Yayınlanma Tarihi: 15 Temmuz 2016 — okunma
Mehmed Eşref Efendi, Hicrî 1263 (Milâdî 1846/47) yılında Manisa’nın Kırkağaç ilçesine bağlı Gelenbe bucağında doğdu. Duygularını ve düşüncelerini hiciv vâdisinde dile getirmiş, tam bir toplum şâiridir. Hicivleri; kendi şahsî dertlerinden ziyâde, memleketin çeşitli sıkıntıları ile yakından ilgilidir.1
Fatsa Kaymakamlığı’nı, daha sonra sırasıyla: 1299 (1881)’de 1.250 kuruş maaşla Çapakur; 1302 (1884)’de 1.215 kuruş maaşla Hizan; H. 13 Temmuz 1303 (25 Temmuz 1887)’de 1.250 kuruş maaşla ÜNYE kaymakamlıkları izledi.
On altı ay kadar açıkta kaldıktan sonra bu başvurusu neticesinde H. 13 Temmuz 1303 / M. 25 Temmuz 1887’de bin iki yüz elli kuruş maaşla şark vilâyetlerine nazaran memleketine daha yakın olan Trabzon vilâyeti Canik Sancağı’na bağlı Ünye Kaymakamlığı’na tâyin edilir.2
Gürcü eşkıyasının köylere vergi koyma ve dağıtmasında dahli bulunan Ünye kazası kaymakamı Kâmil Efendi‘nin azledilerek yerine Hizan sâbık (eski) kaymakamı Eşref Efendi‘nin tâyini. Trabzon Vilâyet-i Celilesi’ne. Ünye kazası kaymakamı Kamil Efendi’nin Gürcü eşkıyasının köylere akçe tarh ve tevziinde zî-medhal bulunmasına binaen iş’âr-ı âli-i vilâyet-penâhîleri veçhile azliyle yerine üçüncü sınıftan müntehab Hizan kazası kaymakam-ı sâbık Eşref Efendi’nin tâyini hususuna İntihâb-ı Memurîn Komisyonu’nca verilen karar üzerine taraf-ı sâmi-i sadâret-penâhîden bi’l-istizân irade-i seniyye-i cenâb-ı padişâhi müteallik ve şeref-sudûr buyurulmuş ve mezkûr kaymakamlığın şehrî bin iki yüz elli kuruş maaş-ı mahsusu olup mümaileyh işe mübâşereti tarihinden itibaren verilmek üzere kaydı tesviye olunduğundan oraca da îfâ-yı muktezasıyla tarih-i mezburun inba ve ilk alacağı maaş-ı nısfının kararnâme mucibince Tekâüd Sandığı’na isrası ve harcırah olarak itası icab eden beş yüz kırk altı kuruşun usulü veçhile emvâl-i mahalliyeden ba senet ifasıyla cedvel-i masarıfata idhal ve imlâsı hususlarının savb-ı âli-i vilâyet penâhîlerine izbarı bi’l-havâle muhasebe-i nezâretten ifade kılınmış olmağla ol veçhile icrâ-yı iktizasına himem-i aliyyeleri derkâr buyurulmak bâbında. [Fi 25 Temmuz sene [1]303 / (6 Ağustos 1887)]5
Ünye’de altı ay çalıştıktan sonra H. 27 Aralık 1303 / M. 08 Ocak 1888’de maaşıyla ve becayiş suretiyle yine Trabzon vilâyetine bağlı Tirebolu Kaymakamlığı’na nakledilir. H. 27 Safer 1306 / M. 02 Kasım 1888’de Tirebolu Kaymakamlığı’ndan azledilip bir buçuk yıl kadar açıkta kaldıktan sonra H. 29 Şaban 1307 / M. 20 Nisan 1890’da Akçadağ kazası kaymakamlığına memur olur.2 Şâir Eşref, son olarak Meşrutiyet’in ilânından önce H. 28 Safer 1318 / M. 27 Haziran 1900 tarihinde Gördes Kaymakamı bulunuyordu.
