son haberler

SahafZade’de Kültür Sohbeti

Yayınlanma Tarihi: 22 Aralık 2014 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Öncelikle “Sahafzade” kelimesinin yanlış yazıldığını düşünenler olabilir. Haklılar da. Ancak Giresun’da bulunan bir kitabevi ismini böyle vermiş. Yani sahaf ve zade kelimesi bitişik yazıldığı halde, ortada bulunan “z” harfi büyük yazılmış. Her ne is. Konumuz bu değil.

Geçen hafta SahafZade Kitabevi tarafından tertip edilen bir sohbet toplantısına üç kişi davet edildi. Öncelikle böyle bir faaliyeti gerçekleştiren müessese sahibi Sayın Fatma Civelekoğlu Geçer’e teşekkür ediyoruz.

Üç kişi demiştik. Gürsel Karataş’ın şair, Nurten Akpunar yazar ve İsa Yar şair-yazar olarak yerini aldı bu sohbet toplantısında. Böyle bir toplantının bir kitabevinde olması daha da bir anlam kazandırdı. Üç eser sahibi daha önce planlandığı üzere önce kendilerini tanıttılar. Daha sonra da orada bulunanların sorularını cevaplandırdılar.

İlk olarak Sayın Gürsel Karataş yaptı konuşmasını. Son Seyran adlı şiir kitabının nasıl gerçekleştiğini anlattı. Tabii şiir yamaya nasıl başladığını da. Sayın Karataş etrafında ilgisini veya dikkatini çeken her şeyin bir yazma sebebi odlundan bahsetti. Her şiirinin bir görünen hikâyesi bir de gönül hikâyesi odlunu söyledi. Böylece kelimelere hem ruh hem de bir anlam kazandırdığını belirtti.

Daha sonra Sayın Nurten Akpunar konuştu. Basılan iki kitabı yanındaydı. “Dağların Eteğinde” ve “Yabancı” adlı eseri başta olmak üzere neşredilmemiş eserlerinin nasıl vücuda geldiğini anlattı. Özellikle lise edebiyat öğretmeninin söylediği “Yazmak ölümün elinden bir şeyler koparmaktır” sözünün kendisini etkilediğini söyledi. Şiiri sevdiğini ancak şimdilik roman üzerinde çalıştığını, şiirin edebiyattaki yerinin çok farklı olduğunu söyledi.

Daha sonra sayın İsa Yar konuştu. Yaklaşık yarım asra yakın kültür ve edebiyatın içinde olan İsa Yar’ı neşredilen iki kitabıyla tanıtmak haksızlık olur. O sadece şair ve yazar değildi. “Saklı Sözler” adlı deneme kitabı ile “Hüzün ve Sağanak” adlı şiir kitabı sadece işin görünen kısmıydı. Yazmadıkları yazdıklarının yanında aysbergin su altında kalan kısmıyla dahi mukayese edilemezdi.

O da konuşmasını yaptı…

Yukarıdaki hakkında yapılan kısa girişten de “sezileceği” gibi biz onu burada anlatamayız. Aslında genç şair ve yazar adayları ve edebiyat tahsili görenler tarafından yakından incelenmesi gereken biri İsa Yar.

Ülkede tenekeyi altın diye tanıtıp satanların yanında o aklında ve gönlündeki mücevheri anlayamadılar. O bir kültür adamıydı ve yazıyordu. Aynı zamanda o bir şairdi…

“Altının kıymetini sarraf anlar” misali bilenler biliyordu onu.

Üç konuşmacıyı dikkatle dinledim. Onlar bir eser sahibiydi ve eserleri ve onların nasıl meydana geldiği hakkında konuşuyorlardı. Bizler de okuyucu ve dinleyici sınıfında idik ve dinliyorduk. Kimi okur kimi yazar. Böyle olmalı ki okumanın da yazmanın da bir kıymeti olsun. Değil mi?

Dinleyiciler arasından sorular soruldu. Soruların büyük çoğunluğu şiir üzerineydi. Sorunun muhatabı olan kişiler cevapladılar. Bir zaman sonra iş samimi bir havaya büründü ve herkes birbirleriyle konuşmaya başladılar. Doğrusu çok güzel bir ortamdı.

SahafZade Kitabevi önemli bir iş yapmıştı. Hem gelen şair ve yazarlarla tanıştık, hem de dinleyiciler bu sohbetten istifade ettiler. Ne yalan söyleyeyim yarım asra yakın okumama rağmen istifade etmediğimi söylemem. Üstelik kisve-i tab’a yani basılmış bir esere sahip olmamama rağmen bu toplantıda dinlediklerimden bir yazı yazacak hale geldim.

Bu tür faaliyetlerin ülkenin her yanında olması temennilerimiz arasındadır. Yeni nesiller daha öncekiler gibi kendileriyle baş başa bırakılmamalı onların önünü açacak bazı şeyler yapılmalıdır. Hem de gönül sahiplerinin de tanışmasına vesile olunmalıdır.

Yazımızı Büyük şair Nefi’nin bir mısraı ile bitirelim:

“ Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil”

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku