O sene kış sert geçiyordu. Benim, 1983 yılı Şubat ayında Tirebolu merkezden yaklaşık 24 km içeride Eymür köyüne tayinim çıkmıştı. O zamanlarda beklenmedik tayinler olabiliyordu. “İhtiyaca binaen veya “Gerekli görüldü” açıklaması her türlü tartışmanın önünü kesiyordu. İşte böyle “İhtiyaca binaen” kuralına göre ben de ikinci […]
Puçuklu Tirebolu’nun çok eski yerleşim yerlerinden biri. Şu günlerde geçmişin ihtişamlı günlerini yad ediyor. Keşke hayal ediyor diyebilseydim. Hayal etmek… Umut etmek… Olmasını temenni ettiğimiz şeylere verilen isimlerden. Ama Puçuklu bir daha o günlere dönemez. 1986 yılında tek ettim Tirebolu’yu. Hatıralarımla birlikte. Her günün ayrı […]
Bir şehrin tarihi, onun dilsiz şahitleriyle yazılır. Binalar, çeşmeler, hanlar, köprüler, camiler, cadde ve sokaklar, duvarlar, iş yerleri, kullanılan malzemeler şehrin dilsiz şahitleridir. Bir köylü çocuğu olduğum için konularımız arasında “Köyün ortak malları” adlı konular gösterilirdi. Bunlar arasında çeşmeler, değirmenler, camiler ve yollar örnek verilirdi. […]
Kendi halinde bir esnaftı. Dükkânın bir yerini gelenler sohbet etmeye ayırmıştı. Esnaflığının temelinde ticari bir anlayıştan çok; hem boş durmamak, hem de yanında birini daha çalıştırarak bir kişi de olsa birine yardımcı olmaktı. Dükkânın kendisine ayırdığı odaya gelen misafirlerle sohbet eder, çırak ise satış işleriyle […]
Ne zaman ilerleme ve gelişmeden bahsedilse; yeterince okumadığımızı, bunu da başka ülkelerin kişi başına okunan kitap sayışla kıyaslayarak örneklendiririz. Böyle bir istatistik gördüğümde canım yanar. Milletçe kendimizi bu hususta epey gerilerde sanırım. Günümüzde, eskiden olduğu gibi ilk defa okula yedi yaşında değil; anaokulu, ana sınıfı, […]
Ülkemizin ve dünyanın başına gelen salgın musibetinden sonra çok ülke kendi yöntemleriyle vaziyete müdahale etmeye çalıştı. Bütün mesele vatandaşların sağlığını korumak. Sokağa çıkma serbestliği haftanın muayyen günlerinde bir takvime bağlı olarak saatleri belirlendi. Vatandaşlara da bu kurallara titizlikle uyulması tavsiye edildi. Bazı iş yerleri mekân […]
İstisnalar hariç insanların kahir ekseriyeti kendi köyünü, ilçesini ve ilini sever. Bu gayet normal bu durumdur. Hatta ili ve ilçesine kırgın olduğunu söyleyenler de sever. O kırgınlıklar tamamen şahsidir ve doğduğu coğrafyanın suçu yoktur. Özellikle gurbette olan insanları sıla hasretini bilmeyen yoktur. Gerek konuşurken, gerek […]
Alucra’nın içinde Sarı Dede türbesi Yaz ayları gelince ne hoş olur gezmesi Sarayburnu Camii Bulancak’ın sembolü Mimari tarzı ise bir Osmanlı usulü Sarıçam, meşe, ardıç; Çamoluk’un nefesi Gönül terazisinin, sevgi dolu kefesi Kuşdili festivali ve Karınca Kalesi Çanakçı şirin ilçe, bir tane […]
Takvimlerin 9 Kasım 1982 yılın gösterdiği zaman Tirebolu’ya ilk defa adım atmıştım. Ülke “Seksen ihtilali” diye bilinen dönemden yeni çıkmış, tekrar “Parlamenter Demokratik Sistem” kaldığı yerden devam etmeye başlamıştı. Ben her yeni atanan öğretmen gibi “idealist” fikirlerle göreve başlamış, iki yılı merkez, üç yılı Eymür […]
Bundan yarım asır önce Karadeniz sahilleri ülkenin diğer yerlerinde de olduğu gibi en güzel anlarını yaşıyordu. Daha insan eli değmemişti… İnsan eli değmemişti çünkü eskiler kendilerine uygun ve estetik bir mimariyle şehir inşa etmişti. Nefes alan bir şehri… Zamanla anlayış değişti. Vicdanların yerini cüzdanlar almaya […]