Gittin Amma ki…
Yayınlanma Tarihi: 23 Haziran 2014 — okunma
Gittin ammâ ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile
Neşâtî’ye ait bu mısralar edebiyatımızın unutulmaz beyitlerinden birini meydana getirmiştir. Keşke açıklama yapmadan anlaşılabilseydi. Yine de Neşâtî’nin ruhaniyetinden özür dileyerek kısa bir açıklamada bulunalım.
Aşağı yukarı şu demektir: “ Gidişin canı/beni hasrette bıraktı; ben sensiz sohbeti ne yapayım daha…”
Bir ayrılık ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Beni hasret ile bıraktın…
Ya sonra?
Sonrası şu: Artık dünyada hiçbir şey tat vermiyor…
“Sensiz, sohbetin tadı bile çıkmıyor” diyor şair.
Çıkar mı?
Çıkmaz elbet…
Şiirin devamında ki şu mısraa bakar mısınız?
“Bağa sensiz bakamam çeşmime âteş görünür”
Sensiz en güzel bağlar bahçe gözüme ateş/yakıcı görünür
Ve devam ediyor:
Gül-i handanı değil serv-i hıramanı bile
“Değil ateş gibi yakıcı görünen güller o serviler (boyuna benzerdi) ‘bile’ canını acıtıyor.”
Daha önce de söyledik ya, Neşâtî’den özür dilemek gerekiyor. Çünkü şiirin ilk okunduğu haldeki “efsun” açıklamayla azalıyor.
Konumuza dönecek olursak “Gitmek” fiiliyle başlayan bu şiirde “bile” redifiyle yapılan vurgulama anlamı daha da katmerleştiriyor.
“Gittin ama ki…”
Artık ne söylersen söyle, ne açıklarsan açıkla bu “gittin” ifadesinin “bıraktığı” hüznü izahtan mahrumdur.
“Gittin…”
Yani “keşke gitmeseydin” demenin başka bir ifadesi.
Ve; bile…
Ah o “bile”…
Sen neyi izaha kalkışıyorsun ki?
Gitti bile…
Keşke…
Neyse…
“Âh eylediğim serv-i hırâmânın içindir”
Fuzuli
24 Temmuz 2024 — okunma
Karadeniz’i karış karış dolaşmaya karar vermiştim. Bölgeye ait bütün ilçeleri gezip görmeye karar verdiğim günden beri, önce bir ili programıma alır sonra o ilin bütün ilçelerini görmek için yola çıkardım. Yolculuğu önceden planlar, sonra yola...
Devamını Oku
2 Temmuz 2024 — okunma
Mayıs ayının son haftasıydı. Yine yollardaydık. Karadeniz’i karış karış karış gezmeye karar vermiştik bir kere. Her seferinde bir ili programıma alıp çıkardım sefere. Tabii evden yola çıkıp gitmeyi planladığım ile varana kadar bazı ziyaretlerim...
Devamını Oku
6 Haziran 2024 — okunma
İlküvez… Ordu’nun Çaybaşı ilçesine bağlı bir mahalle. Ünye’den yaklaşık olarak 50 km uzaklıkta bir yerleşim yeri. Bundan takribi on gün önce gelen bir telefonda İlküvez’de yapışacak olan bir şenliğe benim de katılıp katılamayacağımı sordular....
Devamını Oku
31 Mayıs 2024 — okunma
Kim ne derse desin çay evleri ülkemizin en önemli mekânlarındandır. Daha çok şehrin ana caddesi dışında kalan yerlerde, ya bir merdiven altında, ya çıkmaz sokakların sonunda ya da birkaç adımda diğer caddelere geçilecek sokak aralarında kendine yer...
Devamını Oku
27 Mayıs 2024 — okunma
Okul ziyaretleri alışkanlığım daha emekli olmadan önce başlamıştı. Dersimin olmadığı zamanlar öncelikle yakın okulları ziyaret ederdim. Böylece hem bazı konular üzerinde bilgi alışverişinde bulunur hem de farklı kişilerle tanışmış olurdum. Öğretmen...
Devamını Oku
7 Mayıs 2024 — okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze...
Devamını Oku
30 Nisan 2024 — okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre...
Devamını Oku
28 Nisan 2024 — okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan...
Devamını Oku
20 Nisan 2024 — okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların...
Devamını Oku
29 Mart 2024 — okunma
Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi...
Devamını Oku
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.