son haberler

El Arabası

Yayınlanma Tarihi: 27 Temmuz 2015 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Hanelerimiz bir dünyadır bizim…

Hanelerimiz sevgi doludur ve beraberliğin anavatanıdır.

Hanelerimiz sıcaktır… Sıcaklığı hiçbir termometre ile ölçülemeyen…

Daha yapılırken her taşın konuluşunda o sıcaklık hissedilir ustanın gönlünde. Her konulan taş sanki hanelerin görünmeyen fertleridir. Her konulan harç aile fertlerinin bir araya gelmesini sağlayan tutkaldır.

Harcın, taşları bir araya getirmesindeki bağ bildiğimiz bağlardan değildir. Mühendislere sorsanız fiziki bir bağ olduğunu söyleyeceklerdir. Belki ilmen öyledir. Ancak her konulan harç ile taş, mahremiyeti koruyan bir eser vücuda getirecektir. Sonunda kapılar kapanacak hane halkı bir araya gelecektir.

Her ev küçük bir âlemdir. Ve o âlemin içinde gerekli olanlar vardır. Eşyalar ve insanlar. Hanelerde eşyaların bile ruhu vardır. Bazı eşyalar onu kullananlara çok benzer.

Ev sadece taş ve tahtadan meydana gelmez…

El arabası…

O bildiğimiz tek tekerli alet. Fen derslerinde destek noktası uçta olan kaldıraçlara örnek verilen inşaat ustası malzemesi. Bilirsiniz işte yapılan harçları başka bir yere taşımak için kullandığımız araç. İşte o araçlar bir evin yani hanenin yapılmasında ne kadar mühim olduğunu düşünmeden bilinmesine imkân yok. Çünkü düşünmeyiz bile. Sanki ustanın mutat işlerinden kabul edilir. Biz neticeye bakarız. Teferruat bizim için bir kıymet ifade etmez.

Aslında bir nevi haksızlıktır yaptığımız. Bir bakıma vefasızlık. Siz nankörlük de diyebilirsiniz. Kimi temel açar, kimi taş örer, kimi ahşap aksamı ile ilgilenir, kimi boyar vs… Biz, sonunda topyekûn içindeki binaya bakarız. Sonra içine yerleşir hayatımızın geri kalan kısmını veya çoğunu orada geçiririz.

Ne keser kalır akılda ne çekiç. Ne kazma kalır ne kürek. Hele hele el arabası hiç kalmaz. O fen kitaplarında tek yönlü kaldıraçlara örnektir. Bazı hesaplamalar için ondan daha fazla akılda kalacak bir örnek bulamaz fen hocaları. Ah bu fen hocaları!

Ben bir yana atılmış ve artık kullanılmayan bir el arabası gördüğümde hep bunları hatırlarım. Ustayı, temeli, kirci, çimentoyu, keseri, çekici, testereyi, malayı… İlla da el arabasını. Çünkü el arabası onlar arasından en çabuk bozulanıdır. Tamiri olmaz pek. İşe yarayana kadar kullanılır sonra da bir yere terk edilir. Artık onun harç taşıdığı evlerde onu hatırlayanlar bulunmaz. Sokakların tenha bir yerinde paslanarak çürümeye terk edilir.

Vefasızlık sadece insana karşı yapılmaz. Eşyaya karşı da vefasız olur insan. Eşyaya karşı da nankör olur. Hatta hikâyesi ve ona ait bir söz bile yoktur. “Keser döner sap döner”, “Kazma, kürek yaktırır” derken bazı eşyaları hatırlarız. Peki ya El arabasını? Yine onu fenciler dile getirir konu icabı olsa da.

Kısaca terk edilmiş bir el arabasının onlarca hanenin tüttüğü ocakta katkısı vardır. Her ne kadar “O” dışarıda kalmışsa bile…

Hep “Yapıyı yapan balta” dışarıda kalmaz ya…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku