Eymür’de Suyla Isıtılan Ev
Yayınlanma Tarihi: 24 Aralık 2020 — okunma
O sene kış sert geçiyordu. Benim, 1983 yılı Şubat ayında Tirebolu merkezden yaklaşık 24 km içeride Eymür köyüne tayinim çıkmıştı. O zamanlarda beklenmedik tayinler olabiliyordu. “İhtiyaca binaen veya “Gerekli görüldü” açıklaması her türlü tartışmanın önünü kesiyordu.
İşte böyle “İhtiyaca binaen” kuralına göre ben de ikinci yarıyılı başka bir yerde geçirecektim.
Önce o köye nasıl gidileceğini öğrendim. O köye giden taşıtları aradım. Hem gitsem nerede kalacaktım? Mevsim kış, etraf kardı. Durum zordu.
Normal şartlarda toplamda kırk dakika sürmeyecek olan yere, iki saate yakın zaman harcayarak ulaştım. Göreve başlayıp kısa süre içinde kendime barınacak bir yer bulmam gerekiyordu. Köylük yerde bu nasıl olacaktı? Genelde köy yerlerinde herkes kendine bir mesken yapar, boşta bulunan evler nadirattan olurdu.
Daha sonra bu tayinden dolayı epey zorluk çektim.
Resmi işlemler bitti. Kardan dolayı okullar tatildi. Yani karne tatili bir hafta uzatılmıştı. Ben bu süre içinde kendime kalacak bir yer bulmalıydım.
Okuldaki idareciler ve bazı vatandaşların yardımıyla bir ev buldum. Sonra yatak, yorgan derken kendime göre düzen kurdum. En azından geceleri kalacak bir yerim vardı.
Kalacak yeri hallettikten ve bazı eşyalarımı eve getirdikten sonra ara tatil bitti ve eğitim başladı. Köyde elektrik yoktu. Aydınlanma gaz lambasıyla oluyordu. Ben buna alışık biriydim. Çünkü liseyi bitirene kadar evimizde elektrik yoktu.
Kışın en önemli ihtiyaçlardan biri de ısınma ihtiyacıdır. Evi bulduk bulmasına da nasıl ısınacaktım. Soba kurmak, yakacak bir şeyler temin etmek gerekiyordu. Kış günü hem okula gidip hem bunları ayarlayacak yeterli vaktim yoktu. Ayrıca bunları nasıl temin edeceğimi de bilmiyordum. Hiç kimse de nasıl ısınacağıma kafa yoracak hali yoktu ya.
Çareyi tüpte ısıttığım sularda buldum. Tencerelerde su kaynatıyor, onları şişelerin içine doldurup, özellikle yatacağım odaya koyuyordum. Küçük şişelere de yatağı ısıtmak için sıcak su koyuyor yatakla yorgan arasına bırakıyordum. Böylece sıcacık bir yatağa yatmış oluyordum.
O kış öylece geçti. Kaldığım evde hiç soba yakmadan yazı buldum. Belki hayatımda ilk ve son defa yaşadığım bir şey olacaktı bu. Zaten son oldu. Çünkü o yaz köye elektrik geldi. En azından elektrikli soba ve elektrikli battaniye ile ısınma ihtiyacımı karşılardım. En önemlisi de evin içi de “ampul” denilen sihirli buluşla aydınlanıyordu.
Bir sonraki sene ilk dört aya göre daha az zorluk yaşadım.
Dört ay da olsa soğuk ve karanlık bir yerde yaşamak hatıralarıma katılan önemli durumlardan biriydi. Şimdi o günleri bazen hüzünlü, bazen mütebessim şekilde yâd ediyorum.
Aradan geçen otuz yıldan sonra sitemiz kalorifer sistemi merkezi mi olsun müstakil mi olsun diye tartışıyoruz. İmkân böyle bir şey işte. Ancak bazı imkânların hatırası olmuyor anlatılacak…
26 Mayıs 2023 — okunma
Aslında ülkedeki anketörler seçim hariç diğer sahalarda oldukça başarılılar. Genel olarak yapılan bir araştırmada şayet konu siyaset değilse doğruya yakın bir sonuca ulaşabilmeniz mümkün. Ülkenin nasıl beslendiği, eğitim durumu, gelir durumu,...
Devamını Oku
13 Mayıs 2023 — okunma
“Geç kalmış adalet adalet değildir” sözünü bilmeyenimiz yoktur. Haklının hakkını alması için gecikme olmaması lazım. Bu hususta söylenmiş birçok söz vardır. Yazının girişine bakarak birilerini eleştireceğim sanılmasın. Eleştireceğim şey...
Devamını Oku
14 Nisan 2023 — okunma
Milletçe güzel hasletlerimiz vardır bizim. Zor günlerde yardımlaşmayı seven, oran itibariyle bütün devirlerde aynı olmasa da düşkünleri koruyan ve onlara sahip çıkan bir yönümüz vardır. Güzel anlarımız, kötü zamanlarımızda yanımızda bulunan...
Devamını Oku
8 Nisan 2023 — okunma
Ne zaman okumaya dair bir konu olsa; her ağzını açan “Okumayan bir toplum” olduk diye başlıyor ancak bu sözü söyleyen de okumuyor. Konuşurken sanki kendisi hariçmiş gibi anlaşılıyor. Yıllar önce bir veli toplantısına katıldım. Bu sefer toplantıda...
Devamını Oku
11 Şubat 2023 — okunma
Ülkemiz muhtelif zamanlarda mühim badireler atlatır. Çünkü hamurunda zor zamanlarda birlik olma hususiyeti vardır. Zaten onu dünya coğrafyasında bir adım öne çıkaran tarafı da budur. Felaketler her ülkenin başına gelebilir. Dünyada yanardağ patlamaları,...
Devamını Oku
3 Şubat 2023 — okunma
Her bölgenin, her ilin hatta her ilçe ve köyün kendine has bazı sözleri vardır. Bunlardan bir kısmı ülkenin her yerinde bilinirken bazıları da değişerek anılır. Bu değişiklik yanlış olmasına rağmen vatandaş tarafından kabul görür. Yıllarca “Burası...
Devamını Oku
13 Nisan 2022 — okunma
Herhangi bir Ünyeliye “Yunus Emre Ünye’de mi” diye soracak olsak alacağınız cevap “evet” olacaktır. Yunus Emre bu milletin ruh hamurunu yoğuran mümtaz şahsiyetlerden biridir ve manevi alanda herkesindir. Ülkenin muhtelif yerlerinde “makamı” olduğu gibi...
Devamını Oku
31 Mart 2022 — okunma
Atalarımız “Yiğit namıyla anılır” dememiş boşuna. Bazı isimler vardır ki kimlikte yazanın önündedir. Ali Dayı’da öyle. Kendisini şahsen epey geç tanıdım. Bugünkü Sağlık Ocağı karşısında mütevazı bir dükkânı vardı. Her kahvaltıda namını...
Devamını Oku
28 Şubat 2022 — okunma
Siz karanlığı bilir misiniz? Sokak lambaları hayatımıza girdiği günden beri “zifiri karanlık” hayatımızdan çıktı. Bütün lambaları kapatsak bile hareketli olan her şeyi siluet halinde görebiliyoruz. Zifiri karanlık hayatımızdan çıktığı günden beri,...
Devamını Oku
15 Şubat 2022 — okunma
Meşhurdur, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım” demiş. Bundan dolayı her köy, ilçe, il diğerlerinden hep güzeldir. Kime göre? Orada yaşayanlar veya oralı olanlara göre. Her yerin güzelliği kendine göredir. Yeryüzü yaratıldığından beri...
Devamını Oku