Çayla nasıl konuşulur? Önce çayla konuşacağın konuyu tespit edeceksin. Öyle her konu çayla konuşulmaz. Mesela kaba kuvvete dayalı bir meseleyse hiç yanaşma. Birini kandıracak, birine zarar vereceksen girme çayın kanına. O güzel olan şeylerden anlar. Güzel olan ve çaresi olmayan dertleri de dinler. İyi bir […]
Herkesin bir meziyeti, bir merakı ve bir meşguliyeti vardır. Boş duran insanın kendisi dâhil hiç kimseye bir faydası olmaz. Bir toplumun; kalkınması, ilerlemesi, inkişaf etmesi, terakki etmesi, dünya üzerinde söz sahibi olması için bazı değerlerinin farkında olması gerekir. En azından kendini bilmesi gerekir. Koca Yunus […]
Puçuklu sokaktayız. Mihmandarımla birlikte tarihe yolculuk yaptıktan sonra oradan ayrılma zamanı gelmişti. Nelere şahit olmadık ki o sokakta. Yıkık dökük evler, kırık camlar, çökmüş damlar, üç ayrı devre ait ilaveler, evini terk etmemiş vatandaşlar… Yürümekten çok yalnızlıktan aşınmış yollar… O yollar belki bizleri görünce sevinmiştir […]
Bitlis’te yeni olduğum zamanlar. Ben hem okula hem şehre alışmaya çalışıyorum. Okulun ilk günleri. Nerde kalacağımı bilmediğimden yeteri kadar eşya getiremedim. Bir süre Bitlis Öğretmen Evinde kaldıktan sonra belletici öğretmen olarak görevlendirildim. Bu da hep okulda kalacağım demekti. Adettendir ilk girdiğimiz sınıflarda karşılıklı tanışma faslı […]
Sohbetin esası muhataptır. İnsan kendi kendine sohbet edebilir mi? Kendi kendine düşünülür ama sohbet edilmez. Peki, yalnız kalınca ne olacak? İnsan buna çare üretmiş. Derdini dinleyecek, sırrını saklayacak bir yaren aramış. Aramış aramasına ama bulmak kolay mı? Çay sessizce “Ben varım” demiş… Sonra yalnızların haldaşı […]
Dünyanın neresinde olunursa olunsun doğan her bebeğe isim verilir. Belki “Dünya vatandaşlarının” tek ortak noktası budur. Bir çocuğun nüfusa dahi verilmediği zamanlar oluyordu ülkemizde. Şayet erkekse askerlik çağında, kız ise evlenirken bir kimliğe sahip olma mecburiyeti vardı. Her çocuk aynı hayat seyrinde büyümüyordu. Sokağa bırakılanlar, […]
Çocukluğumuzun en ihtiyaç olmayan en özel yiyeceklerindendi. Temel gıda maddesi değildi. O zamanlar market denilen nevzuhur ticarethaneler yoktu. Bakkal amca her malın bir kenarına “gönlünü” koyarak satıyordu. Bakkallarda temel ihtiyaç maddeleri bulunurdu. Şeker, tuz, sıvı yağ, buğday unu, zeytin, peynir gibi temel gıda maddeleri bulunurdu. […]
Artık odun alevinde çay demlemek zordu. Bunun tek çaresi “gönül alevinde” demlemekti. Bir ocaklıkta hazır bulunan sıcak suyla hazırlanıp, ocaklığın külünde demlenmeye bırakılan çayın tadı nasıl aynı olabilirdi? O imkânı şimdi kaybettik. Artık hayatı kolay yaşıyoruz. Kolay ve tatsız… Çay yine demleniyor. İçinde nasıl imal […]
Aslına bakarsanız birçok şey gibi çay da şehir hayatına geçildikten sonra özelliğini kaybetti. Eskiden akşam karamadan az önce evlerimize girer, bazı lüzumlu işlerden sonra kendi kedimizle kalırdık. Geceyi renklendiren tek şey misafir; misafirin en önemli özelliği ise muhabbetti. Misafirin bu “muhabbet” ikramına karşı ev sahibi […]
“Derdime vâkıf değil canan beni handan bilir Hakkı vardır şad olanlar herkesi şadan bilir Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil Çektiğim âlâmı bir ben birde Allah’ım bilir.” Fuzûlî’ye ait mısralar bunlar. En meşhuru da “Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil” mısraı. Tam […]