son haberler

Bay Sakin ve Meraklılar

Yayınlanma Tarihi: 29 Eylül 2020 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Bitlis’se ve okuluma yavaş yavaş alışıyordum. Daha önce hiç gitmediğim bir yerdi. Derslerin dışında bazı sosyal faaliyetler yapmaya karar verdim. Çünkü öğrencilerin hepsi her yönden başarılıydılar.
Yatılı okulun ne olduğunu bilmek için orada yaşamak lazım. Onlarca öğrenci ailelerinden eğitim için kopmuş, çok uzaklarda kendi başlarının çaresine bakmaya mecbur kalmıştı. Fiili olarak ana var, baba var ama kimse onların yanlarında değil. Bu arada ana ve babalarından vefat edenler varsa onların durumu daha farklı.
Yatılı okulda öğrenci olmayı yerinde görmeyen bilemez. Ancak, şu anki yazımızın konusu bu değil. Yatılı okullar konusuna ileride yine temas ederiz.
Okulların açılmasıyla birlikte kısa zaman sonra herkes şartlarına uyum sağlamaya çalışıyordu. Yatakhane, yemekhane ve dershane üçgeni arasına sıkışmış bir hayattı yaşıyorduk hep beraber. Ben de okulun pansiyonunda “Belletici öğretmen” olarak kalıyordum.
Günlerden bir gün okulun müdürüne gidip, öğretmen okullarının kuruluş yıl dönümü münasebeti ile ilgili olarak okul adına bir temsil düzenlemek istediğimi söyledim. Mevcut müdür bana; “Okulumuzda yatılı kız öğrenci yok, sadece erkeklerin rol aldığı bir eseri nasıl bulacaksın?” dedi. Ben de; “Ben yazarım” dedim. Müdür bey; “Bu işler öyle kolay değil” dedi. Bunun üzerine bir anda çocukluğuma gittim.
Ben ilkokul ve ortaokuldayken ders kitaplarındaki şair ve yazarlardan başka kimsenin bir şey yazamayacağını, bütün yazılanların kitaplarda yazılanlar kadar olduğunu sanıyordum çocukluk muhayyilemde. Ta ki liseye gelene kadar. Lise sıralarında arkadaşlarımın şiir ve kompozisyon yazdıklarını hayretle karşıladım. Sonra gazete köşe yazarlarına hayranlık duydum. Bir yandan da “Demek oluyormuş” diye geçirdim içimden. Demek ki müdür beyin şuuraltına işlenmiş şeyler vardı.
Kısa zaman içinde zihnimde bütün bunlar resmigeçit yaptı. Anladım ki eserin altında benim ismim onu tatmin etmeyecek, hemen başka bir çare düşündüm. Okul müdürüne “Ben bir araştırayım efendim, belki bulunur” dedim. Bunun için on günlük bir müsaade istedim.
Aslında araştırma falan yapacak değildim. Kendi yazdığım eserin altına başka bir isim yazarak sundum. Olur, aldıktan sonra çalışmalara başladım.
Bana şimdi rahmetli olan Mustafa Naim Coşkuner hoca yardımcı oldu. Hafızamda kaldığı kadar şu öğrencilerimi çalışmalara davet ettim. Bunlar arasında isim hatası yapıyorsam kendilerinden özür dilerim.
Oyunumuzun ismi “Bay Sakin ve Meraklılar” idi. Görev alanlar ise: Erol Çalı, Bülent Şahin, Ömer Güllü, Alaaddin Doğan, Hamit Çiftçi, Mehmet Güneş ve Kemal Kutlu idi.
Biz ders ve etütlerden arta kalan zamanlarda okulun öğretmen odasında çalışmalara başladık. Kısa sürede ezber işi bitti ve işin diğer kısımlarına geldik. Ancak o kadar başarılı bir ekibin bir araya gelmesi takdire şayan bir şeydi. Sanki oyunu onlar yazmış veya o karakterleri yaşıyor gibiydiler. Bence bu iş için eğitim almışlara taş çıkartırlardı.
Piyes sahneye konduğunda ben de seyirciler arasında yerimi aldım. Eser tek perdelik bir komediydi. Seyredenler neredeyse gülmekten izleyemeyecek hale gelmişti.
Mustafa Naimi hoca ile daha oyun bitmeden birbirimizi tebrik ettik. Tabii daha sonra oyunda görev alan kahramanlarımızı…
Onlar o kadar heyecanlıydılar ki bizim tebriklerimizin farkında bile değillerdi.
Piyesi okul müdürü de beğendiğini söyledi ve ilave etti ; “Gördün mü işi bilen yazınca daha güzel oluyor” dedi. Ben de “İşi ne kadar biliyorum bilmem ama elimden geleni bu kadardı. Belki zamanım olsa daha güzel yazabilirdim” dedim.
Sadece yüzüme uzun uzun baktı. Kızdı mı sevindi mi bilmiyorum.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

DERNEKPAZARI’NA GÖNÜL ZİYARETİ

24 Temmuz 2024 okunma
Karadeniz’i karış karış dolaşmaya karar vermiştim. Bölgeye ait bütün ilçeleri gezip görmeye karar verdiğim günden beri, önce bir ili programıma alır sonra o ilin bütün ilçelerini görmek için yola çıkardım. Yolculuğu önceden planlar, sonra yola... Devamını Oku

GÜL YÜREKLİ İNSANLAR ŞEHRİ: GÜLYALI

2 Temmuz 2024 okunma
Mayıs ayının son haftasıydı. Yine yollardaydık. Karadeniz’i karış karış karış gezmeye karar vermiştik bir kere. Her seferinde bir ili programıma alıp çıkardım sefere. Tabii evden yola çıkıp gitmeyi planladığım ile varana kadar bazı ziyaretlerim... Devamını Oku

İLKÜVEZ’İN GÖNÜL SICAKLIĞI

6 Haziran 2024 okunma
İlküvez… Ordu’nun Çaybaşı ilçesine bağlı bir mahalle. Ünye’den yaklaşık olarak 50 km uzaklıkta bir yerleşim yeri. Bundan takribi on gün önce gelen bir telefonda İlküvez’de yapışacak olan bir şenliğe benim de katılıp katılamayacağımı sordular.... Devamını Oku

20 TEMMUZ ÇAY EVİNDE BİR YUDUM SOHBET

31 Mayıs 2024 okunma
Kim ne derse desin çay evleri ülkemizin en önemli mekânlarındandır. Daha çok şehrin ana caddesi dışında kalan yerlerde, ya bir merdiven altında, ya çıkmaz sokakların sonunda ya da birkaç adımda diğer caddelere geçilecek sokak aralarında kendine yer... Devamını Oku

YUNUS EMRE İLKOKULU ZİYARETLERİM

27 Mayıs 2024 okunma
Okul ziyaretleri alışkanlığım daha emekli olmadan önce başlamıştı. Dersimin olmadığı zamanlar öncelikle yakın okulları ziyaret ederdim. Böylece hem bazı konular üzerinde bilgi alışverişinde bulunur hem de farklı kişilerle tanışmış olurdum. Öğretmen... Devamını Oku

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku