son haberler

ÜNYE VE AİDİYET

Yayınlanma Tarihi: 31 Ocak 2022 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

 

Ülkemizde nereli olunursa olunsun herkes bulunduğu yeri sever ve över. Bu insanın tabiatında var olan bir şeydir. Gayet normal bir haldir. Hatta güzel bir haslettir.

Peki insan bir yerli nasıl olur?

Genelde gurbette yaşayanlar kendi köyünü, ilçesini, ilini ve bölgesini çok sever. Ankara ve İstanbul gibi yerlerde uzun süre kalmaya mecbur olan kişiler için sadece Ünyeli olan değil, Karadenizli olan bile yakın hissedilir.

O zaman nasıl Ünyeli olunur?

Bunun için çok yol olabilir. Bir eğitimci olarak ben bu işe daha kültürel bir açıdan bakmak istiyorum.

Bir yerin temel özellikleri vardır. Orada bulunan tarihi, coğrafi, örfi, şahsi farlılıklar mevcuttur. Bu her yerde olan bir şeydir. Ancak Ünye bu yönden çok şanslı bir yerdir.

Şartlar gereği insanlar okudukça ilçe ve ilini terk edebiliyor. Ve zamanla aidiyet duygusu azalıyor. Bunun için kişileri daha küçük yaşlarda bulundukları yere bağlayan bazı faaliyetlerle buluşturmak lazım. Burada okullar, yerel yönetimler ve kaymakamlıklar inisiyatif almaları gerekiyor. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Kültür Müdürlükleri bazı çalışmaların içinde bulunmalı.

Ünye hem kendi bünyesinde hem de Türkiye genelinde bir yarışma düzenleyebilir. Ülke genelinde şiir ve hikaye yazma yarışmaları düzenlenerek basın yoluyla bütün vilayetlere duyurulabilir. Ayrıca Ünye içinde de Ünye’ye ait bazı değerleri konu alan yarışmalar düzenlenebilir.

Ünye içinde öğrenciler ve halka açık iki ayrı alanda yapılacak yarışmaların konularından bazıları şöyle olabilir:

Çamlık, Döner Çeşme Meydanı, Kadılar yokuşu, Feneraltı gibi mekânlar; Yunus Emre, Yusuf Bahri Efendi, Mustafa Rakım Efendi gibi şahsiyetler; Ünye evci pidesi, Pandispanya ve buna benzer yiyecekler; adetler, düğünler, cenazeler konu alınarak kompozisyon ve hikâye yarışmaları düzenlenebilir. Hatta meydandaki çınar ağacı bile bir hikâye konusu olabilir.

Yarışmaya katılan genç beyinler yukarıda saydığım ve buraya yazamadığım onlarca başlık altında kalem oynatmak için araştırmalar yapabilir. Daha genç yaşta ilçesinde bulunan ve ülkece de önemli olan bu konulara hazırlanırken bir bakıma aidiyet duygusuyla büyümüş olur.

Sadece Ünyeliyim demekle Ünyeli olunmaz. Veya baba tarafından Ünyeliyim, aslen Ünyeliyim gibi ifadeler, aşınmış bir aidiyetin ifadeleridir.

Etkili ve yetkili kişilerin bu durumu ele alması ve gereğinin yapılması için çalışmalara başlanması lazım.

Hiçbir vakit, geç kalınmış vakit değildir. Boşa geçen zaman ise kayıpların en büyüklerindendir.

 

 

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

ÜLKENİN AHLAK YOKSUNLUĞU İLE İMTİHANI

11 Şubat 2023 okunma
Ülkemiz muhtelif zamanlarda mühim badireler atlatır. Çünkü hamurunda zor zamanlarda birlik olma hususiyeti vardır.  Zaten onu dünya coğrafyasında bir adım öne çıkaran tarafı da budur. Felaketler her ülkenin başına gelebilir. Dünyada yanardağ patlamaları,... Devamını Oku

ÇAYA KAR SUYU KAÇINCA

3 Şubat 2023 okunma
Her bölgenin, her ilin hatta her ilçe ve köyün kendine has bazı sözleri vardır. Bunlardan bir kısmı ülkenin her yerinde bilinirken bazıları da değişerek anılır. Bu değişiklik yanlış olmasına rağmen vatandaş tarafından kabul görür. Yıllarca “Burası... Devamını Oku

Yunus Emre Ünye’de Mi?

13 Nisan 2022 okunma
Herhangi bir Ünyeliye “Yunus Emre Ünye’de mi” diye soracak olsak alacağınız cevap “evet” olacaktır. Yunus Emre bu milletin ruh hamurunu yoğuran mümtaz şahsiyetlerden biridir ve manevi alanda herkesindir. Ülkenin muhtelif yerlerinde “makamı” olduğu gibi... Devamını Oku

Ali Dayı

31 Mart 2022 okunma
Atalarımız “Yiğit namıyla anılır” dememiş boşuna. Bazı isimler vardır ki kimlikte yazanın önündedir. Ali Dayı’da öyle. Kendisini şahsen epey geç tanıdım. Bugünkü Sağlık Ocağı karşısında mütevazı bir dükkânı vardı. Her kahvaltıda namını... Devamını Oku

Meydan Simitçisi

28 Şubat 2022 okunma
Siz karanlığı bilir misiniz? Sokak lambaları hayatımıza girdiği günden beri “zifiri karanlık” hayatımızdan çıktı. Bütün lambaları kapatsak bile hareketli olan her şeyi siluet halinde görebiliyoruz. Zifiri karanlık hayatımızdan çıktığı günden beri,... Devamını Oku

Bir Şehir Nasıl Bozulur?

15 Şubat 2022 okunma
Meşhurdur, “Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım” demiş. Bundan dolayı her köy, ilçe, il diğerlerinden hep güzeldir. Kime göre? Orada yaşayanlar veya oralı olanlara göre. Her yerin güzelliği kendine göredir. Yeryüzü yaratıldığından beri... Devamını Oku

Şiir; Karakoç’un Mu, Mahsuni’nin Mi?

9 Şubat 2022 okunma
  Yetmişli yıllardı. Üniversitelilerin ön ayak olduğu ideolojik hareketler yavaş yavaş liselilere kadar inmişti. Herkesin herkesten şüphelendiği yıllardı. Dava önemliydi… Çok kişi kardeşini, babasını, oğlunu kendi davası için ispiyonladığı... Devamını Oku

İçi Temiz İşçi

26 Ocak 2022 okunma
Nedense okuduğumuz ve duyduğumuz haberlerden güzel olanı fazla konuşulmuyor. Belki olması gerekiyordu diye düşündüğümüz içindir. Ünye’de haber değeri kazanmış ve vatandaşların bilgisine sunulmuş o kadar güzel şeyler oldu ki, bence bunların ülke... Devamını Oku

“Z”  KUŞAĞI MI “Y”  KUŞAĞI MI?

20 Ocak 2022 okunma
Artık son “kuşağın” da bir ismi oldu. Eskiden “nesil” denilen ve günümüzde “kuşak” olarak adlandırılan insan topluluğu. Adına da (Z) kuşağı denilmiş. Dünya var olduğu günden beri “kuşaklar arası” anlaşmazlık hep olmuştur. Kısaca; dede,... Devamını Oku

TURGUT DAĞDEVİREN

18 Aralık 2021 okunma
Onunla ilk defa Hizmet Televizyonu muhabiriyken tanıştım. Takvimler 2004 yılını gösteriyordu yani. Yaklaşık olarak çeyrek asra yakın bir tanışıklığımız var. Ben Hizmet Gazetesinde yazmaya başlamıştım. Radyo, televizyon, gazete aynı çatı altındaydı.... Devamını Oku