son haberler

Kafes

Yayınlanma Tarihi: 23 Ekim 2015 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Şu insanoğlu ne garip bir canlı.  Yaşadığı dünyaya akıl nimeti ile hükmedebiliyor. Kendinden daha güçlü olan şeylere karşı mücadele edebiliyor. Belki yırtıcı bir kedi ile mücadele edecek kabiliyeti yok iken en yırtıcı hayvanlardan bile korunabiliyor. Bütün bu işleri akıllarını kullanarak yapıyor.
Aslına bakarsanız birilerinin akıl etmiş olduğu buluşların sayesinde diğerleri de istifade ediyor. Yoksa daha lise sıralarında öğretmenlere biz bu dersleri niye okuyoruz ne faydası var bize sorusunu sorarlar mıydı?
Hem bilgisayar kullanıp, hem cep telefonu taşıyıp, hem doktora gittikten sonra eczaneden ilacı alıp içindeki prospektüsüne kullanıp; sonra da bu fizik, kimya biyoloji konuları hayatta ne işe yarıyor sorusunu ÖSS derecesi yapmış kişilerin dahi sorduğu vakidir.
Ama ne olursa olsun bu soruları bile akıl sayesinde sorduklarını fark etmeseler dahi ileri zamanlarda öğrenecekleri kesindir.
Her işin kolayına kaçan insanoğlu kendi muhitini güzelleştirmek, hayatını kolaylaştırmak için bazı çareler üretmiştir. Yani biri çare bulup diğerlerini de öğretmiştir.
Kullanılan eşyaları saymazsak ki onlar teknik şeylerdir. Her ne kadar öğrenci iken ne işe yarar sorusunun neticesi olsalar dahi zamanla kıymetleri ortaya çıkmaktadır. Biz gelelim teknik olmayan bazı şeylere…
Öncelikle eskilerin ‘bediî zevk’ dedikleri insan ruhunu dinlendiren, insanı rahatlatan, göze ve kulağa veya ruha hitap eden bazı şeyler yapmamış değiliz. Edebiyat, şiir – edebiyata dâhildir aslında- musîki, resim ve buna benzer bazı sanat dallarıyla uğraşmışlar ve bunları da diğerlerinin istifadesine sunmuşlardır.
Evlerin içini ve dışını süslemek de bu sınıftandır. Yalnız ben balıkların havuza, kuşların kafese ve çiçeklerin saksıya hapsedilişlerini biraz kabullenemedim. Bu bir insanı kendi memleketinden alıp mecburi bir sürgüne tabi tutmak gibi bir şey. Bülbül ile kafes sözünde olduğu gibi. Acaba kafesteki kuşa sorma imkânı olsa, en has odalarda yediği önünde yemediği ardında sıcak bir ortamda mı yaşamak ister; yağmur, soğuk, avcı ve yabani hayvanların olduğu hür ortamlarda mı? Maalesef bu soruyu soramıyoruz. Ama kendi zevkimize göre onları bir odaya hapsederiz. Kaç kişiniz tarlada veya bahçede bir çiçeğe batınız gibi ucube bir soru sorama istemem. Nazlı nazlı akan bir ırmakta yüzen balığı da görmüşlüğünüz vardır elbet. Ya seher vaktinde öten kuşların sesini dinlerken hissettikleriniz…
Netice itibariyle canlıları kafese sokmayalım.
Her canlı kendi dünyasında daha huzurludur.
Sizce onları kafese sokmaya hakkımız var mı?

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku