son haberler

Ünye Kazası’nda Âyânlığın Gelişimi – V

Yayınlanma Tarihi: 17 Haziran 2016 okunma

M. Ufuk MİSTEPE mistepe@gmail.com

Caniklizâdelerin büyük bir hanedan haline gelerek Canik Sancağı’na her yönden egemen oldukları tarihlerde, onların izni ve koruması altında, orta büyüklükte bazı aileler de etkinliklerde bulunmuşlardır. Caniklizâdelere baskı uygulandığı zamanlarda bu aileler etkinliklerini arttırmak için birbirleriyle mücadeleden çekinmemişlerdir. Bu kişilerden en önemlisi Ünye Âyânı Canikli Genç Mustafa Ağa’dır. 1792 yılında Battal Paşa’nın firarından sonra Genç Mustafa Ağa’nın Canik Bölgesi’nde etkinliğini arttırdığı Battal Paşa’nın muhallefatının zapt için bölgeye gönderilen Mehmed Ağa’nın “Ünye Kasabası sakinlerinden Genç Ağa’nın suihallerinden nefy ve tediblerini istidadan” şeklindeki ifadesinden anlaşılmaktadır. (BOA, Cevdet Maliye, nr. 27716)

Battal Paşa, Rus Çarı’nın ricası üzerine Mart 1799 tarihinde affedilerek vezirlikle Trabzon Valiliği’ne tâyin edildi. Daha sonra, malikâne olarak Canik Muhassıllığı’nı, iltizamen Kastamonu Sancağı’nı ve Erzurum Valiliği’ni elde eden Battal Hüseyin Paşa, 1799 ve 1800 yıllarında Ünye Âyanı Canikli Genç Mustafa Ağa’nın cezalandırılması gibi asayişle ilgili küçük görevleri de yerine getirmiştir.7

Genç Ağa “şekâveti hasebiyle liva-i mezbûru kabza-i tasarrufuna” almıştır. Mübaşir Mehmed Bey diğer bir takririnde, Genç Ağa’nın mütegallibeden olduğunu ve “Canik Sancağı kazalarına atale-i dest-i tagallüb üzere olmakla taraf-ı devlet-i âliyyeden vârid olan mübaşerete itibar ve evâmir-i âliyyeye itaat etmeyüb ihtilal-i belde ve tatil-i umûr-ı mühimmeye” sebep olduğunu bildirerek, Canik kazalarında gücünün snrlandırılması için Çarşamba Kazası’nda oturan Hazinedâroğlu’na devlet tarafından “istimâlet ve ruhsat” verilmesini tavsiye etmektedir. (BOA, Cevdet Maliye, nr. 17101)9

Hazinedarzâde Süleyman Bey’den önce de aile Çarşamba yöresinin nüfuzlu ailelerindendi. 1793 yılına ait bir belgeye göre Ünye Âyânından Canikli Genç Mustafa Ağa’nın mütegallibe hareketlerinin önlenmesi için “Karahisar Mütesellimi Halidzâde ve Canik Sancağı’nda Hazinedarzâde Mustafa Ağa’ya başka başka evâmir-i âliyye” gönderilmiş ve Canik Muhassılı Osman Ağa yanında görevlendirilmişlerdir.7-9

Ünyeli Genç Mustafa Ağa’nın, muhallefatında görülen gemilerden, âyanın ticarî bağlantıları hakkında da bazı ipuçları elde edilebilmektedir. Ortak olduğu zımmî gemiciler İstanbul, Mısır ve Anapa ile ticarî bağlantılar içindedirler. Genç Ağa’nın ortaklarının tamamı gayrimüslimlerle, özellikle de isimden çıkarıldığı kadarıyla Rum denizcilerle olmuştur. Zımmîler hem gemilere ortak hem de gemilerin kaptanlarıdır. Ünye âyânı, hiçbir gemiye tamamen sahip değildir. Gayrimüslim denizcilerin nısf (yarı) ya da rub’ (1/4) hissesine ortak olmayı tercih etmiştir. Genç Ağa’nın bunu bir ticarî yatırım olarak gördüğü ve parasının bir kısmını bu şekilde değerlendirdiğini kabul edebiliriz.8

