son haberler

Konma Bülbül Konma Dalım Yok Benim

Yayınlanma Tarihi: 23 Eylül 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Canlılar âleminin en gözde türleri şüphesiz çiçeklerdir. Bitkiler sınıfından olan bu türün sayısız çeşidi vardır. İstisnâsız tamamı güzeldir. Kimi saksılarda evimizin tâbi’ misâfirleri, kimisi bahçelerimizin nâdîde bekçileridir. Kimisi ise, ıssız mekânlara güzellik katar. Bazen uzaklarda tek başına tefekkür ederken, bazen de binlercesi bir araya gelerek hasbihâl ederler birbirleriyle. Kimi yaradılıştan çiçekler sınıfındaki yerini almışken, kimisi de meyve ağaçlarının süsü olur belli bir süre. Sevdiklerimize bile “çiçeğim” diye hitâp ederiz. Çocuklarımıza belli yaşa gelene kadar çiçeğim deriz. Kendisi göze, söylenişi kulağa hoş gelir. Hem güzel kokarlar, hem güzel görünürler. Şiir gibi gönle, mûsikî gibi ruha dolar.

Çiçeğim…

Bir dostu, bir hastayı, bir akrabamızı ve diğer bütün sevdiklerimizi ziyaretimizde çiçeklerlerle çıkarız karşılarına. Onlar çok şey anlatır, bizim ifâdelerden âciz kaldığımız zamanlar. Bizim yerimize konuşur ve bizim adımıza hissettirir çok şeyi.

Her çeşidi bir şeyleri ifâde eder. Menekşe başka anlama gelir, zambak başka anlama. Manolya başka şeyleri ifâde eder, sümbül başka şeyi. Nergis, lâle, çiğdem vesâire… Ama çiçekler arasında bir tane vardır ki, o tek bir şeyi ifâde etmez işte. Diğerlerine göre bir farlıdır… Her rengi ayrı bir anlama gelir. Beyazı, sarısı, pembesi başka bir anlam ifâde eder. Ama o kırmızı rengiyle meşhur olmuştur:

Gül… Kırmızı gül. Yüz yılardır üzerine şiirler yazılmış, methiyeler düzülmüş çiçek. Renginde, kokusunda, duruşunda asalet vardır. En güzel benzetmeler onun adıyla olmuş. İsimlerimize, hitâplarımıza girmiş. Gül-şen, gül-zâr, gülfem, gülendam,güldeste, gül-i zâr, gülistan, gül-nihal, gül-rîz, gül-rû,gül-ruhsar, gül-sitan, gül-ten,gülşen-ârâ vs. Dilimize girmiş yüzlerce kelimenin bir tarafını teşkil etmekte ve lisânımızı gül bahçesine döndürmektedir. Adına kâsideler yazılmış, beyitler kurulmuştur. Sevdiklerimize “gülüm” diye hitap edilmiş ve sevgimizin derecesini onunla hissettirmişiz.

Geçenlerde genç bir dost ile hasbihâl ederken konumuz çiçek idi. Ben, gül için; “Bu kadar kıymet verildiğini bilseydi kışın bile açardı” dedim. Bana “haklısınız” dedi. Sonra konu, kıymet bilmeye geldi. Hakikaten bazı şeylerin kıymetini bilebiliyor muyuz? Sadece kaybettiğimiz zaman duyulan hasret ve pişmanlık ne işe yarar? Gül acaba kendisine verilen kıymetin farkında değil mi? Sanmıyorum. Eğer kendine verilen değeri bilmemiş olsaydı, sadece bir mevsimde açardı. Ya güzün açan güllere ne demeli? Etrâfın yeşilden sarıya doğru değiştiği ve teşrin yapraklarının yerlerde kendisine yer aradığı bir zamanda açan güllere ne demeli? Acaba şöyle mi demek istiyor: “Bakın bahar bitti. Hazân dahi sona ermek üzere. Ama ben vefâsız değilim. Rengim soluk olsa da, adıma güz gülleri dense de bana verilen kadr ü kıymetin farkındayım ve beni en sevdiklerinize bir kere daha takdîm etme fırsatını sizlere veriyorum. Benim için yanık yanık nâğmeler döken bülbüller, hazânda da dalıma konar mı? Sizler aynı i’tîbarı bana yine gösterir misiniz” Demek mi istiyor?

Hakîkaten bazen güle haksızlık yaptığımız da olmuyor mu? Bülbülün figânını duymamakla suçlamıyor muyuz? Bazen kibirli, bazen anlayışsız olarak ifâde ettiğimiz olmuyor mu? Şarkılarımız dahi “Bülbülün çilesi yanmakmış güle” derken, ona haksızlık etmiyor muyuz? O da dalında bülbülün ötmesini isteyemez mi?

Her ne sûrette olursa olsun çiçekler içinde müstesna yerini her devirde koruyan ve koruyacak olan tek çiçektir gül.

“Gül için yanar bülbül,gül-zârda gül-i zâra

Gönlüne sürûr dolar, verilse bimâra gül”

diye gönlünün yarasını haykıran şaire en güzel cevabı asırlar öncesinden büyük şair Nedim vermiş:

Gülüm şöyle gülüm böyle demektir yare mu’tadım

Seni ey gül sever canım ki cânene hitabımsın

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku