son haberler

Şiir Günlüklerinden-22

Yayınlanma Tarihi: 5 Ekim 2015 okunma

Ertan ALP alpertan2006@hotmail.com

Okumayı Sökmek
Okula başladığımda onlarca plan ve düşünce arasından Can Dündar’ın yıllarca evvel okuduğum kısa öz geçmişindeki şu cümlesi kafamda mıh gibidir: “Okumayı söktüm, dikmek yıllarımı alacaktı.”

Tanzimat Edebiyatı Giriş Dersi
Tanzimat edebiyatı giriş dersi:”Geçme oğlum geçme süründürürler/Namık Kemal köprüsünden insanı”(Ece Ayhan)

Gök kubbe ve Vicdan
Bir günün sonunda arzu, Kant’ın mezar taşından:”Beni yaşarken iki şey hayran bırakmıştır kendisine: Biri üstümüzdeki gök kubbe, öteki de içimizdeki vicdan.”(Kant)

Kucaklaşma
Şiir hayalin bebeği ise, sen kirpikleri tutuşturan kırmızı karanfillerisin bir halkın. Barışın yedi rengisin, gökkuşağının yedi şiirisin, yedi bucaktan yedi sevgi tohumu, mavinin tüm tonlarında özgürlüğün rengisin. Pınar seninle doğdu, nehir dayanışmamızın ve emeğin sonsuz türküsüdür. Aşk mektupları kadar sıcaktır tenin, seninle aşk devrimin ikiz kardeşidir. İnce kaşlarında nice yoksul çözülür zincirlerinden. Bundan sonra daha adil ve daha yürekli olmaktan başka bir destanımız yoktur gayri. Kucaklaşalım hadi. Kucaklaşalım…

Taş-insan
Boşuna uğraşma içinde gizli bir evrimi yontmaya
bir taş bir insandan daha uzun ömürlüdür…

Umut varsa
“Bu yükle öleceksin” dedim hamala.
“Ölüm kolay, sen umuttan haber ver.” dedi…
“Umut varsa dünyayı vur sırtıma…”(İlhan Berk)

Aşkınız Hangi Mevsimde Bıraktı Sizi?
Altay Ömer Erdoğan’ın Varlık dergisinin Eylül-2015 sayısında yer alan “Dört Mevsim Aşk ” adlı öyküsünü okumalısınız. İnsanı sevgiyle saran ve kucaklayan sözcüklere ihtiyacım vardı. Hadi bir de klasik bir soru sorayım. Sizin aşkınız hangi mevsimde bıraktı sizi? Kaynak: Chopin op.35 Sonat-Cenaze Marşı…

Kendini Bulma Arayışı
“Hala kendimi bulma arayışında olduğumu söyleyebilirim. Bana Adonis’in kim olduğunu söyleyecek birini arıyorum.”(Adonis)

Anti-despot ve Anti-dinci Şiir
Varlık dergisinin Eylül-2015 sayısında Erkut Tokman’ın Adonis’le yaptığı söyleşiden:”Şiirin kuruluşlara ve zorba rejimlere, dine vb. karşı savaş ilan eden bir görevi yoktur. Tanım olarak şiir, anti-despot ve anti-dincidir. Tüm tek tanrılı dinlerde büyük bir şair görmenin tarihsel yönden nadir olduğuna inanıyorum. Bu nedenle şair dogmatik olamaz.”

Sondan ikinci cümle kaç gündür kafamı kurcalıyor, zihnimi zorluyor. Din veya dini öğretiler şairi hangi yönlerden kuşatma altına alır? Dinler ve despotizm şiiri kendi tekeline almaya çalışırken şiir kendi doğasından zaten savaşım veriyor mu? Tek tanrılı dinlerin hâkim olduğu dünyamızda büyük şair görmenin nadir olduğunu söylemek dolaylı yoldan şiirin yenilgisini ve işlevsizliğini mi düşündürür? Tek tanrılı dinler şairleri kendi siyasi erk mekanizmalarına göre kuşatma altına aldığı sürece kendi varlık nedenlerini koruyabilirler Mİ? Mi? Mi? Mi?

Nergis
“NERGİS: unutulmuş bir şeyin anımsanması. İçtenliğin manifestosu. Yalınlığın şarkısı. Masum suç. Kır kahvelerinde gülümseyen ahşap masaların sevgilisi. Çiçek satan çingene kızın güzelliğinden toplanıp getirilmiş bir demet gün ışığı. Birkaç sap NERGİS’le sevgilisini bekleyen biri onun tam zamanında geleceğinden emindir. Ve işte geliyordur. NERGİS demetini oluşturan sapların kalınlığı tam genç kızın küçük avucuna göre ayarlanmıştır. Taparcasına seven bir sevgili ancak bunu hesaplayabilir. Böyle bir hesap için en uygun çiçek olsa olsa NERGİS’tir.(Salih Bolat-kız kardeşim gülhatmi ve diğerleri-Varlık-Eylül-2015)

(NOT: Nergis sözcükleri benim tarafından bilerek büyük yazılmıştır. Metnin aslında normal dizimle verilmiştir.)

