Semra YİĞİT — 5 Eylül 2013 — okunma
Günlerdir izliyoruz. Televizyonlar bağır bağır, gazeteler avaz avaz. “Mısır’da katliam…” Katliamdan görüntüler… Kanlı insan bedenleri… Göğe yükselen dumanlar… Ağlayarak, bağırarak sağa sola kaçışan insanlar… Çatılardan atılan çocuklar… Ve ben, insanlığımdan utanıyorum. “Rojava’da...
devamını okuyun
Semra YİĞİT — 5 Eylül 2013 — okunma
Yazının başlığının, Tolstoy’un aynı adı taşıyan o dev yapıtıyla bir ilgisi yok; konusu dışında… Ortalık savaş tamtamlarıyla, savaş çığırtkanlıklarıyla ve de savaş söylemleriyle böylesine doluyken başka bir şey yazmak, başka bir şey düşünmek ancak dünyanın dışına düşmekle mümkün olabilir. Yani insan...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 2 Eylül 2013 — okunma
Ben ateşinde yanan adam… Kaynayan kazanlarım var içimde… Buharı dışarı sızmayan… Alevsiz ve dumansız bir yangın bu… Lisanın durumu izahtan mahrum hali… Kalabalıkları ‘kişi’ mesabesinden ‘insan’ haline dönüştüren mefhum lisan. Kişi, yani tek başına bir fert… Konuşan, ağlayan, gülen… Lisanın izahtan...
devamını okuyun
Semra YİĞİT — 2 Eylül 2013 — okunma
‘Dünya Barış Günü’ ne zaman? “Savaşların yaşanmadığı bir dünya hepimizin hedefi olmalı. Aksi halde şiddetin en büyüğü olan savaş kanıksandıkça insan öldürmek sıradan bir iş haline geliyor.” “Günümüzde savaşlar toplumun tüm alanlarına yayılarak büyük ölçüde kadınları ve çocukları etkiler...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 26 Ağustos 2013 — okunma
İnsan şöyle bir geriye baktığında unutamadığı hatıralar gözünün önünden bir film şeridi gibi geçer. Bazen hüzünlenir bazen tebessüm eder. Aslına bakarsanız mazi hep hüzün vericidir. Şairin dediği gibi “Ağlarım yâdıma geldikçe gülüştüklerimiz” misali gibi. Kötü olanlar insanın içini acıtırken, iyi...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 19 Ağustos 2013 — okunma
Çocukluğumda bir hikâye okumuştum. Konusu şöyleydi: Adamın birinin binlerce dönüm üzüm bağları vardır. Ancak bunu nasıl hasat edeceğini düşünür. Çünkü binlerce işçiye ihtiyacı vardır. O kadar işçiyi nerden bulacağını düşünürken birden aklına bir fikir gelir. Gazeteye ilan verecektir. İki gün sonra gazetelerde...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 12 Ağustos 2013 — okunma
“Minarede “ölü var!” diye bir acı salâ… Er kişi niyetine saf saf namaz.. Ne alâ! Böyledir de ölüme kimse inanmaz hâlâ! Ne tabutu taşıyan, ne de toprağı kazan…” ……………………………… Necip Fazıl Kısakürek Eskiden vefat haberlerinin nasıl verildiğini bileniniz var mı? Yaşı yarım...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 5 Ağustos 2013 — okunma
Yaklaşık on senedir bu gazete grubuyla çalışmaktayım. Bu süre zarfında hafta bazen bir bazen de iki yazı yazdığım oldu. Kimlerin beğenip beğenmediğini, kimlerin ilgilenip ilgilenmediğini ölçen bir kıstasımız yok. Ne kadar tesirli olup olmadığını da bilmiyoruz. Zaten öyle bir kaygımız da yok. “Mustafa Rakım Anadolu...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 29 Temmuz 2013 — okunma
Milli Eğitimde yeni düzenleme ile ilgili olarak ‘düz lise’ olarak bilinen liseler artık bundan böyle ‘Anadolu Lisesi’ olacaklar. Kısaca ‘lise’ isminde bir okul olmayacak. Bu bir tasarruf ve biz bunun niye olduğunu yazamayacağız. Yani konumuz bu dönüşümün sebepleri üzerine değil. O ayrı bir bahis. Herkesin...
devamını okuyun
Zeki ORDU — 22 Temmuz 2013 — okunma
“Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı; ‘Bilinmez’i bilirler, bilseler ağlamayı…” N.F.Kısakürek Ramazan-ı şerif mukaddes aylardan üçüncüsü yani sonuncusu. Recep ve şaban aylarından sonra gelen, ‘oruç ayı’ olarak da bilinen bir ay. Oruç İslam dininin şartlarından biri. Kuralları kitaplarda yazıyor....
devamını okuyun