son haberler

Uzun Kavak Ne Uzarsın Engine

Yayınlanma Tarihi: 3 Kasım 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Karakavağı bileniniz var mı?

Kavağın karsı ve beyazı mı olur diyenleriniz olabilir. Yaklaşık kırk yaşının altındakiler karakavağı tanımazlar.

Ben en son komşumuzun bizim yere sınır olan tarlasında görmüştüm. İp gibiydi. Tabiri caizse dosdoğruydu. Görünüşü bile günümüzdekilere benzemiyordu. Daha asil duruyordu. Daha koyu renkliydi ve belki de ondan dolayı karakavak deniyordu.

Her ne kadar adı kara ise de tahtası kızıla çalan sarı bir renkteydi. Günümüzdekilerden daha dayanıklı tahtası olurdu. Devrin şartlarına göre önemli bir ağaçtı. Tahtasından faydalanıldığı için yakacak olarak kullanılmazdı.

Daha sonra şimdiki kavaklar zuhur etti. O zamanlar günümüz kavağının adına ziraat kavağı denirdi. Hatta çabuk büyüyüp geliştiğine dair hikâyeler anlatılırdı. Kısa övülürdü bir bakıma. Öyle ya karakavağın uzun yıllar alırdı büyümesi. Ancak ziraat kavağı denilen yani günümüz kavağı daha bei-altı seneyi bulmadan göğe selam duruyordu.

İkisini de görenler bilir ki ne kadar uzun sürede yetişirse yetişsin karakavağın duruşu bir başkaydı. Sanki yılların hakkını verirdi. Tahtası uzun sene kurtlanmaz ve çürümezdi. En önemlisi pamukçukları olmazdı. Şimdikiler ise nisanın ortasından sonra pamukçuk şeklinde tozlar çıkarıyor. Çevreyi kirletiyor bir bakıma.

Zamanla her şey sunileşti. Tavuklar, inekler ve bazı canlılar tabii şartları dışında üretilir oldu. “Suni tohumlama” adı verilen usul ile yerli ırk sığırların nesli tükendi önce. Sonra makineden civciv çıkar oldu. Yetmedi balıklar bile havuzlarda üretildi. Her şey ticari olarak hesaplandı. Ve mecrasından uzaklaştı.

Besinler bile satılırken “organik” reklamıyla tanıtılıyor vatandaşlara. Yani işin tabiatından o kadar uzaklaşmışız ki yakında insanın da organiğini arayacağız bu gidişle.

Ağız tadının, göz zevkinin azaldığı günümüzde nasıl davranacağımızı dahi bilemiyoruz. Eskiden ayıp sayılan şeyleri şimdi nerededeyse yapmamak ayıp hale geldi. Nezaket rafa kalktı ve menfaatler ön plana çıktı.

Kim bilir karakavağın bizi sessiz sedasız tek etmesiyle başladı suni şeyler. Bize yalnız türküsü kaldı geriye.

“Uzun Kavak Ne Gidersin Engine,

Yaprakların Benzemiyor Rengine”

O enginlere giderek çekildi hayatımızdan yerine tuhaf bir benzeri geldi. Bilenler için aslının yerini tutmuyor. Bilmeyenler de kavağı bugünkü hali gibi biliyor.

Bakalım yarınlarda daha neler çekilecek hayatımızdan?

İnsanlık mı?

O en önce terk etmişti dünyamızı…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku