son haberler

Yılmaz İmanlık’ın “Ballı Yumurtası”Nda Öykü Evreni-3

Yayınlanma Tarihi: 26 Şubat 2016 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

16-Mevlana Şekeri:Dini-tasavvufi şiir tarihimizde sevginin güllerini gönlümüze diken Mevlana’yı çocuklara sevdirmemenin en güzel bağdaştırmalardan biridir “şeker” imgesi.Bazı adlara bazı sözcükler yok yakışır.Gönlün şekeri aşkla yoğruldukça daima çocuk kalmaması mümkün müdür insanın?İmanlık’ın “minicik yüreğinde koskoca bir yer tutar baba sevgisi” Bunun için uzaklara giden bir babanın “bavuluna evlat sevgisinin ne kadarı sığabilir ki?”

17-Patikalar:Yaşlılık ve çocukluk imgelerinin arasında uzun uzun gider İmanlık.Onda her kavram ve sözcük yaşam deneyimlerinin süzgecinde derinlikli bir imgeye dönüşür.Şair ve sözcük duyarlığıyla yoğrulmuş yürekten başka ne beklenir?Bazen ikilemlerin anaforunda “acı” ya açılır tüm kapılar onda.Yaşamın ve şiirin sarsılmaz bir sanat gerçekliğidir acı.Derler ya,acı ve hüznün kol gezmediği bir dize veya yaşam,insanı ne kadar kavrayabilir ki?Mutlu ve gailesiz insanın imgeyle ne işi olabilir?

18-Siyah Beyaz Yaşamak: Cahit Sıtkı’ya yapacağımız hiçbir nazire imgenin sıkletini çekmez bile lakin yazmasam kudururum:Yaş otuz beş/İmanlık’ın yarası eder/Yıldızlar kıskanır saçlarını/Bir de şakaklarındaki çocuk kokusu/Zaten gerisi siyah beyaz yaşamak…

19-Yapraklar ve Yapraklar: Koynunda beslediğin baharın bir gün kendisini azad eylemesidir senden.Her iyi şey çabuk geçer.Acı ve hüzün geçmeyen.

20-Yüreğimin Yangın Yeri: Anılar ikinci çocukluğudur insanın.Her anı ise çocuklarından arta kalan zamanlarda evlat edinilmiş çocukluk köprüsüdür.İmanlık’ın ince hassasiyeti algısını her sıradan olgu ve kavrama yöneltiyor.Onda her şey duyarlığı süzgecinden geçtikten sonra karşımıza çıkıyor.”Zaman her şet ilacı” sabrın tesellisi olsa zaman acımasız bir dosttur aynı zamanda.Her şey veya herkes yalan söyleyebilir ancak zaman asla.Çocuklarının ve çocukluğunun yanında zamanın bu acımasız gerçekliğine bir kez daha şahit olmanın öyküsüdür insanın değişilmez gerçekliği:”İşte bu bataklıkta açan çiçeklere benzetirdim bizi.Heyhat! Şimdi bataklık kurumuş ama çiçekler de yok.Çiçekler yok olduktan sonra bataklığın kuruması önemli mi?”

21-İçimde Oralı Biri Var: İnsan bazen geride bıraktıklarıdır.Zamanın boyutu değişse de her insanın bizde bıraktığı iz,bir alev çakımının derin kesiciliğine bağlıdır.Uzaklaşsak da insanlardan “İçimizde daima oralı bir yer vardır.”Kimi zaman güleç bir yüzle geçmişe açılan kapıdır “o yerler”, kimi zaman da “hatıralarla ıslanan gözlere” bir yağmur hüznüdür.Geçmişten günümüze gelen her nesne ve kişi başka ülkeler yaratır içimizde.Ben bir değil,çok ülke taşıyorum içimde.Her insan bir yolculuksa her ülke sana bir ayna.Siz bu yolculukların kaçını tamamladınız?

22-Yüreği Büyük Adam: Sizde kaç yüreği büyük adam var.Yüreğinize değişilmez sevgiler ve anılar mıhlayan adama,yüreği büyük adam denir.Benim hayatımda üç yüreği büyük adam var.Birincisi adamlığın rahle-i tedrisinden çıplak gerçekliğin sarsılmaz demiriyle geçtiğim emekçi babam…İkincisi hayat görüşümün ve kişiliğimin ikinci mimarı ilk okul öğretmenim.Üçüncüsünü de merak ediyorsunuz değil mi?İleride tam bir adam olduğunda kişiliğimi onda seyredeceğim 5 aylık biricik oğlum.Ben adamlığa sondan başladım aslında.Onunla…Yüreği büyük adamlar,içindeki çocuğu daima başka çocuklara taşır.

23-Şeker Kağıtları: Sorumu yanıtlayacaklar el kaldırsın?Çocukluğunuzda şeker kağıtlarını ve çikolata jelatinlerini defter veya kitabının arasında kimler sakladı?O kitap ve defterler ki ne mahrem anıları ve günlükleri saklamıştır içinde?Kimi zaman ilk sevgilinin bakıp bakıp doyamadığınız fotoğrafı,kimi zaman kopya kağıtları,kimi zaman sevgiliye aşk mektupları…Benim kitaplarım İmanlık’ın kitapları gibi yalansız ve dolansız şeker bayramlarıdır.Çocuklar şekeri neden sever sanıyorsunuz?

24-Yüreğimize Çığ Düştü: Erken kaybedilmiş insanın mezarını anneler taşır.Öğretmen yüreği ne acılar ve hüzünler görmüştür sevgili İmanlık’ın.Her öğretmen notları ve kağıtları unutsa da kimi gülleri daima kalbinde kimi ölümleri ise şiirinde taşır.

25-Pulsuz Mektup: Bu öyküyü babanıza okuyun lütfen.Sonra Cahit Sıtkı’lıktan istifa edeceksiniz.Her baba çocuğunu mektuptur çünkü.Çünkü bizde daima anneler konuşur,babalar mektuplaşır…

26-Asuman Meselesi: İnsanın ömründe bazı Asuman’lar insana Atilla İlhan etkisi yaratır:”       Aysel git başımdan seni seviyorum…” Asuman’ları düşünerek iki satır bir şeyler karalayan insana şair denir.Başımızı yaksa da bu böyle Asuman!Bu gökler sana göre değil!

27-Özlemimde Tüllenen Korkular:Baba bir çocuğun gözünde daima bir ev imgesidir.Bunun için tüm şairler evcildir.

28-Yıldırım Gibi:Daha önce de bir vesileyle dile getirmiştim İmanlık bazen anı-öykü karşımı bir tür deniyor.Kendi yaşamından yola çıkarak oluşturduğu kurgu,anıları dökmeye gidiyor sanki.Onu çevreleyen en değerli imgenin öğretmenlik yaşamı olduğunu düşünürsek İmanlık’ın bu mecradan kopamaması oldukça doğal.Evet,yaşamımızda öyle öğretmenler vardı ki bazıları hafif bir esinti,bazıları naif bir bahar,bazıları da alevler saçan bir yıldırım gibidir.

29-Papatya Değirmenim:Çocukluk insanın öz-ülkesidir,çağrışım denizi ve imge kaynağıdır.Doğal olanın en çok çocuğa yakıştığı söylenir ki bu insanın kendinde kendini bulma sürecinin en ince çizgisidir.Yapmacıksız,içten ve sevimli anların izleri bir şair için derin bir hayale açılan en mahrem hazinedir.İnsan geçmişiyle olgunlaşır çünkü,bizleri büyüten en çok zaman-annedir.İmanlık,kendine yabancılaşan bireylerin çocuklukla bağını kurarken doğal olanın yanında yer alıyor her zaman:”Teknolojinin beyinlere ördüğü ağdan kurtulup kendilerine ait olan hayatı yaşıyorlar mı?Değişen ne?Biz mi büyüdük,onlar mı küçüldü?Yoksa esaret çocuklarımızdan mı başladı?”

30-Ağaç Köprüler:Modern hayatın sıkıntısından kaçıp bir mahrem ülke icat etme merakı imgesel bir imkan olarak Edebiyat-ı Cedide şairlerini epeyi meşgul ermişti.Doğal ve yıpratılmamış olanın sadeliğini önceleyen İmanlık,yine anılardan yola çıkarak kurguluyor öyküsünü.Nesneler,hayal dünyamızı besleyen karşılıksız çeklerdir.Nesnenin algımızda oluşturduğu kurgusal gerçeklik hayatta durduğumuz yere göre anlam ve derinlik kazanır.İmanlık,doğal ve sade olanın yanında yer alarak kapitalist yozlaşmaya bir nevi karşı çıkar.Çünkü bu durum insanın özüne ve fıtratına yabancılaşmasını da beraberinde getirir:“Sonraları hayatımıza giren beton köprülerde ağaç köprülerin merhameti ve sıcaklığı var mıdır?”

