son haberler

“Z”  KUŞAĞI MI “Y”  KUŞAĞI MI?

Yayınlanma Tarihi: 20 Ocak 2022 okunma

Zeki ORDU zekiordu.zekiordu@gmail.com

Artık son “kuşağın” da bir ismi oldu. Eskiden “nesil” denilen ve günümüzde “kuşak” olarak adlandırılan insan topluluğu. Adına da (Z) kuşağı denilmiş.

Dünya var olduğu günden beri “kuşaklar arası” anlaşmazlık hep olmuştur. Kısaca; dede, baba, torun üçlüsüdür. Diğer bir açıdan da büyük anne, anne ve torun üçlüsüdür bu.

Aslına bakılırsa bu üçlü tam olarak hiç anlaşamadı. Ancak günümüzdeki kadar “kopukluk” da hiçbir dönemde olmadı. Çünkü dünya son 50 senede hızlı bir değişim geçirdi.

Altmışlı yıllara kadar transistörlü radyo saltanat tahtına oturmuştu. Artık her evde bir radyo vardı. Taş plaklar yerini başka muadillerine devretmiş; teyp namıyla maruf kasetçalarlar radyo karşısında ciddi bir tehdit olmuştu.

Ülkenin her yerinde elektrik yoktu ve köyler mesafe olarak da bir birinden kopuktu. Haliyle ilçe ve il merkezleri de aynı durumdaydı.

Çocuklar babalarından, babalar da kendi babalarından farklı düşünürlerdi. En önemli bilgi kaynağı kitaptı. Ulaşması zor olmakla birlikte birbirimize ödünç vererek okurduk. Başka da bilgiye ulaşılacak bir şey yoktu.

Yetmişli yıllarda televizyon arzı endam etti. Önceleri belirli saatlerde siyah-beyaz yayın yapardı. Devlete ait olduğu için İstiklal Marşı ile açılır, yine öyle kapanırdı. Geceleri yayın yapılmazdı. Biz geceleri “uyku” ile geçirdik…

Maddi duruma göre; 5,7 ve 14 numaralı gaz lambası ile aydınlanan evimize bazen misafir gelirdi. Kışın tarla işleri olmadığından, gecelerin de uzunluğundan faydalanan komşular akşamları birbirlerini ziyaret ederdi. Büyükler konuşur, çocuklar kendi aralarında oyun oynardı. Ergenlik çağına yaklaşmış kişiler de büyükleri dinlerdi. Ancak sohbete katılmazlardı.

Büyüklerimizin anlattıkları biraz hayal gibiydi. Görünüşte olmayan bir şeyleri anlatıyorlardı. Diğerleri de tasdik ediyordu. Biz gençler anlatılan şeylerin doğruluğunu bilmesek de inanıyorduk. Zaman sonra söylenenlerin doğru olduğunu anladığımızda büyüklerimiz yaşamıyordu.

Günümüzde durum çok farklı. Bir öğretmen olarak öğrencilere onların yaşlarında iken köyümüzde elektrik yoktu dediğimde bana “Peki telefonları ve bilgisayarları nasıl şarj ediyordunuz” diye sorular soruyorlar. Ya söylediklerimize inanmıyor ya da bu cümleyi anlayacak zihin veya idrake sahip değiller. “Z” kuşağı denilen nesil her şeyinin çabuk olmasını istiyor. Çok okur ve yazarın ifadelerine göre tam anlamıyla “Haz ve hız nesli” olmuşlar.

İşin en tuhaf tarafı varlığı ispatlanmış olan geçmişe de inanmıyorlar. Birkaç asır önceki hadiseler belge isteye bilir. Ancak 30-40 yıl önceki yaşanmış olanlara da inanmamaları tuhaf değil mi?

Yeni neslin yani “Z” kuşağının kitapla yakınlığı fuarlarda kitabın yazarı ile fotoğraf çektirmekten öte gitmiyor. Şimdi bana; okuyan, yazan, anlayan var diyecek olursanız size eskilerin “Zemheri sineği” veya “Devede kulak” sözünü hatırlatmak isterim.

Aslında yeni nesil “Z” kuşağı değil, tam tamına “Ye” kuşağı olmuş. Hazırı ver o yesin.

Afiyet olsun efendim…

 

 

 

 

Siz de yorum yapın, görüşlerinizi belirtin.

Yazarın Diğer Yazıları

Yazarın tüm yazıları.

KORGAN’A YOLCULUK

20 Nisan 2024 okunma
Takvimler 26 Mart 2024’ü gösteriyordu. Ramazanın On altısıydı. Yanıma aldığım iftarlıklarla Ünye’den yola çıktım. Günlerden salıydı… Niyetim Korgan ve Kumru ilçelerini görmekti. Ramazan ayı olduğu için bazı zorlukları olacaktı. Ancak ataların... Devamını Oku

SENSİZ BAHARIN ŞEVKİ YOK

29 Mart 2024 okunma
    Ne zaman mart ayı gelse hep aynı hatıra canlanır gözümde. Sanki daha dün gibiydi… Köyümüze okul açılması haberi gelince okul çağında çocukları olan ailelerde bir telaş başladı. Ben okul ne, niye okula gidiliyor bilmiyordum. Hatta çok kişi... Devamını Oku

TORUL’U ANARKEN

7 Mart 2024 okunma
Aradan yedi ay gibi bir zaman geçti. Geçmiş notlarımı incelerken 20 Temmuz 2023 tarihinde yani sıcak bir yaz gününde yolum Torul’a uğramış; orada bulunan bir çay ocağında mola vermiştim. Daha sonra 12 Kasım 2023 tarihinde “Torul’da Bir Çay Bahçesi”... Devamını Oku

KAĞIZMAN’IN ÇİÇEKLİ ÇAYI

18 Şubat 2024 okunma
Bazen bizim basitmiş gibi görüp, tarihe mâl olan o kadar çok şey vardır ki kayıt altına alınmadığında unutulup gider. İnsan hayatında olduğu gibi toplumların hayatına girmiş ve zaman içinde yok olmuş neler vardı kim bilir? Tarihi ve kültürel değerlerin... Devamını Oku

DERELİ’Yİ GÖRELİ

6 Şubat 2024 okunma
Nemli bir yaz ayıydı. Takvimler 18 Temmuz 2023 tarihini gösterirken düştüm yollara. Maksadım daha önce ayak basmadığım toprakları yerinde görmekti. Her ne kadar uzun sür kalamayacak olsam da en azından dünya gözü ile etrafı bir temaşa edip, havasını... Devamını Oku

AYVACIK SAKİN ŞEHİR OLUR MU?

25 Ocak 2024 okunma
Yolumun Samsun’un Ayvacık ilçesine düşmesiyle şehri bira dolaştıktan sonra Belediye Başkanı ile bir görüşme yapmak istedim. Her vatandaş gibi görüşme için sıramı aldım ve davet edilince makama kabul edildim. Daha içeri girer girmez Ordu’nun Perşembe... Devamını Oku

ÇAMOLUK: GİRİŞİ OLUP ÇIKIŞI OLMAYAN İLÇE

10 Ocak 2024 okunma
Takvimler 23 Temmuz 2023’ü gösteriyordu. Sahilin hem kavurucu hem de buram buram terleten sıcağından uzaklaşmak için daha güneyine doğru birkaç günlük bir ziyaret etmeyi planladım. Ünye’den yola çıkıp, sahil boyu yol aldıktan sonra, Giresun’un Dereli... Devamını Oku

ÇATALPINAR’DA BİR GÜZ VAKTİ

4 Ocak 2024 okunma
Takvimler aralık ayını gösteriyordu. Bölge sonbaharın güzel anlarını yaşıyordu. Sararmış yapraklar yer ile buluşu hasbihal etmeye başlamış, daha önce aynı dalı süslemiş diğer yaprakların da yanına gelmesini bekliyordu. Yazın terleten sıcaklığı... Devamını Oku

İSLİ DEMLİK ÇAYEVİ

22 Aralık 2023 okunma
  Her ne kadar “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var” denişe de çayın yeri bir başladır. Çay; dost ile de içilir düşman ile de… Kalabalıkta da içilir, yalnızken de… Evde, parkta, piknikte, lokantada ve buna benzer yerlerde içilen sıcak bir... Devamını Oku

KÜRTÜN

11 Aralık 2023 okunma
Karadeniz’e yüksekten bakan bir vatan toprağı. Tarihi de coğrafyası da incelemeye değer. Geçmişi bazen hazin, bazen göğüs kabartan bir özelliğe sahip. Biz tarihine ve coğrafyasına teferruatlı bir şekilde girmemiz mümkün değil. Hani “Geçiyordum... Devamını Oku