Hüznün Rengi
“Hüznün rengini sorsalardı, o çocuğun çatlamış bilyeler gibi damar damar gözlerini gösterirdim.”(Şükrü Erbaş)

Yıllar önce Nusaybin’de bir çocukla tanışmıştım. Gözleri şeftali gibi kokuyordu yanına birazcık yaklaştığımda. Her yaz şeftali toplamaya gittiğini söylemişti konuşmamızın bir arasında Bursa’ya.Şiir uyandı içimde birden.Çocuk şiire,şiir çocuğa ne kadar yakışıyordu.Hüzün ve acı çok uzak değildi aslında bu coğrafyaya.Şiir hüznü dağıtamıyordu bir türlü.Acı kemiğe işlemiş yüreği darmadağın etmişti.Bir gün gözleri kan çanağına dönmüş,ağlamaklı halini gördüm teneffüste.Sormadım hiçbir şey.Gözlerine baktığımda sezdim sanki “çatlamış bilyeler gibi damar damar gözlerin”deki sızıyı.Dağ dedi en sonunda başka bir şey dökülmedi ağzından.Alışkanlıklarımı ve değerlerimi ateşe verdim o gün.Şeftali kokan gözlerin yerine acıyı dolduran tarih,beni coğrafya dersinde sınamıştı.Dönerken ana ocağına yanımda tek bir şey getirdim:O kız çocuğunun şeftali kokan mavi gözlerini…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”sından Gül Uğultuları-5

24 Şubat 2017 okunma
XXIII.Patiska,bir babanın daha sonra uçup gitmiş bir öpücüğünün tende uyumasıdır. Baba,ömrün yitiği ise anne bu yitiğin ömür mersiyesidir.Bütün yitikler bir güzü çağrıştırır şaire.Baba giderse sözcüklerin omurgası düşer,giden anne ise eğer... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-4

3 Şubat 2017 okunma
XXI.Patiska,bir aile fotoğrafında kardeşini yitiren şiirdir. Akçiçek,kardeş sevgisini varlığının oluşturduğu şiirsel gömleği şiirlerine giydiren ender şairlerdendir.Acıyı şiirin ontolojik sorunlarından ve gerçekliklerinden biri haline getiren... Devamını Oku

Gökhan Akçiçek’in “Patiska”Sından Gül Uğultuları-3

30 Ocak 2017 okunma
XVII.Patiska,yitirdiklerimizin aynasında varlığımıza varlık katan geçmişin anne ve kardeş yüzüdür. Aslında o tükenmez “Şairin hayatı şiire dahil.” sözünün en gerçekçi imgelerinden birini oluşturur Akçiçek.Geçmişin tortusu,kendi... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI-2

20 Ocak 2017 okunma
XI.Patiska,doğayı anlamaya çağıran bir şairin gül uğultusundaki dildir. Uğultu belirsiz ve gizemlidir.Yaşanılan gerçekliği tam olarak anlamlandıramamamın yarım sesidir.Onun şiirinde bazen insanlar da uğultuludur.İçimizde edindikleri yer,öznenin... Devamını Oku

GÖKHAN AKÇİÇEK’İN “PATİSKA”SINDAN GÜL UĞULTULARI

13 Ocak 2017 okunma
I.Patiska,sevgilinin “saçlarına dadanan kırlangıç sürüsü”dür. Anıların bireyin iç dünyasında oluşturduğu dinginlik hali…Sevgilinin yaşamı,zamanı ve mekanı güzelleştirme şarkısı…Tematik anlamda yaşadığı ve şiirinin iç... Devamını Oku

ÇOCUKLAR KANAMASIN ALLAH’IM…!

30 Aralık 2016 okunma
Hangi kandan olup olmadığınız kana yüklediğiniz değerlerle doğru orantılıdır… kan ağlamak kan akıtmak kan akmak kan alacak damarı bilmek kan başına çıkmak kan beynine sıçramak kan boğmak kan çekmek kan çıkmak kan dere gibi akmak kan gelmek kan... Devamını Oku

Gençliğin Şiir Algısı Bağlamında Hızla Kana Karışan Bir Seçki:”Gece Uçuşları”-2

30 Kasım 2016 okunma
İshak Reyna, çağdaş şiirin birikimlerini gençler için toplumsallaştırmaya çalışırken özellikle zamanının büyük bir bölümünü okul tipi öğrenme süreçlerinde geçiren gençlerimizin okulda edinemedikleri şiir okuma ve şiir kültürü edinme... Devamını Oku

GENÇLİĞİN ŞİİR ALGISI BAĞLAMINDA HIZLA KANA KARIŞAN BİR SEÇKİ:”GECE UÇUŞLARI”

28 Ekim 2016 okunma
Modern tüketim toplumlarının en gizli öznesi günümüz gençliğinin farklı toplumsal sınıflarda oluşturduğu kültür algısı şiiri nerede konumlandırıyor?Eğer kültürel bağlamda bir post-modernizmden bahsedilecekse modern bireyini dahi bir sanat algısı ve... Devamını Oku

Bakış Dışı

14 Ekim 2016 okunma
tek göz gerçekleri görürü iki göz yalanları bir gözümü çıkardım rüyaya dalmak için ölürken bir gözümü ekledim sancılı yüreğime başka gözler de düştü oradan buradan gözlerimin içine göz okyanus,göz uzak denizleri sessizliğimizin en çok seni... Devamını Oku

Şiir Günlüklerinden-27

7 Ekim 2016 okunma
Temiz Sığınak “Gidin ölüme dek şiirler okuyun.Çünkü temiz kalacağınız başka bir olanağınız yok.”(Şükrü Erbaş) “Şiir Bizde Olandır…” Bugün okula yeni başlayan 9. sınıf öğrencilerine Behçet Necatigil’in... Devamını Oku