31-Fizme’de Bayram Sabahı-1-2:Yılmaz İmanlık’ın öykülerine temel oluşturan yozlaşma ve kendine yabacılaşma kavramları gelenek ve göreneklerin korunması ve aktarılması konusunda Yahya Kemal çağrışımlarını akla getirmiyor değil:”Geleneklerimiz,göreneklerimizi bir bir mazinin siyah-beyaz sayfalarına gömüyoruz.” derken kültürel belliğimizin çürümesine karşı bir kaygı sezinlenmiyor değil.Ancak burada düğüm noktası vefa ve sanatsal duyarlılık.Bayram sabahlarının bir çocuğun üzerindeki etkisini düşünsenize!Bir kent kültürü oluşturan çocukların öksüz kaldığı bir değerdir şimdiki bayramlar.İçtenliğin olmadığı yerde sadece görev vardır.

32-Bulutların Kanadından Geldim,Yorgunum:Yılmaz İmanlık’ta bir duyarlık ortaklığı arıyorsanız Sait Faik’in eserlerine gitmeniz lazımdır sevgili okurlar.İmanlık yine doğaya çeviriyor hassasiyetini:“İnsanlar baharı mahvediyorlar.Ağaçların bayramında bile kollarını kırıp onları ağlatabiliyorlar.Kelebekleri vuran yine onlar.Aslında bülbülü öldüren,aşk yüzünden çektiği acılar değil,aşktan bihaber olanların onunla dalga geçmesi.” Umudun ve iyiliğin peşinde olan yazar,masumiyetin adeta sözcüsü gibidir.Çocuklar,İmanlık’tan hiçbir zaman kopmayacak imgesel değerde bir öz-ülkedir:”Keşke bütün çocukları ellerinden tutup bulutların ardına götürebilsem!Oraya da uzanır mı savaşın acımasız kolları?Orada da atar mı insan sevgisinden uzak kalpler?

33-Son Yaprak: İnsan “eteklerinden güneş yanığı bir yığın yaprak” ölüme çalışır hayata tutunmaya çalışsa da.Zamanı geldiğinde zaman bizim için bir anlık bir yaprak imgesine dönüşecek.Son yaprak,ölümün kapı çalmasıdır.”Ölecek adam değiliz.” ancak masalımız bir gün bitecek geniş hayallere doğru…

34-Yüreğime Düşen İlk Cemre:Öğretmen ilk cemreyi düşürmektir öğrencilerin gönlüne.Toprağa düşen cemre filize vesiledir.İlk filiz verdiğinde bitki,işte o büyük sabrın merdivenlerine çıkışın ilk işaretidir.Yüreğimize ateş düşse de daha çok,iyiyi ve güzeli görebilmektir aslolan.İşte o ilk cemre zamanın sığınağında nice gökyüzü yaratacaktır.Hadi kalkıp şimdi sobayı yakalım!Kucağımızdaki nemli odunları…

35-Rüya:Evet, 21. asırda “rüya bitti,gerçek dünyaya hoş geldiniz.”

36-On Dakika:Zaman imgeyi geçerse şiir ölür.İmgede on dakika yoktur,sözcüğün en kısa andan en uzun evren saatine geçişi vardır.Bunun için bazı on dakikalar,nice on dakikaların özeti niteliğindedir.

37-Edebiyat Öğretmeni Olmak:Edebiyat öğretmeni olmak,sevginin şiirine sürekli çalışmaktır.Edebiyat öğretmeni olmak,yürekleri titreten bir ney olmaktır.Kendine doğru bir iç yolculuktur edebiyat.Orhan Veli gibi anlatamamaktır bazı şeyleri…Edebiyat öğretmeni olmak,İmanlık’ın yüreğine kardeş olmaktır.Şiirdir,bulaşır…

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku