son haberler

Plastik Bardak

Yayınlanma Tarihi: 18 Aralık 2015 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Terk ettiğimiz o kadar çok var ki? Ne gariptir ki terk ettiğimiz onca şeyi arar oluyoruz bazen. Eskiden şöyleydi, böyleydi serzenişlerinin ardında biraz da terk ettiklerimiz var.
Zaman ile birlikte adetler de değişmekte. Hatta alışkanlıklar bile. Biz değişen veya değiştirdiğimiz alışkanlıklarımıza ne kadar alışabiliyoruz bilmem.
Eşyalarımız değişimden en çok nasibini alan şeylerden.
Daha düne kadar suları tasta veya cam bardaklarda içerdik. Bir bardaktaki suyun duruşundaki asaleti hangi plastik şişede bulabiliriz? Çeşmelerden gürül gürül akan suyun ne tadı ne de görüntüsü aynı kaldı. Onları tabii mekânlarından alıp hapsettik. Artık onlar da hür değiller. Önce kendimizi sonra eşyalarımızı ve kullandığımız birçok şeyi esir ettik.
Esaret sadece canlılara mahsus bir şey değildir.
Daldaki kuşu kafese, göldeki balığı akvaryumlarda nasıl esir ediyorsak; cansız varlıkları da esir edebiliyoruz. Mesela kaynağındaki suları şişelere hapsetmek gibi.
Bu kısmı geçelim. Plastik bardaklara nasıl geldik onu izah edelim biraz.
Cam bardaklar evlerimizdeki özel eşyalarımızdandı. Özellikle misafirlerimiz gelince kurduğumuz sofralarda değişik şekillerde ve desenlerde olan bardakları sofraya yerleştirir, hemen yanında duran sürahideki billur gibi suyu itina ile bardaklara doldururduk. Suyun bardağa boşaltırken çıkan şırıltının ne kadar dinlendirici olduğunu bilenler bilir.
Su canlılar için hayat demektir.
Ve insanların susuz en fazla birkaç gün yaşayabileceğini çoğumuz bilmekteyiz. Ama onları önce çeşmelerde dinlendirmeye alıp, sonra borularla evlere bağladık. Daha sonra plastik şişelere hapsedip başka yerlere taşıdık. Artık sular kendi mecrasında akmıyor.
O alabildiğine hür ve bir o kadar da ruha huzur veren haliyle bazen bir ırmakla yolculuğuna devam ederken; bazen de yeraltından kendisine bulduğu yol ile seyrüsefer etmekteydi. Sadece kullanacağımız kadar eve getirir; yemek, içmek temizlik ve bağ bahçe işlerinde kullanırdık. Şimdi ise bulunduğu yerlerden eğri büğrü şişe mukallidi aletler içine doldurup bilmediği yerlere doğru bir yolculuğa çıkarmaktayız. Kim bilir belki de sürgüne yollamaktayız.
Ne kadar susarsanız susayın, hiçbir şey bir çeşmenin başında içtiğiniz suyun tadını başka yerde alamazsınız. Veya evlere taşınmış ve sürahi içinde dinlenmeye alınmışken kendisine has şırıltısını dinleyerek bir cam bardaktan içtiğimiz suyun tadı başka nerede olabilir ki.
Eğer bir gün suyun tadını alarak içmek istiyorsanız, bir yanınızda nazlı nazlı akan bir ırmak yakınındaki bir çeşmeden avuçlarınızla su içmeye çalışın. Kendiniz sonra susasanız dahi ruhunuz uzun süre susamayacaktır.
Susamamak iyidir bazen…
Susmak da…

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’DA BİR ŞELALE

7 Mayıs 2024 okunma
Bir yeri ziyaret ettiğinizde öncelikle karşılaşacağınız şeyler şunlardır: Tarihi doku, coğrafi yapı ve insan… Tarihi doku o yerde daha önce yaşamış kavim ve devletlerin günümüze kadar gelmiş “Fiziki imzaları”dır. Yani geçmişten günümüze... Devamını Oku

KÜÇÜK KALEMLER BÜYÜK HAYALLER

30 Nisan 2024 okunma
Atalarımızın “Ağaç yaş iken eğilir” sözü hayatın her sahasında bize rehber olmuştur. Olmalıdır da… Küçük yaşlarda verilen eğitim, ileri yaşlarda bize hem temel, hem de rehber olacaktır. Her bina sağlam temel üzerine konulmalıdır ki uzun süre... Devamını Oku

EL ÜCRA’DA ALUÇ ARAMAK

28 Nisan 2024 okunma
Bazen oturup araştırma yapmak bir yeri tanımak için yetmeyebiliyor. Eskilerin “Aynel yakin” diye adlandırdıkları şey öğrenmek istediğin neyse onun yakınında bulunmaktır. Alucra Giresun’a bağlı sahile uzak bir ilçe. Zaten Anadolu’da denize komşu olan... Devamını Oku

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku