son haberler

Türk Fındığının Alternatifi Olmadığı Gibi, Rakibi de Yoktur

Yayınlanma Tarihi: 5 Ağustos 2016 okunma

Türk Fındığının Alternatifi Olmadığı Gibi, Rakibi de Yoktur
Gündem
0

Milliyetçi Hareket Partisi(MHP) Ünye İlçe Başkanı Ayhan Ayyıldız, Türk fındığının sadece ülkemiz için değil, Dünya piyasası içinde çok önemli olduğunu belirterek, “türk fındığının alternatifi olmadığı gibi, rakibi de yoktur” dedi.

 

MHP Ünye ilçe Başkanı Ayhan Ayyıldız, fındıkla ilgili yaptığı yazılı açıklamada Ordu ve Bingöl’de yaşanan terör saldırılarına değinerek, “PKK terör örgütü tarafından hain saldırı sonucu Ordunun Mesudiye ilçesinde 3 askerimiz şehit olmuş,2 askerimiz de yaralanmıştır. Bir gün sonra Bingöl’de Özel Harekat polislerinin zırhlı aracı PKK nın yol kenarına bıraktığı bir aracı patlatmasıyla 7 Özel Harekat polisimiz şehit düşmüş,3 polisimizde yaralanmıştır. Şehitlerimize Allahtan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. PKK terörünün kökünü kurutmak için hükümetimizden Güneydoğuyu ve Karadeniz’i kapsayacak sıkıyönetim talebinde bulunuyorum” dedi.

Türkiye Maalesef Elindeki Bu Hazinenin Farkında Değildir

MHP İlçe Başkanı Ayyıldız, fındığın Türkiye’nin en değerli ihraç ürünlerinden olduğunu ve başka alternatifi olmadığı gibi, rakibinin de olmadığını belirterek, “Türk fındığı sırf ülkemiz için değil, dünya piyasası için de çok önemlidir. Dünya pazarının yüzde 80’ine bizim fındığımız hitap etmektedir. Üretimden ihraç aşamasına kadar sektör yaklaşık 8 milyon kişiyi ilgilendirmektedir ancak Türkiye maalesef elindeki bu hazinenin farkında değildir. Âdeta bu kıymet başına dert olmakta, fındık üreticisi ise bu çaresizlik karşısında mağdur edilmektedir. Her yıl rekolte değişikliği ile arz fazlası arasında çiftçi ezilmektedir. Bizim fındığımızı kullanan Avrupalı fındığın kaymağını yerken ülkemiz halen natürel fındık ihracatıyla yetinmektedir. Fındık üreticisi ise ne emeğinin karşılığını alabilmekte ne de geleceğe dair iyimser bir beklenti içerisinde olabilmektedir. Her sezon yeni bir dert, her geçen gün yeni bir mağduriyetle karşı karşıya kalınmaktadır” dedi.

Sahipsizlik 2003 Yılında Başladı

Yüzbinlerce fındık üreticisinin ortak olduğu Fiskobirlik, 14 yıldır susturularak, üreticiye faydası sıfırlanmış ve kağıt üzerinde kurum olmaya mahkum edildiğini belirten Ayyıldız, “Karadeniz insanının alın teri, maddi ve manevi desteğiyle kurulup bugünlere taşınan ve üreticinin tek dayanağı olan Fiskobirlik, şimdilerde geçmişten kalan gayrimenkulleri satan, satamadıklarını kiralayan bir kurum haline gelmiştir. Bu durumun tartışmasız sorumlusu AKP hükümetleridir. Oyu fındık üreticisinden alıp üreticiyi unutan, fındığı Avrupalı sermayedarlara ve buradaki iş birlikçilerine rehin eden anlayış artık son bulmalıdır. Son yılların sahipsizliği esasen 2003 yılında başlamış ve alıştıra alıştıra bugünlere gelmiştir.2003 yılı sezon başında Fiskobirlik’e fındık teslim etmiş her üretici parasını peşin almış ve kimsenin alacağı kalmamıştır. Fiskobirlik kasasında bugünkü rakamlarla 230 milyon TL nakit parası, stoklarında hemen satılabilir 80 bin ton kabuklu fındığı olan, sağlıklı saklama şartlarına uygun depolarını tamamlayıp hizmete alan, Ordu yağ gibi iştirak ve tesislerini tam kapasite çalıştıran, Çotanak gibi yeni markalar üreten, yüzlerce kişiyi istihdam eden, fındıkta arz fazlası sorunu çözülmüş, Fiskobirlik’in yağlık uygulamalarından kaynaklanan görev zararları kaldırılmış özel bankalara olan borçları silinmiştir. Yani üreticinin emeğinin karşılığını almasını engelleyen yükler fındık üzerinden kaldırılmış bir durumda iken AKP hükümeti devralmıştır” dedi.

Destek, Garanti Fiyat Ve Üretim Planlaması Şart

Fındık üreticisinin karşı karşıya kaldığı sorunları da dile getiren Ayyıldız, “Bilimsel esaslar çerçevesinde destek, garanti fiyat ve üretim planlama politikalarının hayata geçirilememesi, fındık ağaçlarında oluşan hastalıklar ve buna bağlı kalitesiz ürünün yarattığı olumsuzluklar. Yapısal sorunların yanında don ve diğer doğal afetlere bağlı verim düşüklüğü, üretilen fındığın tamamını ihraç edebilecek, tanıtım ve Pazar araştırma politikalarının yetersizliği, fındığın katma değeri yüksek bir ihraç ürünü haline getirilememesi, yöre insanının büyük kentlere göç etmesi, Fiskobirlik’in yapısal sorunları, depolama kapasitesi ve şartları nedeniyle bilinçsiz yapılan kurutma ve kalite sorunu, üreticilere modern üretim teknikleri, budama, ilaçlama ve gübreleme konularında yeterli teknik destek verilmemesi, bu kapsamda üreticilere hizmet veren tarım danışmanları sayısının azaltılmasıdır” dedi.

Fındıkta Fiyat Garanti Sistemi Olmalıdır

Yeni bir hasat dönemine girilirken, fındık fiyatlarının nasıl belirleneceği, fiyatlarda artış ve devlet desteklerinde azalma olup olmayacağı konusu üreticileri düşündürdüğünü belirten Ayyıldız, “Anlaşıldığı kadarıyla her yıl olduğu gibi fiyatlar yine rekolte arz fazlası kıskacında belirlenecektir. Bu yaklaşım doğru değildir. Fındık rekolte arz fazlası ikilemine sıkıştırılamayacak kadar değerli, fındık üreticisi de konjonktüre mahkum edilemeyecek kadar önemlidir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak her dönem üreticilerin en büyük problemi olan fındık alım fiyatına ilişkin görüşümüz fındıkta fiyat garanti sistemidir. Fındık ve diğer bazı stratejik ürünlerde uygulanacak garanti fiyat uygulamasıyla fiyatı alivreciler değil, üretici birlikleri, ziraat odaları ve diğer ilgili kuruluşlar birlikte belirleyeceklerdir. Belirlenen bu asgari fiyat üzerinden devlet alım garantisi verecek piyasada fiyat daha yüksek ise üreticimiz ürününü bu şekilde değerlendirebilecektir. Çiftçimiz her şartta ürününü belirlenen fiyat veya üzerinde satabileceğini bilecek ve satamama endişesi taşımayacaktır. Sonuç olarak uygulanacak politikaların fındık üreticisinin mağduriyetini giderecek milli gelirden hak ettiği payı almasını temin edecek şekilde tanzim edilmesi şarttır” dedi.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.