XVIII. yüzyılda Canik ve Trabzon çevresinde oturan halkın muhallefat defterlerinde bazı bilgiler vardır. Canikli Genç Mustafa Ağa’nın kayıtlarında, Akçay’da 6.000 kuruş değerinde bir çiftlik, Akraz’da 48, 72, 60, 96 kuruş gibi değerlerde tarlalar, yine Akçay’da küçük tarlalar ve Ünye’de bahçe, arazi ve tarlalara rastlanmaktadır. Kayıtlar incelendiğinde buralardaki tarlalarının çoğunun satın alındığı ve küçük ve dağınık parçalardan oluştuğu anlaşılmaktadır. Buradaki bahçe ve tarlaları Resulbeşeoğlu, Cingözoğlu, Şahbazoğlu, Tokatlıoğlu ve Kurdoğlu gibi kişilerden almıştır. Bu kişilerin bir kısmı büyük ihtimalle zımmîdir. Bazı tarlaların “hisse-i maktûuna” ortak olmuştur. Bu tarlalar teknik olarak mülk değil, devlete ait topraklardı ve vârislere de aktarılabilen bir kira sözleşmesiyle Ünye âyânının tasarrufuna verilmiş olmalıydı. Bu örnek Canikli Genç Mustafa Ağa’nın “sahib-i arz” izniyle veya mültezimler vasıtasıyla tarlanın tapu ve temessüküne sahip olduğunu göstermektedir. Genç Ağa, tarlalara ticarî muameleler sonucu sahip olmuştur.7

Âyânların en önemli siyasî, idarî, ekonomik nüfuz kaynaklarından birisi olan muhasıllıkları ele geçirmek âyânlar arasındaki en önemli mücadele konularından birisiydi. III. Selim dönemi büyük âyân mücadelelerinin arkasında taşraya yansıyan yönlerinden birisi de Nizam-ı Cedit’e taraftar olup olmama meselesi idi. Bir anlamda merkezde yaşanan çekişmeler taşrayı da belirli bir çıkarlar zinciri etrafında etkiliyor ve siyasî şartlardan da kaynaklanan bir bölünmeyi tetikliyordu. Tüm Karadeniz’i saracak ve sarsacak olan Tuzcuoğulları meselesi de eyâletin uzak kazalarından birisi olmasına rağmen Ordu ve Ünye kazalarını da derinden etkileyecektir. Tuzcuoğulları meselesi ve Ordu ve Ünye Kazası Âyânları Karadeniz’i baştanbaşa sarsan, merkezî otoritenin ya da âyân guruplarının birinin diğerine üstünlük kurma mücadelesi verdiği her dönem ve sonrasında bölgede dengeler değişiyordu.1

Tuzcuoğulları meselesinde, Ordu ve Ünye âyânları da âyânlık mücadelelerinin bir parçası olmuştu. Tuzcuoğullarının yükselişi, güçlerini Orta Karadeniz’e çeviren Canikli Ailesi’nin Doğu Karadeniz’den çekilmesinin ardından başladı. Bölgedeki diğer küçük aileler üzerinde otorite kurmayı başardılar. Arkasından Karadeniz’in doğusunda Tuzcuoğullarının yükselen otoritesine karşılık Orta Karadeniz’de Caniklizadelerin devamı niteliğinde görülebilecek olan Haznedarzâdelerin yükselişine tanık oldu. Haznedarzâdeler ve Tuzcuoğulları arasında askerî bir mücadeleye dönüşen olaylar yalnızca Rize ve Trabzon’u etkileyen bir olay olarak kalmadı. Merkezden çevreye doğru devam eden ve daha küçük âyânlar arasında kurulmuş olan ittifak rekabet ilişkisi merkezli guruplaşmalar bu mücadeleyi Giresun, Ordu, Fatsa, Ünye, Gümüşhane ve Bayburt gibi merkezlerin âyânlarının da katılmasıyla genişledi. Bu mücadele yalnızca bu iki gücün değil, bazen kaza içindeki birbirine rakip âyânların da dâhil olduğu bir nüfuz mücadelesine dönüştü.1

