son haberler

Fındık Bahçesi

Yayınlanma Tarihi: 12 Ağustos 2016 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Ne zaman temmuz ayı yaklaşsa Karadenizlinin gündeminde fındık taban fiyatları olur. Öyle ya ağustos ayı girmesiyle bahçelerin durumuna göre fındık toplama işi başlar.

Senede bir defa hasat edilen bu mahsul bölge ahalisi için bir nevi gelir hükmündedir. Gerçi söz zamanlarda mirasçıların artmasıyla dededen kalan yerlerde azalmalar olsa da keseye az çok bir şeyler girer fındık ile.

Acaba biz fındık bahçesine gereken önemi veriyor muyuz?

Bu sorunun cevabı hayli zor. Fındığın mahsulü yaklaşmasına az zaman kala “tırpan vurma” işi yapılır, sonra fındık toplanır ve süratle tüccara teslim edilir. Fındığın miktarı ne olursa olsun fiyatı genelde beğenilmez. Her zaman yetkililerin fındığa önem vermedikleri söylenir. Sonra alım-satım işleri biter ve insanlar yerleşik düzenine girer.

Fındık hasadı zamanı fiyatlardan başka yardım toplayıcılar da arzı endam eder. Bazı kişiler bazı hususları sıralayarak yardım talebinde bulunur. Talebe rağbet edenler gönüllerinden ne koparsa verir. Fındığı az olanlar ise gerekli mazereti dile getirerek izahatta bulunur.

Camilerde din görevlileri yardım ve öşürden bahseder. Öşrün miktarı hakkında şer’i miktarları bildirir, herkesin öşrünün vermesi gerektiğinin önemi üzerinde nasihatte bulunurlar. Diğer vaaz ve nasihatler gibi burayı da dinleyenler yok gibidir. Hatta kolaylık sağlamak için öşür oranını mümkün olduğu kadar aza indiren görevliler bile vardır.

Bazıları vaaz dinlerken içinden matematik hesabı yapar. Mesela yüzde on demek bir ton fındıkta yüz kilo demektir ki “bu zamanda” olacak iş değildir. Her sene yüz kilo öşür veren birinin on yılda vereceği miktar bir tondur ki mühim bir miktardır. O kadar çile çekilip bu kadar fındık nasıl başkalarına verilir?

Bazı seneler fındık hiç olmaz. Hatta bahçeye bile girmeyen olur. Normalde bir ton fındık yapan bir kişi yüz kilo zor yapar. Sanki başak yapar gibi. Böyle yıllarda vatandaşlar üzgün olur. Nasıl üzülmesin bir yıl bekle, gübre at, tırpan vur, fındık ise yok!

Ne yaparsın oluyor işte.

Mesela geçen sene bir ton fındığı olan kişiye yüz kilo öşür verirse bir sene sonra yine bir ton fındık yapacaksın deseler ne derdi?

Bildiniz.

Peki bir sene sonra hiç fındık yapamayan kişiye “Geçen sene öşür verseydiniz bu sene fındığınız olurdu derseniz size ne der?”

Bunu da bildiniz.

Neyse zenginin fındığı bizim gibilerin kalemini yorarmış.

Nüfus artıyor. Miras her sene daha azalıyor. Mahsul de o oranda azalıyor. Yani bundan 40-50 sene sonra herkes yerinden çerezlik fındık toplayacak. Olmazsa yeri arsa yapacak. Kısaca bir şekilde değerlendirecek.

Yine fındık zamanı geldi. Yine hazırlıklar başladı. Yine bol bol fındık hikayeleri dinleyeceğiz.

Seneye buluşmak umuduyla…

Mahsulünüz bereketli olsun.

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku