son haberler

BİZİM AĞAÇLARIMIZ-2-

Yayınlanma Tarihi: 10 Nisan 2016 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Türküler bizi söyler, ağaç üstünden

Elbette ağaç köy denildi mi ilk akla gelenlerden olur. Ya türküler. Türküler bizi söyler nağme nağme. Hele bir de bu ikili birleşti mi sormayın gitsin. Hangi ülkede bu kadar uyumlu bir araya gelebilir. Vardır elbet başka yerlerde de. Ama Anadolu’da bir başka duyguludur. Kendinden olan her şeyi saklamıştır mısralara. Nesrinden başlamalı bilinmez. O kadar çok ki.

“Uzun uzun kamışlar” oldukları yerde büyürken, sevdalılar ise “Nazlı yârin gurbete gidişini” ruhen hazmedememiştir.

“Cevizin yaprağı” neden “Dal arasında”dır bilinmez ama “Mandanın söğüt dalına yuva yapmasının” hayretle dile getirir.

“Ala gürgenin dalının püsküllü” oluşu neleri hatırlatmakta ve kaç kişinin başında “Kavak yelleri esmiştir bu ülkede? ”

“Mor menekşe neden boyun eğmiştir onun hüsn ü cemalinden ?”, “Meşeden gel meşeden” derken kastedilen ne?

“Arpa buğday nasıl çeç” olur? “Güzelin bağ arasında” işi ne? “Fındık dalları ne zaman yeşerir” “Bitlisin önünde ki bağlar”a ne oldu?

Ve yüzlerce halk türküsü…

Sakın demeyin ki gülü laleyi unuttun? Gül için takâtımız yoktur. Asırlardır ne mısralar yazıldı ne sözler söylendi hakkında. Üstelik tamamen yerli ve bizden bir çiçek. Ne batıdan devşirme, ne de morarmış utancından. Ne Çin’e ve uzak doğuya ait, ne de Bizans’a ve Batı’ya.

Yani gül için sözümüz yoktur. Şair: “ Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz.” der.

Lale için: “Gülün alımlı rakibi diyor ” usta kalem Beşir Ayvazoğlu. Şimdilik bu tarafını geçiyoruz.

Hele meyve ağaçları. Onlara yakılan türküler. “İğdenin dalları yerde değil mi, bir dalda iki kiraz ve hastane önünde incir ağacı…”

Bizim meyvelerimiz ve bize ait nağmeler… Ya ağaca, çiçeğe ve bitkilere dair sözlere ne demeli. “Mis gibi kokmak, fasulye sırığı gibi büyümek, gözünü budaktan sakınmamak, bostan korkuluğu” gibi yüzlerce söz.

Hele meyve çiçekleri… Sonunda dökülüp meyvesi olan ve bize fayda sağlayan bitkiler. Önceleri erik çıkar Karadeniz’de piyasaya. Yeşil dallar arasından bembeyaz görünür. Aradan geçen süre içinde elmalar süsler bahçeleri bir gelin gibi. Ve baharı müjdeler. Elma çiçekleri çok güzel kokar. Bakmayın beyaz göründüğüne. Yakından incelerseniz küçücük pembeler vardır çiçeklerinin üzerinde. Hani genç bir kızın bir kusur karşısındaki mahcubiyetini andırır. Pembeleşen bir yüz hattına çok benzer. Aslında bir suçu yoktur elma çiçeğinin. Sadece görüntüsü öyledir ve güzel bir çiçektir. Hele bir kokusu vardır yanına varılmadan anlaşılmaz. Ve ardından şeftali açar çiçeğini. Renklidir ve farklıdır. Sırayla arz-ı endam ederler.

Bizim çiçeklerimiz güzeldir.

Bizim ağaçlarımız güzeldir.

Bizim bitkilerimiz bizimdir, yani yerlidir.

Bizim bitkilerimiz bize benzer, sahipsiz ama faydalı.

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku