son haberler

Yanlıştan Doğruya Analiz

Yayınlanma Tarihi: 30 Eylül 2015 okunma

Ahmet ALTUN bizimahmet52@hotmail.com

Hatırlayalım: 2001’de üçlü koalisyon vardı. Ekonomik kriz patladı. Başbakanın önüne esnaftan kasa, başına da Cumhurbaşkanından anayasa kitapçığı atıldı. Çaresizlik içindeki koalisyon, ekonomist ithal etti. O, çalışmalarına başlamışken hükümetin bir buçuk yıl ömrü vardı. Ama koalisyon ortağı Sayın Bahçeli, sabredemedi, seçim dedi. Sonuç, arayış içine düşen millet yeni kurulan Ak Parti dedi. Böylece Sayın Bahçeli’nin acil çıkışıyla yepyeni bir iktidar doğdu, sonraki iki dönemde de oyunu artırdı. Sayın Bahçeli’nin de düştüğü muhalefet partileri, milletin başarılı bulduğu Ak Parti politikalarına bir türlü alternatif üretemedi. Hükümeti cemaatle iş birliği yapmak ve yolsuzlukla suçladılar sürekli.

Hükümetin Bakanları da onlara nispet yaparcasına cemaatin olimpiyatlarında konuşmalar yapıyor,     eğitime, ekonomiye, yoksula… vs. katkı etkinliklerine övgüler düzüyordu. Bir yandan da savcılar harekete geçmiş, ihtilal hazırlıkları iddialarıyla özel yetkili mahkemelerde Genelkurmay Başkanını bile yargılayıp 2 yıl hapsedecek kadar ileri gidebilmişti.

Günün birinde en yetkili ağızdan duyduk ki cemaat hükümeti aldatmış(!) Gizlice paralel bir yapı kurmuş, devleti ele geçirmek üzere ihtilal yapacaklarken yakayı ele vermiş. Bir başka boyut da şu: Hükümet akil insanlar desteğiyle kamuoyunda da benimsenen çözüm süreci başlatıyor. Ölümler duruyor, şehit cenazeleri gelmiyor diye halk da güveniyor Kürt kardeşlerinin çoğunlukta olduğu partiye 80 vekil veriyor. Ancak Suruç’ta patlayan bombanın ardından sil baştan… Ülkede kan, gözyaşı, ağıt… suçlamalar, karalamalar… Muhalefet iktidarı suçluyor, iktidar aldattılar bizi diyor yine(!) meğer savaşa hazırlık süreci yapmışlar çözüm sürecini.

Perde gerisinde neler oluyor halk anlayamıyor, yoramıyor, iki arada bir derede çaresiz! Millet hatırına birleşmesi gereken siyasilerden duyduğumuz suçlamalar, karalamalar hepten karıştırıyor kafaları. Tıpkı 12 Eylül öncesi gibi.

Sayın Bahçeli yine devrede… Başbuğun 3 milletvekiliyle iktidara talip olarak devleti ne sahip çıkma icraatını unutmuş, kimseyle birleşmem diyor, başbakan ol diyorlar olmam diyor, seçim de seçim… Al sana seçim, gel seçim hükümetinde ol, olmam diyor, illa seçim… Bir yanda akan gözyaşı, kan bir yanda seçim… Başbuğun oğlu bakanlığı kabul etti diye kovuyor onu. Siyasî tutumu ve tutarlı davranışlarıyla ülkenin dikkatini çekmiş Meral Akşener Hanımefendi gibi bir figürü de sokmuyor listeye. Derdi bilen yok! Çok telefon alıyorum. Halk soruyor: Canıyla başıyla, dişiyle tırnağıyla komünizme götürülmek istenen ülkemin devletine, milletine sahip çıkarak “Ey vatan gözyaşların dinsin, yetiştik çünkü biz” diyen ülkücüler neredesiniz? Devletin başına devlet gelecek dediniz, gelmem diyor. Devletinize, milletinize sahip çıkacak Başbuğunuzu ne zaman seçeceksiniz?

Ak Parti yetkililerine de şunu soruyor halk: Niye sizi kandırıyor bu şer güçler sürekli?

CHP’ye dediği de şu: İyi-kötü ayrımı yapmadan hep suçlama yerine çözüm ve proje sun, benim değerlerimi tartışma konusu yapma huyundan geç artık!

Aldatanlara da yalancının mumunu hatırlatıyor halk! Kimse kusura bakmasın, yaz dedi okurlarım yazdım, yorumum da şu: Devlet içine şer güçlerin her zaman sızdığını, hatta Atatürk’ün ifadesiyle millete kötülük etmek isteyenlerin din maskesiyle sinsice faaliyetler yürüteceklerini bilmeniz gerekmez miydi? Siyasetini şiddete dayandıranların bu huyundan geçmeyip yine sinsice yığınak yapabileceklerini düşünüp güçlü bir devlet istihbaratıyla tedbir almanız gerekmez miydi? 12 Eylül öncesi siyasetçilerin olan-biten karşısında uzlaşma yerine suçlama yarışına girmelerinin acı sonucu ortada değil mi? Kararını vermiş halka oyunu değiştir diyoruz şimdi, halk da siyasîlere sorduğu bu sorularla itimadım kalmadı diyor. Ülkede büyük bir kalkınma hareketi başlatmış, ekonomik dengeleri rayına oturtmuş Ak Parti, bütün dava arkadaşlarının ortak iradesini bulsaydı, halkın tereddütlerine yol açan soruya muhatap olmayacaktı. Son derece üzgünüm(!) Siyasetçilere 10.Yıl Nutkunun şu can alıcı sözlerini iyi düşünüp değerlendirmelerini öneriyorum:

“Büyüt Türk Milleti! Kurtuluş Savaşına başladığımız 15 yıldan beri muvaffakiyet vaat eden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki sözlerimin hiçbirinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım.” Tarih ışıktır ne mutlu karanlığa tutabilene!

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KAZMA KÜREK HAZIR OLSUN

28 Şubat 2020 okunma
Suriye- İdlib’de rejim güçleri Rusya’nın desteğiyle sivillerin üstüne bomba yağdırıyor. Halbuki Rusya, İran ve Türkiye anlaşmışlar orayı güvenli bölge ilan etmişlerdi. Onca uyarılara rağmen sivil kanı akmaya devam ediyor. Rusya sözünde durmuyor.... Devamını Oku

Ah Şu Kapitalizm

31 Ocak 2020 okunma
Rusya’nın dağılmasından sonra Dünya kapitalizmin acımasız kuralları içinde savaşmaktadır. Amerika’nın başını çektiği bu düzen vahşiliğini her yerde her alanda göstermektedir. Artık uygarlık, medeniyet, insan hakları gibi kavramlar malesef tarihin... Devamını Oku

Sana Dua Ediyorum 2020

31 Aralık 2019 okunma
O kadar çok sorunlarla yeni yıla giriyoruz ki dua etmekten başka çaremiz yok. Şayet yeni yılın sonunda başımızdaki sorunların yarısından dahi kurtulmuş olsak bunu mutluluk vesilesi sayarım.  Hadi ondan da vazgeçtim mevcut olana yenileri eklenmesin diye dua... Devamını Oku

Ya Tutarsa…!

29 Kasım 2019 okunma
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Hükümet yeni vaadlerde bulunacak, çeşitli kişi, kurum, kuruluşlar gönül alıcı mesajlar yayımlayacaktır. Tabiki 4 Aralık günü hayaller yerini gerçek yaşama bırakacaktır. Ben... Devamını Oku

Ses Ver Hanım Abla

13 Kasım 2019 okunma
Kasım ayında olmamıza rağmen bahar havası yaşıyoruz. Sabah akşam serin, geceler ise ayaz geçiyor. Ben de yaz aylarında yazmam gereken yazıyı Kasım ayının bu sıcak günlerinde yazmaya karar verdim. Yazılı ve görsel medyada kadın tacizi, kadına şiddet... Devamını Oku

Harekat Değil Bu Bir Savaş!

25 Ekim 2019 okunma
Hükümet açıklamalarında Suriye’deki fiili durumun savaşa değil terör harekatı veya operasyınu dese de yaşananlara bakınca aynı fikirde olmadığımı belirtmek istiyorum. Görünürde Kuzey Suriye’de operasyondayız ama aynı zamanda Amerika-Rusya İran-Avrupa... Devamını Oku

Ayağınızı Denk Alın!

9 Ekim 2019 okunma
6 Temmuz tarihli “İKİNCİ YARI ZOR GEÇECEK” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Gerçekten de zor geçiyor. Karadeniz Bölgesi’nde hala fındık parasının gölgesi devam ediyor. Ancak son üç ayda onun da etkisi ortadan kalacağı için biraz daha... Devamını Oku

Bayram Müjdeleri

9 Ağustos 2019 okunma
Tabiki ben ekonomi uzmanı değilim ama bu alandaki bazı hassas alanları gayet iyi biliyorum. Öncelikle bütün sektörlerde göstergeler negatif olsa da bankacılık sektörü ayaktaysa biraz dikkatle işler düzelir demektir. İkinci sırada ise inşaat sektörü gelir,... Devamını Oku

ABD’den Yar Olmaz!

31 Temmuz 2019 okunma
Türkiye, Suriye krizi başladığından bugüne kadar sözüm ona stratejik ortağımız ABD ile görüşüyor, çeşitli kararlar alınıyor, sözler veriliyor. Ancak ABD Türkiye’nin yararına olan hiçbir konuda alınan kararlara  uymamış, verilen sözleri... Devamını Oku

İkinci Yarı Zor Geçecek

6 Temmuz 2019 okunma
Temmuz ayı ile birlikte yılın ikinci devresini yaşamaya başladık. İlk altı ayı yerel seçim kampanyalarıyla geçirdik. Bitii gitti ama bu yılın ikinci devresi çok zor ve çetin geçecek. Öncelikle ekonomik sıkıntılar; başta esnaf kardeşlerimiz olmak üzere... Devamını Oku