son haberler

Kenar Süsü

Yayınlanma Tarihi: 29 Aralık 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Hayatımızdan o kadar çok şey çekildi ki farkında bile olamadık. Aradan yıllar geçtikten sonra bir şekilde hatırladığımız bize ait bazı şeyleri hüzünle yâd ederiz.

Kâh bizi terk eden, kâh bizim terk ettiğimiz o kadar çok şey var ki. Bunların bir kısmı daha kullanılır olan yenilerinin hayatımıza girmesi neticesinde olurken; bazıları da ya ekonomik ya da temin edebilme zorluğundan olmaktadır.

Karasaban yerini pulluğa; pulluk ise traktöre devretti. Bu yeniliğin getirdiği bir mecburiyetti. Çünkü ilk şekline göre hem daha kolay, hem de daha fazla getirisi olan bir şeydi. Ancak bu her şey için geçerli değildi. Mesela bezden mendiller yerini kâğıt mendillere bırakırken, yerini alan kâğıttan mendiller aynı zarafeti vermedi. Bunun gibi daha birçok şey hayatımızın bir parçası olmaktan çıktı.

Terk ettiğimiz güzel alışkanlıklardan birisi de defter kenarı süsleme işiydi. Özellikle ilkokul çağındaki öğrencilerin itina ile yaptıkları kenar süsleri hayal dünyamızın dışavurumuydu belki de. Minicik ellerimizle kuru boyaları kullanarak yaptığımız o kenar süslemeleri ruh halimizin birer yansımasıydı. Kızlar daha çok sıcak renkleri tercih ederek yaptıkları çiçek motifleri olurdu. Erkekler ise bazı geometrik çizgileri bir düzen ve intizam içinde çizerdi.

Kareli ve çizgisiz defter hayatımıza girmeden veya bir eğitim gereci olarak kullanılmaya başlamadan önce düz çizgili deflerler kullanırdık. Hele bazı yazıları bilmem kaç defa yazmamız gerekirdi. Beyaz bir kağıt üzerinde siyah çizgilere kurşun kalem ile yazılacak yazılara, yapılacak ödevlere bir incelik ve zarafet kazandırmak için defterimizin kenarını süslerdik.

Kenar süsleme işi öyle sıradan bir iş değildi. Öncelikle süslenecek kısmın genişliğini tespit etmek lazımdı. Daha sonra yazılacak yer ile süslenecek yer arasına cetvel ile düzgün bir hat yani çizgi çekmek gerekiyordu. Daha sonra ise nasıl bir şekil tasarlamışsak onu çizmek gerekiyordu.

Süsleme için yapılması gereken mecburi şeyler yoktu. Herkes içinden geldiği gibi süsleme sanatına sahipti. Bunu yaparken asırlar önce var olan hat ve tezhip sanatından haberimiz yoktu. Sanki ruhi genlerimizin bir tezahürü ortaya çıkıyordu. Hani özünde olan şeylerin gün yüzüne çıkması gibi bir şeydi bu.

Her sayfaya aynı desenleri çizme mecburiyeti yoksa da kaç sayfa tutarsa tutsun aynı konu için aynı desenler çizilirdi. Başka bir konuya geçince daha farklı renler ve desenler çizilirdi. Kızları çizdikleri daha zarif, erkelerinki ise sade olurdu. Sade olsa dahi yine de süslenirdi.

Okula gittiğimizde başkalarının kenar süsleri ile kendimizinkini karşılaştırırdık. Bu karşılaştırma işi daha çok kızlar arasında olurdu. Kızları kenar süsleri daha albenili olmasına rağmen çok önemli bir şeymiş gibi erkeler yaptıklarını kızlara göstermezlerdi.

Özellikle güzel yazı derslerinde herkesin defteri aynı anda açık olurdu. Çok kişi göz ucuyla diğerlerini kenar süslerine bakardı. Sınıf sanki bir çiçek tarlasına dönerdi o derslerde.

Kim bilir her kenar süsünün bir hikâyesi vardı belki. Belki de bir mesajı. Her ne kadar erkeklerin süslemelerinde öyle çiçekli böcekli şekiller yoksa da o çizgilerin bir anlamı olmalıydı. Öyle ya durup dururken mi çiziliyordu o kadar çizgi.

Laf aramızda çizgilerin arasına bazı kız isimlerinin baş harflerini andıracak motifler yapardık da bir şey yokmuş gibi davranırdık. Öyle ya kime ne çizdiğimiz çizgilerden. Kalem bu ne tarafa doğru gider belli mi olur. Hem harfler kimsenin şahsi malı değil ki. İster “L” şeklinde çizeriz ister “M” şeklinde.

Ne güzel günlerdi o günler!

Hadi kızlar her gün renkli desenler yapıyor yapmasına da erkeler niçin aynı desenleri yapmakta ısrar ediyor?

Durmadan da aynı çizgiler çizilmez ki…

Değil mi?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku