Yayınlanma Tarihi: 19 Şubat 2016 — okunma
8-Çiçekler ve Çocuklar:Çok derin bir öğretmen hissiyatıyla soruyor ya İmanlık “Öğrencilerimin elimdeki çiçekten ne farkı vardı?” diye, Halide Nusret Zorlutuna’nın “Benim Küçük Dostlarım”a içten bir nazire duyuruyor anılardan devşirdiği satırları.Daha önce de belirtmiştim bir kere İmanlık anıların günlük güneşlik sokaklarında ılık yağmur sonralarının gökkuşaklarını izlemeyi ve izletmeyi bir öykü nesnesine dönüştürüyor.Şimdi,size nasıl anlatsam ilk öğretmenler gününde bana çiçek getiren utangaç bir öğrencinin ellerindeki utangaç karanfilleri…
9-Elma Ağacım:Bazen hatırlar tersine akar,acıdır,kaderin güzelliklerine direnir.Geçmişin bakir ve temiz değerlerinin eriyip gitmesi,kimi istenmez durumlara yenik düşmesi “sivri bir ok gibi kalbine saplanır” insanın.Herkesin bir ağacı vardır onu iyileştiren ve bazen de rahatını kaçıran Melih Cevdet Anday’ın dediği gibi.Kendimiz gibi “hatıraların da beline nice kazmalar vurulur.” Cahit Külebi, her ne kadar “dön,geri bak” diye salık verse de geçmişe,geçmeyen ne derin izler vardır gözlerimizde.Herkesin şiirden bir elma ağacı olmalı akıp giden zamana ve yozlaşmaya inat…
10 -Gül Mevsimi:Gülüş,gülücük,gül,güleç,gülümse,gülsar,gülçün,gülistan,gülru,gülnaz,gülşen,
güldeste…Gül kokulu gülüş,gül kokulu şakalar,cıvıl cıvıl güller.”Onları en güzel şekilde
yetiştirmeli ve etrafa mis gibi kokular yaymasını sağlamalıydık.Bizim için en önemli bahçıvanlık görevi buydu.”İmanlık’ın her öyküsünde kanına işleyen öğretmen ve öğrenci ilişkisi mesleğim ilk yıllarında elime tutuşturulan bir şiiri hatırlattı bana.Bu şiiri sınıfta öğrencilerime okuduğumda ne heyecanlanmıştım:
“Ben bir gülüm, sen bahçıvan;
Çok açarsam eser senin,
Mis kokarsam hüner senin
Ama bir de soldurursan
Günah senin, günah senin öğretmenim…”(Hasan Bayhan)
11-Hoşça Kal Öğretmenim:Kanımca, bir edebiyat öğretmenin en şanslı yanı “Kalbimize ilk şiir fidanını siz diktiniz.” iltifatıdır.Yılmaz İmanlık,anılarla öykülemeyi buluştururken öykünün ikiz kardeşi şiiri konu edinerek öğrencilerin ağzından seslenir bu kez.Yılmaz İmanlık kimdir?İmanlık,öğrencileriyle beraber “Merdiven”in basamaklarından çıkan bir şiir yürektir.Öğrencileri otuz beş yaşına gelmese de onlarla “Otuz Beş Yaş” olgunluğunu tadandır. Yüreklerinin sesiyle “İstanbul Dinliyorum”un akıntısına kapılandır.Hüzünlü bir aşk hikayesinin macerasında “Mona Roza”nın büyüsüne kapılandır.O da biliyor ki beden bir gün sevdiklerinden ayrı düşse de şiir hep yakın kalır.Onun mekanı gönüldür çünkü…
12-İğnebur Çiçekleri:Yılmaz İmanlık, bu öyküye en çok Can Yücel’in şu mısrası yakışır:“Ben hayatta en çok babamı sevdim.” Her fani canlı gibi acı da getirse sevdiklerimiz gidecektir bir gün Allah’a.Sancı hafif hafif başlayacak ancak ayrılık yavaş yavaş koyacaktır insana.Hangi sözcük,hangi öykü,hangi şiir dindirebilir ki bir babanın acıklı hasretini.Ben babamı en çok akşamları tanırım.Gündüz yüzünü saklardı babam,ekmek ve süt davasına.Ben babamın yüzünü hep akşam çizdim resim defterime.Bunun için ben babamı hep akşam sevdim içim geceye inende.
“Elim böğrümde kaldım,
Ben bugün haber aldım:
Babamın öldüğünü.
Bitti hayatın tadı,
Bu haber bırakmadı,
Dudağımda tebessüm.”(Sabahattin Ali,Babam İçin)
13-Kırmızı Gül Kime Gül/Dü?:Kırmızı gül sana hep güldü Yılmaz İmanlık.Sözcüklerin gül kokuyorsa matbaadan değildir bu,öykünün ve sevginin hikmetidir.
“Kırmızı gül kime gül/dü?
Kırmızı gül ne kadar gül/dü?
Belki fazlaca gül/dü.
Aslında sadece kendine gül/dü.
Ama bu hiç bilmedi…”
14-Koskoca Bir Hiç:Bir insanı en çok gözleri ele verir.Gerisi koskoca bir hiç!
15-Kristal Dünyalar:Öğretmen en güzel sedayı gönlün hoş kubbelerinde bırakır.İliğine kadar işlemiş bir öğrenci sevgisiyle pek çok öykü kuran İmanlık için öğrenci ve öğretmenin kalpten kalbe giden en ince yolu daima edebiyat kokar.Ayrılmaz bir parçasıdır öğrencilerin yüreklerini işlerken edebiyat.Ayrılık da edebiyata dahildir.herkes gider,dört duvar arasında veya okul bahçesinde öğretmenin adımladığı izler kalır.Bu izler öyle müptela yapışır ki öğrencinin yakasına,işte o öğretmen artık öğretmenin ötesinde yüreğe dokunan bir kırlangıç gibi aşkın iyilik yüzü olmuştur.İşte o öğretmen,anlatmaz,sevdirir,yaşatır.Ama ille de sevgi ve aşkı…
(Devam edecek…)