Şiir bahçesinde bir çiçek daha açtı. Şiir bahçesinde açan her çiçek gönül ülkesinin tercümanı olmaktadır. Çünkü biz o çiçekleri gönül ülkesinin gülzarlarında yetiştiriyoruz. Orası kimsenin şahsi mülkü değil. Büyük şair şeyh Galib’in de buyurduğu gibi o bahçeler bizim “miri malımız”, ne zaman istersek oradan bir […]
Ülkemizde bahar kendisini hissettirmeye başladı. Bölgenin iklim şartlarına göre bahar ayları ekseriyetle yağışlı geçer. Olsun! En azından soğuk günler geride kaldı. Eskiden okullarımızda “mevsim şeridi” sınıflarımızı süslerken, biz öğrencilerden meraklı olanları üzerindeki yazılanları okurduk. Mart ilkbaharın ilk ayıydı. Mevsim şeridinde ilkbahara ayrılan yer yeşil ağırlıklıydı. […]
Bir Ömür Böyle Geçer! Hayat denilen yolculuk ne bizim isteğimizle başlar ne de bizim isteğimizle son bulur. Sebepler âleminde dünyaya geliriz. İyi veya kötü bir çocukluğumuz geçer. İşin tuhaf yanı kötü de geçse çocukluğumuzu özleriz. Daha konuşmaya başlar başlamaz isteklerimiz olur. Masumca istekler… Ederini, bedelini […]
Kendimi spor yazarı gibi hissetmeye başladım diyeceğim ama haksızlık olacak. Kime mi? Her ne ise. Burayı geçelim. Bu yazı daha maç bitmeden yazıldı. Zaten bitmesine de gerek yoktu. Ben hakem olsam düdüğü çalar maçı bitirdim. Kurallar, devam et diyor. Gelelim maça, ya da Şota’ya… Şota […]
Gün geçmiyor ki hayatımızdan çekilen bir şeyler olmasın. Bunda teknolojinin ve ekonominin hatırı sayılır yeri var. Artık karasabanla tarım yapılmıyor. Kazma ve çapayla hiç yapılmıyor. Çünkü hem zaman israfı hem de ürün israfı olur. Bazı teknik yenilikler aynı işi yapan diğer araç gereçleri ortadan kaldırır. […]
Baba beni okut çok para kazanayım sen yaşlanınca paramla sana ya bakıcı tutar ya da huzur evine götürürüm. Yukarıdaki cümle kaç kişiye normal geliyor? Bugün huzurevlerine baktığımızda gördüğümüz manzarayı özetliyor. Mesleğini eline alıp dünyalığını kazanmış cüzdanı kabarık kişilerin çoğunun ana ve babaları huzurevlerinde. Ömür boyu […]
Artık ad verilmemiş gün kalmadı. Çok yakında aynı gün birden fazla gün için kullanılmaya başlar. Sabahtan öğleye kadar falan günü, öğleden ikindiye filan bu günü, ikindiden akşama kadar feşmekân günü… Kapitalizmin çarkı böyle dönüyor. O günlerde alınan hediyelerin yanı sıra satılmadık plastik çiçek de kalmıyor. […]
Ah bu türküler! Türküler bizim “gönül coğrafyasının” aynasıdır. Öyle şeyler dile gelir ki ciltlerce kitaba bedel. Hem sözleri hem nağmesi anlatmak isteyip de anlatamadığımız şeyleri anlatır. Söyleyemediklerimizi söylerler. Nağmeleri gönülden gelir, gönle girer. Bir mısra veya birkaç damla yaş… Ne fark eder ki? Değil mi […]
Her seyahatin başlangıcı telaşlı oluyor. Madem bulunduğun yerden arılıyorsun, giderken noksan bir şeyin kalmamasına dikkat ediyor insan. Seyahatler daha çok tatil amaçlı veya gurbetten sılaya dönüş şeklinde olur. Elbette bunun bir de geri dönme telaşı olacak. Her ne kadar ders kitaplarında seyahati “turizm” bahsi içine […]
Erkek olup da berber koltuğuna oturmayan olur mu? Olmaz elbet. İki veya daha erken yaşta başlayıp yürüyemeyecek hale gelene kadar o koltuğa oturmak erkekler için kaçınılmaz bir durumdur. Bir berber için en müşkülatlı tıraş çocuk tıraşıdır. Nedendir bilinmez istisnalar hariç o koltuğa oturan çocuklar yaygarayı […]