Ordu ve Ünye çevresinin Tuzcuoğulları ve Haznedarlar arasında yaşanan mücadelede coğrafî olarak da her iki ailenin nüfuzlarının uzandığı bir sınır noktasında olması dikkat çekicidir. Haznedarlar Canik’te, Tuzcuoğulları Giresun’a kadar olan bölgelerde hâkim olurken Ordu ve Ünye tam bir ara noktada kalmıştır. Dolayısıyla bölgenin bu mücadelede iki ailenin sınır ve mücadele alanı haline gelmesi dikkati çekmektedir. Bölge üzerinde Tanzimat öncesinde üç dalga halinde, hâkimiyet mücadelesi yaşandı. Tuzcuoğulları olaylarını bastırıp ortadan kaldırmak için gerek Haznedarzâde Süleyman Paşa gerek oğlu Osman Paşa, Aybastı, Gölköy, Ünye ve Çarşamba’dan kendilerine yakın olan aile ve beylerden askerî yardım istemişlerdi. Ordu Kazası’ndaki âyânların önemli bir kısmı bu mücadelede Haznedarzâdelerin yanında yer almıştı. Bunda birbirinin devamı gibi görünen Haznedarzâdelerin ve Caniklizâdelerin birbiriyle olan ilişki ve irtibatının benzerliği rol oynamış olabileceği gibi her ikisinin de çıktıkları merkezlerin ve tabanının birbiriyle örtüşmüş olması da etkili olmuş olmalıdır. Örneğin Canikli Ali Paşa meselesinde olduğu gibi Şıhmanzâdelerin bu mücadelede de Haznedarzâdelerin yanında olduğu görülmektedir. Şıhmanlar soyundan olan Hacı Ali Ağa ve Osman Ağalarla ilgili olarak; Hacı Ali Ağa’nın Eskipazar’da yıllarca mütesellimlik, oğlu Osman Ağa, Habsmana’da (Gölköy) uzun zaman müdürlük yaptığı, 1232’de Tuzcuoğulları İsyanı üzerine 200 kişilik maiyeti ile Trabzon Valisi Haznedar Süleyman Paşa’nın emrine girdiği bilinmektedir. Keza Şeyhoğullarının da Tuzcuoğullarına karşı Haznedarzâdelerin yanında yer aldıkları ifadeleri vardır.1

Devam edecek

KAYNAKÇA :

1 EKİNCİ, Doç. Dr. İlhan – Büyük Âyânların Gölgesinde Ordu Kazası’nda Âyânlığın Gelişimi, History Studies, Special Issue on Lausanne, Volume 5, Issue 4, July 2013, p. 151 – 176.

7 BAY, Abdullah – Trabzon Eyâleti’nde Mütegallibe Hareketleri ve Âyânlık (1750 – 1850), Doktora Tezi, 440 sayfa, Erzurum, 2007, sh. 86, 195 – 198, 300. BOA, TAD, c. 2, s. 60 – 61, h. 1.

8 EKİNCİ, Doç. Dr. İlhan – Karadeniz’de Âyânlar ve Denizcilik, Karadeniz Araştırmaları, Bahar 2013, Sayı : 37, sh. 15 – 49.

9 BAY, Dr. Abdullah – Canik Muhassıllığı İçin Yapılan Siyasî Mücadeleler, Karadeniz Araştırmaları, Sayı : 19, Güz 2008, sh. 67 – 85.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

Rahmetle Anıyoruz…

12 Ekim 2021 okunma
Merhum Yazarımız M. Ufuk Mistepe’nin Ünye’ye dair yazılarını ve makalelerini yazar arşivinden okuyabilirsiniz. Merhum Yazarımızı rahmetle anıyoruz. Mekanı cennet... Devamını Oku

Canik’te İdarî Yapı ve Osmanlı’da Yenileşme Zarureti (1793 – 1851)

10 Temmuz 2020 okunma
Bu makalede Ünye’nin 1790 – 1850’li yıllardaki idarî yapısı, Doç. Dr. Abdullah SAYDAM’ın 33 sayfalık çalışmasına dayanarak, özet olarak aktarılacaktır. Sultan II. Mahmud, saltanatının sonlarına doğru Orta ve Doğu Karadeniz bölgesindeki idarî... Devamını Oku

Araştırmacılık Terimleri

3 Temmuz 2020 okunma
Ünye hakkında araştırma yapanların ve okuyucularımızın, sıkça karşılaştıkları bazı Osmanlıca Tarih Terimleri’nin anlamlarını bilmeleri, yazılanların anlaşılması açısından önemli bir husustur. Bu itibarla başlangıç olarak ehemmiyet arz eden... Devamını Oku

Ünye Mûsikî Tarihinde Ali Riza Sağman

26 Haziran 2020 okunma
‘Ünye Şarkı ve Türküleri’ kitabımda Ünye Mûsikî Tarihi’ne damgasını vurmuş, tespit edebildiğimiz şahsiyetleri kısaca da olsa tanıtmaya çalışmış idim. Aslında her bir musikîşinasın ayrı ayrı ele alınması icap eder. Başlangıç olmak üzere... Devamını Oku

Satıroğulları Ünyeli Müftü Sülâlesi

19 Haziran 2020 okunma
2017 yılında altı bölüm halinde yayımladığımız “Ünye Müftüleri” adlı yazı dizimizde bir müftü sülâlesinin bu tarihçeye damgasını vurduğunu görüyoruz. Ailenin ahvadlarından Satıroğulları ailesi Keşaplı Sokak’tan komşumuz olurlar. ÖZPAKER... Devamını Oku

Ünye Uğrak Vapurlarını Tanıyalım

12 Haziran 2020 okunma
Su buharı gücüyle çalışan gemileri VAPUR olarak adlandırıyoruz. Önceleri yandan çarklı olarak yaşamımıza giren vapurlar daha sonra günümüzün dizel elektrik tahrik sistemi donanımlı enerji tasarrufu sağlayan modellerine erişinceye değin XIX. yüzyılın... Devamını Oku

Ünye Tarihi, M.Ö. XV Bin Yılına Uzanıyor Mu? – I

5 Haziran 2020 okunma
Kelleroğlu M. Bahattin Bey, kaynak belirtmeksizin; “Ünye, Milât’tan 1270 sene evvel vuku bulan Turuva Muharebe-i Meşhuresi’nden sonra, Karadeniz sahilinde tesis edilmiş müstemlekelerden birisi olup, ismi kadimi (One) veyahut (Oney)’dir.” demişti.1 Ünye’de ilk... Devamını Oku

Kimler Geldi Kimler Geçti ?

29 Mayıs 2020 okunma
Ünye ve hinterlandı tarihî seyir içerisinde birçok kavim ve milletlere ev sahipliği yapmıştır. Muhtelif köşe yazılarımızda dile getirdiğimiz bu kitlesel değişimleri bir arada ve kronolojik düzen içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağını... Devamını Oku

Ünye ve Hinterlandında Oğuz – Türkmen Boyları ve Yer Adları

22 Mayıs 2020 okunma
Makalemizin araştırma konusu 24 ana Oğuz boyu ile Oğuz asıllı Türkmen kabilelerinin Ünye ve hinterlandındaki (Ordu, Fatsa, Terme, Akkuş) bazı yerleşim noktalarıdır. Türkmen boy, bölük, uruk (oymak, öz) ve tirelerinin (oba, aile) adlarını Yrd. Doç. Dr. Aydın... Devamını Oku

Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralamasında Ünye ve Ordu

15 Mayıs 2020 okunma
Ulusal düzeyde ekonomik ve sosyal kalkınma yanında, bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesinde ve ülke genelinde dengeli bir kalkınmanın sağlanmasında il ve ilçeler, temel birimler olarak değerlendirilmek durumundadır.1 İlçelerin, illerin ve bölgelerin... Devamını Oku