Gaşların Garasına
Yayınlanma Tarihi: 28 Eylül 2018 — okunma
Kendi âdetim üzere her eylül ayının üçüncü haftası bir Neşet Ertaş yazısı yazmayı kendime vazife edindim. Bu yazı sanırım yedinci yazı. Ancak bu yedi yazıdan ilk ikisi arşivimde yok. Zaten olmasa da olur. Neşet Ertaşa’ı neredeyse ezberlemiş olan biri için bir kayıp sayılmaz. Olsa olsa bir ayıp sayılır.
Büyük usta Neşet Ertaş 25 Eylül 2012 tarihinde aramızdan ayrıldı. Geriye hüzünlü bir “gönil” bıraktı.
Türkülerinin ekseriyetinin sözleri kendisine ait. Yine kendine has sazı ve icrası olan usta sanatı dışında bir şeyle ilgilenmemiş bütün dikkatini ve enerjisini sanatına vermiştir.
Gönül kelimesini en güzel söyleyen kişidir. Zaten derin bir anlamı olan gönlü kendi aksanıyla söylemesi gönle başka bir derinlik kazandırmıştır.
Maalesef günümüzde Halk müziği ve sanat müziğine rağbet gittikçe azalmakta; yeni nesil artık sözlerini anlamasa da yabancı müzik dinlemektedir.
Elbette herkes istediği müziği dinler. Buna kimse karışamaz. Ancak en azından bize ait sanatçılar neler yazmış neler söylemiş diye merak eden de yok. Bu açıdan kendi kültürüne yabancı bir nesille karşı karşıyayız.
Neşet Ertaş’ın icra ettiği eserlerin sözleri de anlamakta güçlük çekiyor. Anlayamamamız kelimelerin yabancılığından değil manasının derinliğinden. Çünkü biz bazı hislerimiz kaybettik. Artık sevgiler bina duvarlarına bile yazılamıyor. Çünkü dün duvara yazdığı isimden yarın vazgeçen bir garabetle karşı karşıyayız.
Sevmek fiili tarihe karıştı ve yerini “heves” aldı. Kişilerin “hevesini” aldıktan sonra muhatabı “havasını” almaya başladı. İnsanların sevgisinde bile istikrar yok. Leyle ile Mecnun kıssaları tarihe havale oldu. Kimsenin o tür duyguları hissetmeleri mümkün değil.
Biz sözü Neşet Babaya bırakalım. Mesela sevdiği için söylediği şu mısralara bakınız.
Kurusa vücudun kanın çekilse
Yine şu göynümün yarisi benim
Kim burada bahsedilen gibi sevilmek istemez? Sorsan herkes. Ancak günümüz için geçerli olmayan bir durum. İki tartışmadan veya buluşmadan sonra “Herkes kendi yoluna” anlayışı hakim oldu.
Peki, buna ne demeli?
Bu derdimim dermanını
Almaya ben yare gidem
Kim kimin için yerinden kalkıyor günümüzde. Ancak bir anlık hevesimizi yerine getirmek için mücadele eder başardık başardık başaramadık, “Elimi sallasa ellisi” diyerek yeni sulara yelken açarız. Ama Neşet Ertaş öyle demiyor.
Son olarak iki mısra ile bitirelim.
Ancak sen melham olun
Göynümüm yarasına
Sahi öyle bir merhem var mıdır?
Şayet varsa nerede bulunur?
Doktorlar o ilacın reçetesini yazar mı?
Gönül yarası olunca merhem bulmak zor oluyor demek. Doktorun da bu işlerden anlaması lazım. Her şey tıbbiyede öğrenilmiyor ki…
20 Nisan 2024 — okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların...
Devamını Oku
29 Mart 2024 — okunma
Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi...
Devamını Oku
7 Mart 2024 — okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”...
Devamını Oku
18 Şubat 2024 — okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin...
Devamını Oku
6 Şubat 2024 — okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını...
Devamını Oku
25 Ocak 2024 — okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe...
Devamını Oku
10 Ocak 2024 — okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli...
Devamını Oku
4 Ocak 2024 — okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı...
Devamını Oku
22 Aralık 2023 — okunma
Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir...
Devamını Oku
11 Aralık 2023 — okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum...
Devamını Oku
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.