Bu atama, nakil, istifa ve azillerle ilgili olarak tespit ettiğim Osmanlı Arşiv Belgeleri şunlardır : Belge 1 – Ünye Kaymakamı Eşref Efendi ile Tirebolu Kaymakamı Osman Nafiz Efendi’nin becayiş ettikleri ayrıca Fatsa Kaymakamı Mustafa Efendi azlolunup yerine Karcıyan sâbık (eski) Kaymakamı Mehmed Efendi’nin, Terme Kaymakamı Hüseyin Vakfi Efendi de azledilip yerine Günyüzü nahiyesi sâbık Müdürü Mehmed Rüşdü Efendi’nin tâyin edildiği. (Tarih :13/R/1305 (Hicrî) (29 Kasım 1887) Dosya No :1473 Gömlek No :15 Fon Kodu : DH.MKT.)4
Belge 2 – Ünye ve Tirebolu kaymakamlarının becayişleri. (Tarih :24/R /1305 (Hicrî) (10 Aralık 1887) Dosya No :1062 Gömlek No :83319 Fon Kodu :İ..DH.). Belge 3 – Ünye Kaymakamı Eşref Efendi’nin Tirebolu Kaymakamı Osman Nafiz Efendi ile becayişleri ve Terme Kaymakamlığı’na sabık Karçıkan Kaymakamı Mehmed Emin Efendi’nin ve Fatsa Kaymakamlığı’na da Mehmed Rüşdü Bey’in tâyini. (Tarih :18/Ca/1305 (Hicrî) (02 Mart 1888) Dosya No :1481 Gömlek No :115 Fon Kodu :DH.MKT.). Belge 4 – Tirebolu Kaymakamı Mehmed Eşref Efendi’nin eski eşi Ayşe Hanım’a olan borcuyla kızı Hadice Hanım’a tahsis ettiği birikmiş nafakayı ödemesi isteği. (Tarih :16/B /1305 (Hicrî) (29 Mart 1888) Dosya No :1497 Gömlek No :103 Fon Kodu :DH.MKT.). Belge 5 – Tirebolu Kaymakamı Eşref Efendi’nin azliyle yerine Trabzon Aşar Nezareti’nden ayrılma Mehmed Bey’in tâyini. (Tarih :21/S /1306 (Hicrî) (27 Ekim 1888) Dosya No :1558 Gömlek No :82 Fon Kodu :DH.MKT.)4
MANİSA, Kırkağaç – Gelenbe Şâir Eşref Ortaokulu, Gelenbe’nin Tarihi’ni anlatırken web sitesinde şöyle açıklama getirmiş : “Eşref, şark vilâyetlerinde bulunduğu sırada Ermenice konuşmayı ve Fransızca okumayı öğrenmiştir. İdaresi döneminde Ünye´ye büyük ilgi gösteren Şâir EŞREF, halkımız tarafından çok sevilip sayılmış, örnek hizmetleri takdirle karşılanmıştır.”6
Kaymakam olarak dolaştığı nice Anadolu ilçesinin şartları ile hayâlindeki bir âlemi telif edememenin verdiği bir sıkıntı, ona acımasız bir hicvin kapılarını aralamış. Abdülhamit gitse de meşrûtî sistem geliverse!..7
Şâir Eşref, fevkalâde yüksek zekâsı, az tahsiline rağmen çok zengin ve mümtaz bir irfan sermayesine sahipti. Yüksek duygusu ve görüşleri ile irticalen şiir söylemek O’na mahsus bir hasletti. Kırk yıldan fazla sürede korku nedir bilmeden, zalimleri hicveden, cahillerle alay eden, devleti soyan hırsızları batıran Eşref, edebiyatımızın erişilmez bir heccavıdır. İnkılâp, hürriyet ve hümanizm gibi ana mefhumlara candan bağlı olan Eşref, ateşli şiirleri ile her çağın en önemli şâiri olma kudretindeydi. “Gönül ferahlatan tek lâkırdı küfürdür” diyen Eşref sanatıyla bunu ispat etmiştir. Şiirlerinde bu tarz üslûbu vardır. Sadece tatlı ve tuzlunun yeterli olmadığı, ekşi ve acının da arandığı bir sanat yapısını temsil etmektedir. Zamanında Şâir Eşref’in; “Bir soğan soyuluyor da yaşarıyor gözler, / memleket soyuluyor da aldırmıyor öküzler” beytini hükümsüz kılacak olaylar yaşanmadığından her devirde dikkatleri çekmeyi başaracak denli edebiyat tarihine bir heccav olarak hicviyesiyle damgasını vuruyor.
Şâir Eşref pinti denecek kadar hesabî idi. Gazinoda, lokantada, meyhanede asla keseye davranmazdı. Sivri hicviyeleri nedeniyle bir yıldan fazla hapis yattı. Sürgüne gönderildi; itildi, horlandı. Buna rağmen çizgisini bozmadı; karakterini değiştirmedi. İlkeli bir edebiyatçı olarak vefat etti. Mehmet Âkif, Şâir Eşref’i en iyi söven kişi olarak sever ve şu kıt’asına bayılırdı: Besmele güş eyliyen şeytan gibi / Korkuyorsun “höt!” dese bir ecnebî, / Padişahım öyle alçaksın ki sen, / İzzet-i nefsin Arap İzzet gibi!8
Ağustos 1951 / 16. sayılı HİSAR Dergisi’nde doğumu ile ilgili aşağıdaki bilgiye rastlıyoruz: ‘Ne doğum ne de ölüm tarihleri kesin rakamlara bağlanmıştır. 1842’den 1853’e kadar, 1846 ve 1847 de dahil, çeşitli rakamlar onun doğum yılı olarak gösterilir. Oğlu Mustafa Şatir‘in anılarında babasının 65 yaşında öldüğünü yazmasını dikkate alırsak, doğumunun 1847 olarak belirlenmesi doğru olacaktır.”9
İçkiye aşırı derecede düşkünlüğü yüzünden, yakalandığı veremden kurtulamayarak, Hicrî 05 Cumadelâhire 1330 / Rumî 09 Mayıs 1328 / M. 22 Mayıs 1912 günü Kırkağaç’ta Bahçıvanpazarı’ndaki bağ evinde1 hayata gözlerini yuman Eşref, insanlardan o denli yılmış ki geleceği görür gibi 1912’de aşağıdaki ünlü dörtlüğü yazmıştır: Kabrimi kimse ziyâret etmesin Allah için, / Gelmesin reddeylerim billâhi öz kardaşımı; / Gözlerim ebnâ-yı âdemden o rütbe yıldı kim, / İstemem ben Fâtiha, tek çalmasınlar taşımı.9
Makalemizi, heccavımızın bir hicviyesi ile sonlandıralım : Eşref, atak ve pervâsızdı. Mamâfih zavallı yine hayatının bir kısmını ihtiyârî (isteyerek), gayr-i ihtiyârî menfâlarda (sürgünlerde) geçirdi.1 Bu yüzden Anadolu’da oradan oraya sürgün edilen şâir bir gün Çekek Mahalli’nden Ünye – Fatsa karayolu istikametinde ilerlerken Coraki Kahvehanesi’ndeki çeşmede soluklanmak için durmuş ve yorgunluk kahvesi içmek için de Coraki Kahvehanesi’ne girmişti. Hicvinden nasiplenmek isteyen muzip Ünyeliler kendisine solak cezvede hazırlanmış kulpu kırık bir fincanla kahve ikram ederler. Şâir Eşref de hazırcevaplığıyla Coraki kahvecisine dönüp: “Sen bu fincanı pây-i tahta gönder, ne de olsa orada her şeye bir kulp takarlar!” der.
Tarihî coşku ve perspektiften, duayen heccavlar yetiştirebilmemiz dileğiyle…
16 Haziran 2016 / Ankara
KAYNAKÇA :
1 GÖÇGÜN, Prof. Dr. Önder – Şâir Eşref, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları : 1007, Türk Büyükleri Dizisi : 107, I. Baskı, 1988, Bşb. Basımevi, Ankara, 146 sayfa.
2 ÇAĞIN, Şerife – Bir Hiciv Ustası : Şâir Eşref, Dergâh Yayınları, 2007, 455 sayfa.
3 ÇAĞIN, Şerife / HUYUGÜZEL, Ömer Faruk – Eşref : Bütün Eserleri, Dergâh Yayınları, 2006, 592 sayfa.
4 T.C. BAŞBAKANLIK Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü http://katalog.devletarsivleri.gov.tr/osmanli/arsiv.aspx
5 BACACI, Sabri – Tarihin Bir Döneminde Ünye ve Çevresinde Yaşanan Olaylar (1864 – 1920), ÜNSEV Kültür Yayını, No. 1, I. Basım, Mart 2008, 217 sayfa (+ 3 harita).
6 GELENBE Şâir Eşref Ortaokulu – Kırkağaç / Manisa, Gelenbe’nin Tarihi : Şâir Eşref http://gelenbesairesrefortaokulu.meb.k12.tr/meb_iys_dosyalar/45/08/724836/icerikler/gelenbe_249965.html
7 KABAKLI, Ahmet – Türk Edebiyatı, 372 – 374. sayılar, Türk Edebiyatı Vakfı, 2004, sh. 39.
8 KAPICIOĞLU, Prof. Dr. Sait – Şâir Eşref / Ünye Kaymakamı – 1886 / 1887, 25 Mart 2010, Ünye Kent Gazetesi.
9 HASDEMİR, Bilgin – Ünye’de Şâir Eşref de Yaşadı, http://www.unyekent.com/konu/117/unye-8217de-sair-esref-de-yasadi
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.