son haberler

Şeb-i Yelda

Yayınlanma Tarihi: 28 Aralık 2018 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

 

Nedendir bilmem ama bana en uzun gece ile en kısa gün hep faklı gelmiştir. Bunun bir bakıma tersi olan en uzun gün ile en kısa gece pek dikkatimi çekmemiştir.

Burada öncelikli olan gece midir, gündüz müdür diye çok düşündüm, sonunda gecenin uzun olması dikkatimi daha çok çekti.

Malum akşam olunca, eskilerin tabiriyle el etek çekilince insan kendi ruh âlemiyle baş başa kalır. Belki son günün, belki son haftanın, belki son yılın veya topyekûn bir hayatın muhasebesi yapılır geceleri.

Aslına bakılırsa geceler sır sahibidir. Çok kişi derdini ona dökmüştür. Belki uzun oluşunu bu yüzden isteriz. Ne kadar çok uzun olursa, o kadar çok derdimizi dökeriz. O hiç itiraz etmez anlattıklarımıza. Hangi gece olursa olsun bir sükûnet içerisinde dinler derdimizi.

İnsanlar neşelerini çok kişiyle paylaşırken, dertlerini özel kişilerle paylaşır. Dert anlatılacak kimsesi olmayanlar ise geceyi seçer.

Tük şiirinde de bu geceye atfen birçok şiir kaleme alınmıştır. Bunlardan biri de şair Sabit’e aittir. Şöyle diyor Sabit:

Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkıt ne bilir,

Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç sâ’at.

Günümüz lisanına göre aşağı yukarı şöyle.

En uzun gecenin hangisi olduğunu takvim yapanlar ve yıldız ilmi ile uğraşanlar ne bilsin! Aşk yüzünden gam müptelası olmuşa sorun ki geceler kaç saattir!

Yine ünlü şairlerimizden Yahya Kemal Beyatlı bir beyiti şöyledir:

“şeb-i yeldâda uzar fecre kadar kıssa-i aşk

tâ ki mecnûn bitirir nutkunu leylâ söyler.”

Bu da kısaca açıklanacak olursa şöyle diyebiliriz:

Aşk hikâyesi, yılın en uzun gecesinde bile şafak sökene kadar sürer; öyle ki Mecnun sözünü bitirse Leyla başlar.

Şair Sabit gecelerin uzunluğunu dert sahipleri bilir diyor. Gamsız ve dertsiz birinin geçireceği gece ile gam ve dert sahibinin geçireceği gece aynı olur mu?

Ahali arasında “Horozsuz da sabah olur” sözü dert sahibinin geceye nasıl baktığının bir başka ifadesi.

Yahya kemal Beyatlı ise bir başka açıdan ele almış geceyi. Ve iki sevgiliyi en uzun gece de muhabbet ettirmiş. Burada can alıcı ifade birinin bıraktığı yerden diğerinin devam etmesi.

Ne kadar uzun olursa olsun gecelerinin de sonu vardır. Mutlaka gün doğar ve semadaki karanlık yerini aydınlığa bırakır. Bu da bizim hakikatlerle baş başa kaldığımız anlamına gelir.

Biz de yazımızı son satırlara uygun mısralarla bitirelim. Şairimiz İbrahim Alâattin Gövsa. Şöyle söylemiş:

Hakikat doğacak güneştir, inan!

Mümkün mü geceler sabah olmasın?..

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku