son haberler

BİR TENSEL FANİNİN ŞİİRDE MÜSTEHAKIDIR-2

Yayınlanma Tarihi: 20 Ocak 2016 okunma

BİR TENSEL FANİNİN ŞİİRDE MÜSTEHAKIDIR-2
Köşe Yazıları
0
Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

Gençlik ömrün biricik meyvesidir.Nice şairler ve yazarlar,nice fani ruh ve beden bu meyvenin tadını çıkaramadan kendi kaderinde kaybolmuştur.Faruk Nafiz Çamlıbel’e göre gençlik “kendisini günden güne genç eden daima değişen maceralardır.” İnsanın kendi varlığını bulma yolculuğunda “sevgisiz kalan kalp ihtiyarlarmış.” Can Yücel, “Sevgili Gençlik” adlı şiirinde duygu kırılmalarının ve parçalanmalarının izlerini sürer.”Sevgi ile öfke arasında içi parçalananın” yine çocukluğun kıyılarına sığınarak “yedi renginden kestane fişekleri açması” parçalanmanın çocukluğa doğru bir evrimidir.Metin Cengiz’de “Gençlik Çağı” şairin ve şairliğin gençlik çağının imler.”Yol eri“nin fani bedeni unutulmaya yüz tuttuğunda “kitaplarda yazılı büyük sır yayılacak” Şairin gençlik çağı “kanın lavlandığı”,”temiz yüreklere gür görüntülerin düştüğü” ve “şiirden selamların toplandığı” bir çağdır Metin Cengiz’e göre.Aslında şair,ontolojik gerçekliğini “Korkuluk Ustalığa” dayayan değil “Efendimiz Acemiliğe” bağlayandır.Gençlik imge zenginlik çağı,şiir yaratım sürecinin tetikleyicisidir.Bunun için Cengiz,”toprağa kupasındaki şarabı serpmekle” “göğün ve şiirin bereketini tüm halklara sunmak” isteğinin “mahşer anlamı“dır.Zaman hep neden ileriye doğru akar?Eğer zamanı bükebilseydik kaç evreni yaşardık paralel dalga boylarında.”Hatıraların çağının başladığı zamanlarda” Cahit Sıtkı Tarancı içini titreten özlemler içindedir sanki.Onun şiir evreninde gençliğin tematik boyutu kutsal metinlerin “Ömrünü neye vakfettin?” sualinin yansımalarından birisidir.”Kadrini bilmediğimiz günler”,”koklamadan attığımız gül demetleri”,”suyunu sebil ettiğimiz o çeşme”,”eserken yelken açmadığımız rüzgar” gençlik algısının bizdeki izlenimlerinin yalın bir tercümanıdır.Gençlik Böyledir İşte” şiirinde bu mısrası vardır ki bu imgenin sırrı hala çözülememiştir:”Gel gör ki, sular batıya meyleder,”

Gençliğin havailik,avarelik ve vurdumduymazlık mevsimi olduğuna dair şair mısraları gençlik heveslerinin geçiciliğinden dem vurup bazen didaktik anlatımlara kadar gidebiliyorlar.Örneğin Behçet Necatigil “Gençlik” şiirinde böyle bir imgeyle vurguluyor didaktizmi:

“Kaç kişi çıkar o devirde

Geçici dünyada insana

Kalıcı değil ana baba

Bunu derinden bilir de

Takar dişini tırnağına.”

Şairin deyişiyle “avarelik günlerinde” gençlik “hülyalı ve sevdalı olur.” ,”ekmek elden su gölden” “evin parası cebinde” “Karun misali” dolaşıp durur.Şair,bu zenginliği deneyimlemiş gibi son mısralara doğru havailiğin avareliğe döndüğünü okursunuz:

“Hey gençlik, gençlik, gençlik

Kitaplarda bunalmış

Bir gencin hüzünleri

Elde yok, avuçta yok

Mahrumiyet günleri”

24 Ekim 1996

Gençlik çağımın Türk Edebiyatı kitaplarında Necip Fazıl Kısakürek(1904-1983) hep “Kaldırımlar” şairidir.Oysa Necip Fazıl “Kaldırımlar”dan daha fazlasıdır.Ezberlediğimiz katı tarihi bilgilerin yanında saf şiirin en iyi örneklerini gördüğümüz Necip Fazıl’da dava adamlığının şiir adamlığının önüne geçip onu gölgelediğini söylemek yanlış olmaz.Lise sıralarında bunu idrak edecek bir edebi bilgiye sahip değildik belki ama şairlerin hiçbir zaman tek yönlü olmadığını öğrenmiştim zamanla.Necip Fazıl da bunlardan biri.İslami değerlerin etkisinde şiir oluşturmaya başladığı zamanlardan ölümüne kadar geçen sürede “Büyük Doğu İdeali” özellikle gençliği bağlamaktadır.Nasıl ki Mustafa Kemal Atatürk,tüm ülkenin ümidini gençlikte görmüş ve bir “Gençliğe Hitabe” yazmışsa Necip Fazıl da genç nüfusun yenilikleri taşıyıcı rolünden hareketle İslami ilkeler çerçevesinde bir karşı       “Gençliğe Hitabe” kaleme almıştır.Mehmet Akif Ersoy’da “Asım’ın Nesli”,Tevfik Fikret’te “Haluk’un Nesli”,Sezai Karakoç’ta “Diriliş Nesli” üçlemesinin popülerliği yanında şiirde zihniyet savaşının ana motorudur bu metin.Kimi Atatürkçü(Kemalist) kesimlerce bir karşı-devrim metni olarak algılanmış ve değerlendirilmiş kimi İslami kesimlerce “Hakkın gelip batılın yol olması”(İsra-81) olarak yorumlanmıştır.Bu satırlarını yazarı tensel faninin ve diğer gençliğin hangi hitabede karar kılacağını ya da ikisine birden bağlanıp bağlanmayacağını tarih gösterecektir.

Bu metinde gençliğe verilen görevin ve biçilen misyonun son yıllarda yaşadığımız yeni-muhafazakar eğilimlerle daha da ortaya çıkartılmaya çalışıldığını görmekteyiz.Hayat referanslarını Kur’an ve sünnete göre tatbik eden yeni siyasi muhafazakar bir neslin kanımca ilk okuduğu hitabe “Gençliğe Hitabe” olsa da belleyeceği hitabe meclisin duvarlarında “Hakimiyet Hakkındır.” yazan hitabe olacaktır.Bu gençliğin muhtaç olduğu kudret siyasallaştırılmış İslam’ın damarlarında mevcuttur.Aslında Atatürk’ün kaleme aldığı “Gençliğe Hitabe” de bir siyaset belgesidir.Bu bakımdan Necip Fazıl’ın metninin siyasi bir düstur metni olarak yazılması garip ve ilk bir durum değildir.Sezai Karakoç, “Diriliş Neslinin Amentüsü”nde gençliğe İslami ilimler penceresinden yaklaşırken Necip Fazıl’ın asıl derdi Kemalist sistem ve iktidarlardır.İslam devrimi ütopyasıyla kaleme alınan bu metin aslında 1975 yılında verdiği bir konferanstır.(Hatırlanacak olursa Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan daha başbakan iken 2012 yılının şubat aylarında AK Parti’nin İstanbul gençlik toplantısına gönderdiği metinde şöyle diyordu:”Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin-kimi kaynaklarda öcünün- davacısı bir gençlik istiyorum.”) “Gençliğe Hitabe” bir tarih yorumuyla başlayıp bir sitem ve iktidar eleştirisine dönüşür. Konferans 1975’te verildiğine göre özetle yaşadığımız son asır(1920-1975),” İşgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle, madde planında kurtarıldıktan sonra ruh planında ebedi helâke (mahvolmaya, ölüme) mahkûmiyet.” devridir.Necip Fazıl Kısakürek’e göre, o dördüncü bir dönemin bir adı da, “öldürücü küfür” dönemidir. Bu “küfre batmış” sistem ve iktidara karşı Necip Fazıl şöyle bir gençlik vizyonu ortaya koymaktadır:

*”Halka değil hakka inanan, meclisinin duvarında “hakimiyet hakkındır” düsturuna hasret çeken, gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti hakka kölelikte bulan bir gençlik…”

*”Emekçiye “benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başıboş bırakılamazsın! “, kapitaliste ise “Allah buyruğunu ve resul ölçüsünü kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça serbest nefes bile alamazsın! “, ihtarını edecek… kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlik…”

* “Bugün, komik üniversitesi, hokkabaz profesörü, yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve telbiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tek başına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik…”

*” Annesi, babası, ninesi ve dedesi de içinde olsa gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiç birini beğenmeyen, onlara “siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız! gerçek Müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi! ” diyecek ve gerçek Müslümanlığın “ne idüğü”nü ve “nasıl”ını gösterecek bir gençlik…”

*” Tek cümleyle, Allah’ın, kâinatı yüzü suyu hürmetine yarattığı sevgilisinin âlemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, o’ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, barınak tanımayacak ve o’nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik…”

(Devam edecek…)

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku