son haberler

Aprul Beşi

Yayınlanma Tarihi: 29 Nisan 2013 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Eskiden takvimler her evde bulunmazdı. Ancak ‘zaman’ denilen kavram insan hayatının en önemli parçası olduğundan her ay bir şekilde isimlendirilmişti.

Dini vecibelerini hicri takvime göre yerine getiren vatandaşlar, günlük işlerini ise ‘Rumî’ takvime göre yaparlardı. Rumî takvim de şu an kullanılan Takvim gibi 365 gün olup dört yılda bir, bir gün fazla çekerdi.

Okuma yazma oranın az olduğu o yıllarda takvimler matbuu olarak evlerde bulunmazdı. İşte vatandaş bu aylara kendisi bir isim vermiş olup; bu isimlerin bazıları da günümüzde kullanılan şekliyle aynıydı.

Bölgenin özelliklerine göre yapılan ziraî ve diğer işlerini bu takvimi esas alarak yaparlardı. Karadeniz sahilinde balıkçılık önemli bir yer tuttuğundan meteorolojik bilgilere daha çok ihtiyaç duyuluyordu. Ancak bu bilgiler bu günkü kadar kolay öğrenilemiyordu. Çünkü radyo ve televizyon çok sonraları girmişti insan hayatına.

Rumî aylar günümüz takvimine göre on üç gün daha geriydi. Yani Rumî takvime göre ayın 1’i resmi takvime göre aynı ayın 14’ü demekti. Toplamda aynı gün sayısına sahip olan bu takvimler sadece başlangıç ve bitiş zamanları farklıydı.

Bizim ocak, şubat diye başlayan aylarımız halk arasında zemheri, gücük diye başlıyordu. Zemherinin beşi, gücük ayının yedisi, martın dokuzu, aprulun beşi ve son olarak mayıs yedisi dikkatlim olunması günlerdendi.

Aprul beşi olarak adlandırılan gün resmi takvime göre nisanın on sekizine geliyordu ki baharın başlangıcı idi. Artık bu zamandan sonra ciddi soğuklar beklenmiyordu. Halk arasında Rumî aylar şöyle adlandırılıyordu:

Zemheri

Gücük

Mart

Aprul

Mayıs

Kiraz

Orak

Ağustos

Istavurt

Darı

Kasım

Karakış

Doğum günü baba evimin duvarına anam tarafından Rumî aylara göre 24 Aprul; yani resmi takvime göre 7 Mayısa tekabül eden gün kayıt düşülmüş. Bir bahar günü dünyaya gözleri açmış biri olarak bu ‘Aprul’ ayında böyle bir yazıyla kültürümüze ait bir âdeti hatırlatmış olalım istedik.

Öyle veya böyle her kayıt tarihi bir vesika hükmündedir. Hangi ölçü birimini kullanırsanız kullanın işin aslına ulaşmanız çok kolay olmaktadır. Yoksa ayların adlarının ne olduğunun ne önemi var. Ben her Mayıs yedisinde bir seneyi devirirken büyüklerimin takvimine göre de 24 Aprul olarak bilinmekte ve ‘aynı gün’, iki ayrı takvime göre aynı anda gelmektedir. Ha Aprul 24, ha Mayıs 7 ne fark eder.

Gönlünüzden baharınız eksik olmasın…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku