Yayınlanma Tarihi: 9 Mart 2015 — okunma
Gün geçmiyor ki hayatımızdan çekilen bir şeyler olmasın. Bunda teknolojinin ve ekonominin hatırı sayılır yeri var. Artık karasabanla tarım yapılmıyor. Kazma ve çapayla hiç yapılmıyor. Çünkü hem zaman israfı hem de ürün israfı olur.
Bazı teknik yenilikler aynı işi yapan diğer araç gereçleri ortadan kaldırır. Bu hayatın bir gerçeğidir. Ancak hazin olan hayatımızdan çekilen onca şeyin artık daha hatırlanmamış olmasıdır. Bu vefasızlık veya adam sendeciliktir. Şimdi tutup hatırlansa ne olacak, hatırlanmasa ne olacak diyenler çıkabilir. İşte o zaman hayatı aynı seviyede görüp yenilikleri fark edemezsiniz.
Tarih bir masal değildir. Geçmiş geçmişte kaldı anlayışı diğer yeniliklerin önünü tıkar. Siz nerden nereye geldiğinizi bilmeden yarınlarda da ne yapacağınızı bilemezsiniz. Bu açıdan hayatımızdaki değişiklikleri hatırlamamız, hatırlatmamız yerinde olacaktır sanırım.
Şöyle bir düne baktığımda berberlerin kullandığı ve bize hizmet eden metal tıraş makineleri vardı. Bu makinelerin kendilerine göre bir numaraları vardı. Siz nasıl tıraş olacaksanız berber onu kullanırdı. Şimdikiler gibi takılıp çıkarılan bir aparatı yoktu. Mesela “sıfır numara” tıraş mı olmak istiyorsunuz, berber istediğiniz tıraşı yapacak makineyi eline alır ve işine başlardı.
Tabii her şey bu kadar basit değildi. Her alet gibi o da belli bir zaman görevini tam yapamaz olurdu. Onu tekrar işler hale getirmek için berber asli vazifesinin dışına çıkar, makineyi işler hale getirirdi. Şimdi bana “madem işi bu, elbette nasıl çalışması gerektiğini de bilecek” diyebilirsiniz. Haklısınız da. Bir işin erbabı ne iş yapıyorsa, o işe ait bütün incelikleri bilmelidir.
O eski tıraş makinelerinin işleyişinin bozulması en çok da müşteriyi etkilerdi. Makine tıkır tıkır işlerken bir de bakmışsınız saçınızdan birkaç tel makinenin dişleri arasına sıkışmış. İşte o anki acıyı nasıl tarif edeceksiniz? Zaten ses çıkaracak olursanız berberden zılgıt yemeye de hazır olmalısınız. Hele bir de köy yerde yaşıyorsanız o berbere muhtaçsınız demektir. En ufak bir ahlama, puhlama esnasında “ ne var bunda?” ikazıyla karşı karşıya gelirsiniz ki ancak cesareti veya samimiyeti olan “Senin canın yanmıyor” diyebilir. Hele bir de çocuksanız, hem saçınızın acısına hem de berberin zılgıtına hazır olun.
İşin ehli berberler işini yaparken makinesinin ayarının bozulduğunu sezer veya anlardı. O an tıraşı yarım bırakır Maine üzerindeki bazı yerlerle tekrar çalışır hale getirirdi. Her ne iş yapılırsa yapılsın işi görülen kişi acele ve sabırsız davransa dahi berberin tamir işini beklemeye mecburdu. Yoksa kendisi bilirdi. Çünkü canı acıyacak olan müşteriydi. Sırf bu sebepten dolayı berberler işi ağırdan alabilirdi. Ne de olsa köylük yerde müşteri sayısı belliydi.
İşi yeri şehirde olan berberler biraz daha dikkatli olurlardı. Çünkü aynı işi yapan diğer meslektaşlarına göre daha az hata yapmalıydı. Her tıraş sonucu “falanca berberin makinesi daha az saç çekiyor” cümlesi berber için önemli bir itibardı. “Filanca berber acıtmıyor, sakal tıraşı yaparken yüzü kesmiyor” ifadeleri bir berberin daha ehil olduğunun alametlerindendi. Hatta bu gibi durumlarda bazı huysuz müşterilerin haksız sözlerine maruz kalırlardı da ses çıkartmazlardı. Bazı itibarlı müşterilerin “dikkat etsene biraz” cümlesi “müşteri her zaman haklıdır” sözü mucibince haklı bulunur; sinirlenme işi içten olurdu.
İnsan bu. Hepsi birbirine benzemiyor elbette. Kim hangi pozisyonda ise ona göre davranıyor. Her şeyin normal mecrasında olduğunu bilen müşteriler de olmuyor değildi. Bunların saçı da çekilse, yüzü de kesilse işi uzatmaz hatta iş kazası, insanlık icabı olarak kabul eder, aynı ağırbaşlılığı ile kalkar giderdi.
Neyse bir tıraş makinesinden buralara geldik. Artık saçımızı çeken makineler yok. Ne demişler “Kendi gitti adı kaldı yadigâr.” Biz yine de bir hatırlayıp, hatırlatalım istedik. Belki nereden nereye geldiğimizi görürler de hallerine şükrederler.
Kim bilir hayatımızdan çıkan daha ne kadar şey var. Bence onların hikâyeleri yazılmalı. Yazılmalı ki bir zamanlar bize hizmet vermiş olan hem ustalar hem de aletler unutulmasın.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.