son haberler

Aytül Öğretmenin Tatlı Yeme Miktarı

Yayınlanma Tarihi: 20 Nisan 2015 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Bugün müdürümüz Cuma namazından sonra elinde bir tepsi baklava ile öğretmen odasına girdi. herkese tatlı ikramında bulundu. Biz öğretmenler daha oturacağımız yeri ve tatlı tepsisini şekline bile görmeden müdür beyi nizami bir daire içine aldık. Tepsiyi zar zor masaya bırakan müdürümüz gür bir sesle “buyurun!” dedi.

Öğretmen taifesi mutfak malzemelerinin bulunduğu yerden çatal ve tabak almaya yeltenirken bir taraftan da “kim getirmiş, hangi sebeple” gibi sorular sorarken bazıları da “üzüm ve bağ” sözünü hatırlatıyor, tepsi daha küçük bir daire içine alınıyordu. Saflar Cuma namazınkinden daha sıkıydı.

Askerin taarruza kalkışması gibi bütün çatallar baklava tepsisine doğru hücuma geçerken, birinin ağzından “kilo” gibi bir kelime çıktı. Çatalları tutanların bir kısmı ani fren yapmış araba misali aniden duraklayıverdi. Parmaklarının uçlarında zarifçe tutulmuş çatallar ellerde bir zaman kaldı. Çatal tutan bu ellerin tamamı hanımlara aitti.

Ancak erkek milleti ile kilo alıp verme işi olmadığından tepsiye uzanan çatallarda kısmen azalma olmuştu. Bayanlar ise tatlılara tatlı tatlı bakıyor, baklava tepsi ile aralarında sadece buğulu gözler kalıyordu. Bayanların gözlerindeki ifadelere bakılacak olursa o tepsi içindeki nevaleyi ne kadar da çok sevdikleri saklanacak halde değildi. Ah bu kilo!

Kısa bir zaman sonra bayanlar arasında tatlıya düşkün olmadıklarına dair konuşmalar yapılıyor, erkekler bu konuşmaları sadece dinliyordu. Bazı bayan arkadaşlar “bana bu kadar yeter” diye bir-iki dilim baklavayı tabağına özenle ve sevgi dolu gözlerle yerleştiriyordu. Birazdan “çok düşkün olmadıkları” o tatlıları büyük bir iştiha ile yiyeceklerdi.

Herkes kendi tabağına belli sayıda baklava dilimini yerleştirirken Aytül öğretmen sadece bir adet baklava dilimini sever gibi tabağına yerleştirdi. Ağız içindeki salgı bezlerinin durumunu kimseye göstermeden sevgi dolu buğulu gözlerle tabağındaki baklava dilimine son defa baktı. Ne kadar da güzel görünüyordu. Sonra tabağı eline alıp “bu bana bugün yetecek” gibi erkelerin pek anlamadığı bir cümle kurdu.

Aytül öğretmenin tabağındaki tatlı en yirmi gram vardı. Sindirimi, protein sentezi, şekerin kana geçmesi, dolaşım sistemi vs bir yirmi gram da vücutta artışa sebep olursa al sana kırk gram vücut ağırlığı artışı. Şimdi bu kırk gram fazlalık nasıl yok edilecek? Aslına bakılırsa zor bir durum.

Yani şu “kilo” denilen münasebetsiz kelimeyi kim ortaya attıysa ağız tadıyla bir baklava yemek hanımlara zehir oldu yani.

Koskca baklava tepsisinde bir iki dilim baklava kalmıştı. Bayanların tamamı tek başlarına üç dilimi geçmediğine göre erkek başına düşen baklava dilimini matematik dersinde öğrencilere; bunun başka türlü hesabı da erkek milletinden başka zamanda kesin sorulacaktı.

Var mı öyle milletin özellikle nazenin bayanların önlerinde bir şey görmemiş gibi “hapur hupur” baklava yemek? Dünyanın neresinde görünmüş. Sanki ilk defa bir tatlı görmüşler gibi sağına soluna bakmadan lokmaları birer birer ağızlara götürmek. Bu “kilo” denilen meret sanki erkek milletinin semtine uğramamış sanacak görenler.

Şu erkek milletinde nezaket kalmamış canım.

Bu arada ders zili çaldı. Bayanlar geride kalan birkaç baklava dilimine “kilo” ve “rejim” kelimelerini zihinlerinde “açlık” ve “estetik”le bir araya getirerek melül melül bakarak sınıfların yolunu tuttu. Yükünü yeterince almış erkeler ise tokluğun da verdiği hantallıkla “şimdi ders zamanı mı” cümlesini içinden geçirip ağır ağır yollandılar.

Haftanın son iş günü gerçekleşen bu tatlı ziyafeti böylece sonlanmış oldu.

Aytül öğretmen ise iki buçuk dakika aldığı kırk gramı kır gün rejim yaparak verecekmiş.

Hadi hayırlısı.

-Taze baklavalar geldiii!

-Afiyet olsun.

1 Yorum

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku