son haberler

Çalbiya’nın Başkenti Ünye – II

Yayınlanma Tarihi: 1 Temmuz 2016 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Panaretos’ta bahsi geçen, Ünye’nin 1347’de Türkler tarafından alınması muhtemelen Taceddin Bey’in ilk dönem faaliyetleri ile ilgilidir. Bryer’in de gösterdiği gibi III. Aleksios’un Limniya’yı 1351 ile 1369 yılları arasında sık sık ziyâret etmesi, Taceddin Bey’in kendisine bağlı Türkmenlerle Trabzon’u ele geçirmelerini engellemek amacıyla yapılmıştır.4

XIV. yüzyılın ortalarına kadar Trabzon imparatorları Türk ordusundan gelen her türlü silâhlı tehdide karşı durmayı başarmış gözükmektedir. Fakat, aynı yüzyılın ikinci yarısında, aile ittifaklarına dayanan yeni bir politika başlattıkları görülmektedir. Bu konuda Trabzon imparatorları yerleşmiş Bizans geleneğini takip etmişlerdir: Trabzonlular, imparator soyundan gelen prensesleri Türklere verirken, İstanbul’daki imparatorlara – VI. John Kantakouzenos dışında – gayrı meşru kızlarını veriyorlardı.3

İmparator III. Aleksios, 29 Ağustos 1358’de kız kardeşi Theodora’yı (o sıralar müsait durumda olan tek prenses olması bakımından) Hacı Emir ile evlenmesi için gönderdi. Theodora, Trabzon’dan ayrılmadan bir hafta önce bir Akkoyunlu beyi ile altı yıldır evli olan ve o sırada Trabzon’u ziyâret eden kardeşi Maria’dan Türkmen saray geleneğini de öğrenme şansı elde etmişti. Böylelikle Çalbiya ittifakı işe yaradı ve devletlerarası ziyâretler başladı. (sh. 200)1

İlk düğün 1352 yılında gerçekleşti. İmparatorun kızı, Turali Bey’in oğlu Kutlu Bey ile evlendi. Kutlu Bey, Panaretos’ta ‘Amitiotai’nın emiri olarak nitelendirilmiştir. İkinci evlilik 1358’de gerçekleşti. Panaretos’a göre, imparatorun diğer kızkardeşi, Bayram’ın (Payramis) oğlu Hacı Emir (Hatzimiris) ile evlendi; Hacı Emir’in Chalybia’da bir kalesi vardı ve Chalybia emiriydi. Chalybia’nın yeri tam olarak bilinmemektedir; Panaretos, Kerasunt’dan (Giresun) buraya ulaşılabileceğini ima eder. İmparatorun yeni eniştesi olan İbrahim Hacı Emir ile birlikte oğlu Süleyman, İbn Ardaşir’in eserinde geçmektedir. Buna ilâveten, Caçamir ya da Caçamia’dan (açıkça Hacı Emir) Clavijo da bahsetmektedir. Bu üç kaynağın yardımıyla Hacı Emiroğulları’nın topraklarını tespit edebiliriz. Trabzonlu prenslerle evlenen aile hakkında da fikir oluşturabiliriz.3

Üçüncü düğün 1378’de gerçekleşti (Eudokia Megali Komnini’nin Mihail Panaretos’un Vakainame’sinde (Kronik), “imparator, Limnia’nın yönetimini devraldıktan” sonra “8 Ekim 1378 tarihinde Oinaion‘da Türkmen Sinoplu Limnia Emiri Taceddin Paşa ile evlendiği” kaydedilmiştir.) ve bu düğünde damat olan Taceddin, o ana kadar en iyisiydi. Taceddin, büyük bir ihtimalle halefti ve belki de Niksar şehrinde zarar görmüş mezarı bulunan Emir Doğanşah’ın oğluydu. Bu mezar 1346/47 veya 1348/49 tarihini taşımaktadır. Doğanşah, el-Ömeri’de, Doğancık olarak ve Trabzon’un batısına kadar olan beyliğin yöneticisi ve de isyankâr Moğol Anadolu Valisi Demirtaş tarafından zulmedilen birçok Türkmen beyinden biri olarak geçer. Taceddin, Eretna tarafından cezalandırılan bir beyin halefiydi. Dahası, 1362’de sınır bölgesi Limnia da Taceddin tarafında ve belki Oinaion (Ünye) da Trabzon kontrolü altındaydı ve tehlike arz edecek bir durum gözükmüyordu.3

İmparator kızı Kiria Eudokia ile beraber 14 Ağustos’ta, II [1379], iki büyük kadırga ve iki gemi [ç.n. paraskalmion] ile sefere çıktı. Ve Kerasous [Giresun]’a kadar seyrettik. Fakat Trabzon’dan Χλιατζιασθλάνης [Kılıç Arslan]’ın Trabzon çevresindeki bölgeyi istilâ edeceği haberi geldi. İmparator kızını Giresun’da bıraktı ve asillerle birlikte Trabzon’a döndü ve kaleyi güçlendirerek ülkeyi düzene soktu. Eylül’ün sonuna doğru İmparator yola çıktı ve Giresun’daki kızını alarak Oinaion’a kadar gitti; orada Çelebi ile görüştü ve 8 Ekim, III, [1379]’da İmparator, kızı Kiria Eudokia’yı Çelebi ile nişanladı ve İmparator bu sefer Limniya’nın kontrolünü eline geçirdi. (sh. 223)1

III. Aleksios 1379 yılında Limniya’yı drahoma olarak elden çıkartmış gözükmektedir; Çalbiyalı Hacı Emir de Ünye’yi (Oinaion) Theodora’nın başlık bedeli yapmış olabilir. (İslâm kanunlarında çeyiz (mihr bedeli) vardır, fakat başlık parası yoktur. Başlık parası yerel bir âdet olmasına karşın Mihr’in yerini almış gibi görünmektedir. Ortaçağ Türkmenleri ve Moğollar tarafından uygulanmış olan başlık parası geleneği günümüz Anadolu’sunda varlığını halen devam ettirmektedir) (Büyük Komnenoslar, prenseslerin güvenliklerini garanti altına almak için drahoma verdiler, fakat Osmanlılardan farklı olarak, Büyük Komnenosların Türkmen damatları, büyük olasılıkla başlık parası ödememişlerdir.) (sh. 207) Ünye (Oinaion) bu ittifaktan sonra tekrar Trabzon İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiş gibi görünmektedir. Demir madeni ile bina yapımında kullanılan özel yığma taş kaynağı olan Ünye, 1404 sonrasına kadar Trabzonluların hâkimiyetinde kalmıştır. (sh. 200)1

Burhaneddin, Sivas’ta 1381 yılında sultanlığını ilân etti ve kendi gücünü sağlamlaştırdı; Tokat’ı aldı ve Niksar’a saldırdı. Hacı Emiroğulları ve Taceddin arasında savaş patlak verdi ve bu savaşta Taceddin öldürüldü (24 Ekim 1386). Bunun üzerine, onun halefleri ve Süleyman Hacıemiroğlu, Burhaneddin’in hâkimiyetini tanımak zorunda kaldılar.3

III. Aleksios hem Trabzon’un Büyük Komnenosu hem de Canik Meliki idi. Aleksios, Hacı Emir’i de tıpkı sınır beyleri Kabazitai ve Tzanichitai gibi kale – ev sahibi saygıdeğer bir bey yapmıştı. Artık Aleksios’un Türkmenleri toprak ağası gibi davranmaya başlamışlardı. 1386 Ekim sonlarında, kışlık otlak mevsiminden sonra III. Aleksios, her iki Türkmen damadı, Limniyalı Taceddin ile Çalbiyalı Süleyman’ın (Hacı Emir’in halefi) yazlık otlaklardan ziyâde, kaleler ve kıyı toprakları yüzünden anlaşmazlığa düştüklerini görmekten şüphesiz çok büyük mutluluk duymuştur. Sonuçta Taceddin öldürülmüş, ancak Süleyman, 1396/97’de Giresun’a meydan okumaya devam etmiştir. (sh. 200)1

24 Ekim Çarşamba günü, [1386], X, İmparatorun damadı, Limniya [Çarşamba eyâleti] emiri Τατζιατίνης [Taceddin], İmparatorun diğer damadı Χατζυμύρις [Hacı Emir]’in oğlu Chalybia’lı Σουλαμάμπεκ [Süleyman Bey]’e karşı 12.000 adamdan oluşan ordusuyla sefere çıktı ve Chalybia’yı istilâ etti, ancak ilk olarak Taceddin yıkıldı ve oracıkta parçalanarak öldürüldü; adamlarından 3.000’i katledildi ve kalanlar silâhlarını bırakarak kaçtılar, yedi bin at ve sayısız miktarda silâh kaybettiler. (sh. 224 – 225)1

III. Aleksios’un hükümdarlık döneminin ortalarında artık Türkmenler Canik Meliki Büyük Komnenos için tehdit olmaktan çıktığı için Aleksios güneydeki Çalbiya ve Cheriana bölgesini, Erzincan ve Bayburt Türklerinden kurtarma üzerine yoğunlaşabilmişti. (sh. 209) XV. yüzyıl itibarıyla da Büyük Komnenos Alexander, yerel çapta İskender (Σκανταριος) olarak adlandırılmıştı. (sh. 213)

Giresun’un batısına üç günlük kara yolculuğu sonrası Altamur’un topraklarından geçen Clavijo eski Çalbiya başkenti Ünye’de enteresan bir durum ortaya çıkarmıştır. Rizeli bir aileden gelen Melesianos (Melissenos ?) Trabzonlu Rum bir lord idi ve kendi özgür iradesiyle Timur’a tâbi olmuştu. Şehiri, kalesini ve ayrıca iç kısımda yer alan Çaleoğlu Kalesi’ni de elinde tutuyordu ki bu kalede yaklaşık 300 Türk yerleşmişti. Schiltberger, ayrıca klâsik üslûpla kayadan oyulma mozolesi içerisinde erişilmez nitelikte Bizans ikonalarının da bulunduğu bu sarp kalenin Hıristiyanların elinde olduğunu da ima etmektedir. Burasının Hacı Emir’in 1361’deki kale – evi olma ihtimali vardır – aynı şekilde iç taraflardaki dağ eteklerinde, yükseltiler üzerinde yer alan Gölköy Kilise Kalesi ve deniz kıyısında yer alan ve içerisinde XIX. yüzyılda Hazinedaroğlu Sarayı’na dönüştürüldüğü zaman bile özelliği korunmuş Ortaçağ kubbeli bir şapeli de bulunan Bolaman (Polemonion) Kalesi de emir’in kale – evi olmaya adaydırlar.2

Moğol İstilâsı ile Anadolu’ya gelen Türkmenler, Anadolu’nun her tarafında olduğu gibi Trabzon Rum İmparatorluğu sınırlarına da yerleşerek, imparatorluğu Trabzon Kalesi ve civarına hapsetmişlerdir.4

Trabzon İmparatoru’nun ve Çalbiya ve Limniya emirlerinin o dönemdeki konumları her ne idiyse hepsi de XV. yüzyıla gelindiğinde kendilerini Çalbiya topraklarını paylaşırken buldular. Bunların ortak çıkarlarının ne olduğu ise II. Mehmed’in 15 Ağustos 1461’de Trabzon’u ele geçirmesinden sonra ortaya çıkmıştır – buna karşın Fatih’in ordusunun bölgeyi fethederken sağanak yağmurdan zarar gördüğü kadar ve belki ondan da daha fazla “Wuna (Perşembe) Rumlarından ve Türklerinden” zarar gördüğünü de burada belirtmek gerekir.2 (sh. 201)1

Büyük Komnenoslar açısından Çepnilerle başa çıkmak zordu. Çünkü Trabzonluların ya Akkoyunlu liderleri, Limniyalılar ve de Çalbiya Emirleri ile ittifak yapmaları ya da Çepnilerin Bozdoğan’dan sonra evlilik bağı kurmak için belirli bir hanedanlarının olmayışı yüzünden engelleniyorlardı. III. Aleksios Çepniler üzerinde güç kullanmayı isteyecek kadar alçalmış ve 1380 yılı kışlak mevsiminin sonunda Çepnilere karşı ciddî bir sefer düzenlemişti. Onları Philabonites’in alçakta ve batı yakasında kalan bölgeleri boyunca kıyıdan 75 km kadar içerilere kadar takip etti. III. Aleksios, büyük olasılıkla Trabzon’un kışlık otlaklarına bile ulaşamayan Çepnileri deniz seviyesinden 2.919 m yükseklikteki Simikle (Sümüklü Yayla) Yaylası’nda perişan etti. Ancak Çepniler yine de varlıklarını sürdürdüler; Philabonites Vâdisi 1461’den sonra Çepni nahiyesi oldu ki Osmanlı idarecileri de bölgeyle büyük bir dikkatle ilgilenmişlerdir ve hattâ II. Mehmed, Çepni beylerine Trabzon çevresinde tımarlar vermiştir. XIII. yüzyıl Sinop’undan XX. yüzyılın ‘Kolhis’ine kadar 700 yıllık bir süre içerisinde, 600 kilometrelik bir Çepni göçü gerçekleşmiştir. (sh. 203)1

KAYNAKÇA :

1 BRYER, A.M. Anthony –Rumlar ve Türkmenler : Karadeniz İstisnası (Greeks and Türkmens: The Pontic Exception), Dumbarton Oaks Papers, XXIX (Washington, 1975), s. 113 – 15, Çevirenler : M. Sibel DİNÇEL – Murat KEÇİŞ, Karadeniz İncelemeleri Dergisi: Yıl 8, Sayı 16, Bahar 2014, sayfa 177 – 232.

2 Aşıkpaşazade, R. F. Kreutel, Vom Hirtenzelt zur Hohen Pforte (Graz, Vienna, Cologne, 1959), s. 226.

3 ZACHARIADOU, A. Elizabeth – Trabzon ve Türkler (1352 – 1402) [Trebizond and Turks (1352 – 1402), “Black Sea”, Birmingham, 18-20 Mart 1978, Atina, 1979, pp. 333-358. Çeviren : Arş. Gör. Murat KEÇİŞ, sh. 221 – 241. http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/19/1132/13307.pdf

4 KEÇİŞ, Murat – Trabzon Rum İmparatorluğu ve Türkler 1204 – 1404 (Doktora Tezi), Ankara, 2009, 294 sh.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku