son haberler

Gözbebeği

Yayınlanma Tarihi: 24 Mart 2017 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Bu başlık bir Fen kitabında olsaydı okunmaya değmezdi. Çünkü burada sanki herkes biliyormuş gibi bir sürü teknik kelimeler kullanılacak. En sonunda “görüntü” denilen şeyin beyinde nasıl oluştuğunu izaha çalışılacak. Tabii anlaşılmayacak!

Şimdi biz optik, retina, diyafram, kornea, iris ve buna benzer kelimeleri kullanmadan bir yazı yazalım istedik.

Sakın kimse konudan kaçıyor falan sanmasın.  Şunun şurasında adımız da unvanımız da fenci. Biz 36 senedir bu konuyu en az bir hatta bazı seneler beş kere işledik. Bir nevi ezberledik.  Ancak göz ve gözbebeğinin edebiyatımızda ve kültürel hayatımızda önemli yeri vardır. Bu açıdan bu başlık altında bir iki kelam edelim istedik.

İnsan vücudunda bulunan ve adına “sistemler” denilen yapıdan herhangi biri çalışmasa insan ölür.  Ancak aralarında gözün de bulunduğu beş duyu organımızdan herhangi biri olmasa da insan yaşar. Ancak hayat kalitemiz azalır.

Şüphesiz ki beş duyu organının en önemlisi gözdür. (Sistemler için önemli-önemsiz ayırımı yapılamaz.) onun için göz ile ilgili sözler diğerlerinden daha fazladır.

Mesela; İki gözümün bir çiçeği, iki gözüm, gözümün gördüğüsün, göz gördü gönül sevdi, göz göre göre, gönül gözü, gözbebeğim gibi sözleri duymuşluğumuz vardır. Buna benzer daha birçok sözü günlük hayatımızda kullanırız.

Her şey için göz yeterli mi?

Değil elbette.

Önce ışık, sonra görme melekeleri yerinde bir göz olması gerekiyor. Doğuştan ve sonradan birçok kişinin görme özelliğini kaybettiğini düşünürsek ve bunlar bizim tanıdıklarımız ve yakınlarımızdan ise bu organımızın ne kadar önemli olduğunu bir kere daha anlamış oluruz.

Aslında canlının dünyaya açılan penceresidir göz. Özellikle yer değiştirmelerde adımlarımızı nasıl ve hangi istikamete doğru, doğru olarak atmamızı sağlayan bir organdır.

O baktığı şeyi beyne ulaştırır ve orada bakılan şey “ya görülür, ya fark edilmez” bile. Bütün mesele neye nasıl baktığımızdır.

Neşet Ertaş, “Mühür Gözlüm” adlı türküde “Ben seni senin gözünden, sakınırım kıskanırım” diyor. İyi de insan bir yere bakmayacak mı? Gözün burada ne suçu var?  Bunun cevabını bu mısraları yazana sormak lazım ama bu göz denilen şey o kadar da masum değil gibi geliyor bana. Ya akıldan talimat alıyor ya da gönülden. Bu açıdan bakılacak olursa bir suçu yok. O görevini yapıyor demek ki…

Bütün mesele gözün nereden talimat aldığına kalıyor. “Bu çiçek güzelmiş derken” belki tercihi akıl yapıyor ama “Göz gördü gönül sevdi” derken tercihin yeri değişiyor. Kısaca göz ikisine de aracılık yapmış oluyor.

Göz bu işte tek başına yeterli mi?

Değil. Çünkü onun da kısımları var. Mesela “gözbebeği…”

Işık oradan geçerek görme sağlanıyor. Yani gözün de, aklın da, gönlün de giriş kapısı gözbebeği.

O halde gözbebeğinizi iyi koruyun. O göze görme fırsatı veren ve dünyada sevdiklerinizle yüz yüze gelmenize sağlayan yer. Ya gözbebeği görevini yapamasaydı biz sevdiklerimizle ancak sesli olarak irtibat kuracaktık.

İyi ki varsın gözbebeği…

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku