Yayınlanma Tarihi: 25 Ocak 2019 — okunma
Yaşım gereği ülkede hatırı sayılır sayıda seçim gördüm. Kısmetse daha kaç seçim görürüm bilmem.
Ülkenin karışık zamanlarında; askerin, adına kâh müdahale, kâh idareye el koyma, kâh ihtilal kâh darbe dedikleri “fiiliyat” zuhur ettiği zaman ben de o günün şartlarında okulumu bitirmiş atanmak için bekliyordum.
Bu fiili durum ve uzantısı “netekim” epey sürdü. Bu süre içinde demokrasiye ne zaman geçileceği ve demokrasinin anlatanlar tarafından “nimetleri” bol bol dile getirilirken hala ülkeyi yönetiyorlardı.
Daha sonra yeniden seçimler yapıldı. Adına “sivil” denilen unsurlar seçim sonuçlarına göre ülkeye vaziyet ettiler.
Ülkede ne zaman bir seçim kararı alınsa seçim tarihi akşamına kadar özel bir beklenti oldu. Her seçim önünde herkes “Bu sefer tamam” dedi. Dedi demesine de bir sonraki seçim öncesinde yine “Bu sefer” diye temennisini dile getirdi.
Ülkede ister iktidar yanlıları, ister muhalefet yanlıları isterse “kayıtsız/umursamaz” olmak üzere seçim sonuçları tahmininde bulundu.
Bu tahminlere göre sorulan soruya en çok kızılan cevap ise tahminde bulunan kişinin “Benim için fark etmez” cevabıydı. Bu cevaba ülkede iktidar ve muhalefet sempatizanları bir araya gelir ve bu cevabı verenlere “şiddetle” kızarlardı. Kızma sebepleri de aynıydı: “Sen bu ülkede yaşamıyor musun?”
Onun için bazı vatandaşlar tahminleri sorulduğunda iktidar ve muhalefet yanlılarını sinirlendirmemek için mutlaka cevap verilerdi. Ters cevaba bile fazla kızılmazdı.
Ülkemizde her seçim bir umuttu. Seçimi kaybedenler seçimden bir gün sonra “Diğer seçimde görüşürüz” gibi ciddi bir laf ederdi. Kazanan tarafa göre ise ülke günlük güneşlikti. Kayıtsızlar için değişen bir şey olamazdı. Onlar hem iktidar hem de muhalefet taraftarlarına içinden gülerdi. Bu gülme sessiz olduğu için kimse onlara kızamazdı.
Seçim önsesinde sohbet etmek de zordu. Hatta derbi maçı kazanan takımın galibiyeti bile fazla konuşulmazdı. Futbolda transfer veya ara transfer döneminde takım değiştiren oyuncudan bahsedenlerin sayısı da az olurdu.
Seçmen taifesi her şeye bir kulp bulur yağmurun yağmasından hükümeti, kuraklık olmasından muhalefeti sorumlu tutar her olumsuzluk için bir kulp bulur ama iki taraf da rafadan yumurtayı düzgün soyamazdı.
Her şey seçimden sonraki ikinci gün sona erer ülke koro halinde “Böyle olacağını biliyorduk” zaten diye ortak bir karara varır, bu ortak karar doğrultusunda ya düzlüğe çıkmış ya da batmış bir ülkede yaşar giderlerdi.
Şimdi 31 Mart 2019 tarihine kadar bu ve benzeri şeyler konuşacağız. Her şey 1 Nisan 2019 günü sona erecek. Ülke ilk seçime kadar kaldığı yerden devam edecek.
Devlette devamlılık esastır sözü mucibince hep beraber yaşayacak, sene sonu şampiyan olamayan takımlara gülecek veya acıyacağız.
Her ne ise.
Ülkemizde yapılacak yerle seçimlerin ülkeye huzur ve mutluluk getirmesi dileği ile…
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.