün sevdiklerinden ayrı düşse de şiir hep yakın kalır.Onun mekanı gönüldür çünkü…

 

12-İğnebur Çiçekleri:Yılmaz İmanlık, bu öyküye en çok Can Yücel’in şu mısrası yakışır:“Ben hayatta en çok babamı sevdim.” Her fani canlı gibi acı da getirse sevdiklerimiz gidecektir bir gün Allah’a.Sancı hafif hafif başlayacak ancak ayrılık yavaş yavaş koyacaktır insana.Hangi sözcük,hangi öykü,hangi şiir dindirebilir ki bir babanın acıklı hasretini.Ben babamı en çok akşamları tanırım.Gündüz yüzünü saklardı babam,ekmek ve süt davasına.Ben babamın yüzünü hep akşam çizdim resim defterime.Bunun için ben babamı hep akşam sevdim içim geceye inende.

 

“Elim böğrümde kaldım,

Ben bugün haber aldım:

Babamın öldüğünü.

 

Bitti hayatın tadı,

Bu haber bırakmadı,

Dudağımda tebessüm.”(Sabahattin Ali,Babam İçin)

 

13-Kırmızı Gül Kime Gül/Dü?:Kırmızı gül sana hep güldü Yılmaz İmanlık.Sözcüklerin gül kokuyorsa matbaadan değildir bu,öykünün ve sevginin hikmetidir.

“Kırmızı gül kime gül/dü?

Kırmızı gül ne kadar gül/dü?

Belki fazlaca gül/dü.

Aslında sadece kendine gül/dü.

Ama bu hiç bilmedi…”

 

14-Koskoca Bir Hiç:Bir insanı en çok gözleri ele verir.Gerisi koskoca bir hiç!

15-Kristal Dünyalar:Öğretmen en güzel sedayı gönlün hoş kubbelerinde bırakır.İliğine kadar işlemiş bir öğrenci sevgisiyle pek çok öykü kuran İmanlık için öğrenci ve öğretmenin kalpten kalbe giden en ince yolu daima edebiyat kokar.Ayrılmaz bir parçasıdır öğrencilerin yüreklerini işlerken edebiyat.Ayrılık da edebiyata dahildir.herkes gider,dört duvar arasında veya okul bahçesinde öğretmenin adımladığı izler kalır.Bu izler öyle müptela yapışır ki öğrencinin yakasına,işte o öğretmen artık öğretmenin ötesinde yüreğe dokunan bir kırlangıç gibi aşkın iyilik yüzü olmuştur.İşte o öğretmen,anlatmaz,sevdirir,yaşatır.Ama ille de sevgi ve aşkı…

(Devam edecek…)

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku