son haberler

BİZİM AĞAÇLARIMIZ-1-

Yayınlanma Tarihi: 1 Nisan 2016 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Göz gördüğüne alışırmış derler. İnsan neyi görür nelerle beraber yaşarsa, hayatında hep yanında olmasını arzu eder. Kim bilir bülbül ile kafes sözü buradan çıkmıştır. Beşerin göz hafızası gördüklerini bilinmeyen bir şekilde nakşeder şuur altına. Bir gün çok mühim bir hal karşısında yıllarca görmediği o nesneyi hatırlar birden. İstese de, istemese de…

Doğduktan sonra geçen her süre önceleri sessiz, daha sonra sorarak ve en sonunda da araştırıp soruşturarak öğrenmeye başlar insanoğlu. Yakın çevreden başlayan bu öğrenme daire daire genişler. Mekân önce mahalle veya köy; daha sonra ilçe veya il ve bütün dünyadır. Ama şuur altıda göz hafızasıyla gördükleri, ruh hafızasında ise, mücerret mefhumlar vardır. Yani asli değerler. İnsanoğlu parçadan bütüne doğru öğrenir.

Bizim mahallenin taşları

Yürümeye başlar başlamaz sokaklar yeni mekândır. Komşunun çocukları yeni arkadaşlar. Zamanın nasıl geçtiği çocukken de belli değildir. Gün dediğin nedir çocuğa? Falan tepeden doğan güneşin filan tepeden batması arasındaki geçen süre. Bu zaman zarfında sokaklar bir başka dost, bir başka arkadaştır insana. Hani derler ya “Çocuk milleti düşe kalka büyür” diye. Düşmeyen insan var mıdır mahallede? Ayağa takılan taş, az ilerideki çukur ne canlar yakmıştır. Yakmıştır da ne taşı eksik olmuştur sokakların ne de çukuru. Yıllar sonra gurbet ele düşünce yâdımıza gelince çocukluğumuz; taşa da, çukura da hasret duyarız derinden. İşte o zaman taş ve çukur bedenimizi değil de ruhumuzu acıtır ta uzaklardan. Bizim mahallenin taşları da çukurları da güzeldir.

Hayali cihan değer

Şirin bir köyde dünyaya gelmek herkesin şansı değildir. Tabiatla iç içe bir hayat. Baharı bir başkadır, yazı bir başka. Kışı bir başkadır, güzü bir başka. Kerpiçten olmasa da eskisi kadar geniş bir bahçesi yoksa da evimizde bir kedimiz, kapımızda bir köpeğimizden yıllar öncesi mahrum kalmışsak da yine de güzeldir köy hayatı. Eskiden ağaçlar, evler için bizden yapılmıştır diye vakur ve dimdik dururken; şimdi betondan yapılmış heyulaları saklamak için çırpınmaktadır. Yine de bir ırmak üzerinde kurulmuş tahta kapılı değirmeni, bahçesinde söğüdün gölgesine gelecek şekilde ağaçtan yapılmış oturakları bulunan şirin mescidi, mahallenin orta yerinde bulunan serin suları akan çeşmeyi, beyaz badanalı kırmızı kiremitli ve önünde demirden yapılmış bayrak direkli ilkokulu hatırlayınca insan, içindeki “cızz” sesini ancak kendisi duymaktadır. O anda hangi mevkide, hangi koltukta, hangi maddi durumda; hülasa hangi halde olduğu hiç de mühim değildir.

İnsan doğduğu ve çocukluğunun geçtiği evin muşamba kaplı duvarını, iyi örtülmeyen kapısını, macunu dökülmüş pencere camlarını, isli ocağını, elektrik gelmeden önce veya gidince kullandıkları gaz lâmbasını hatırladıkça içinde hep o malûm sesi duymaktadır. Testide bulunan suyun, yayıkta yapılmış ayranın, kül üzerinde demlenmiş çayın tadı nerede buluna bilir ki?

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku